“Yeşil Hat ticaretinin tam potansiyeline ulaşması, uzlaşıyı destekleyecektir”
Avrupa Komisyonu’nun Uyum ve Reformlardan Sorumlu Üyesi Elisa Ferreira, Yeşil Hat Tüzüğü’nün onaylanmasının 20’nci yılında YENİDÜZEN'in sorularını yanıtladı.
Ödül AŞIK ÜLKER
Avrupa Komisyonu’nun Uyum ve Reformlardan Sorumlu Üyesi Elisa Ferreira, Yeşil Hat ticaretinin değerinin, 2004 yılından bu yana, toplam 106 milyon Euro’ya ulaştığını; 2021’de 6.2 milyon Euro olan ticaret hacminin, 2023’te 16 milyon Euro ile rekor bir seviyeye çıktığını kaydetti.
Kıbrıs Türk yazılı basınında ilk röportajını Yenidüzen’e veren Ferreira, ticaret hacminin neredeyse üç katına çıkmış olmasını “memnuniyet verici” olarak nitelendirerek, Yeşil Hat ticaretini daha da artırmak için herkesin yapabilecekleri olduğunun altını çizdi.
Yeşil Hat Tüzüğü’nün onaylanmasının 20’nci yılında Yenidüzen’in sorularını yazılı olarak yanıtlayan Ferreira, tüzüğün 20 yıldır uygulamada olmasına rağmen, hala son derece amacına uygun ve gerekli olduğunu da söyleyerek, “Yeşil Hat ticaretinin tam potansiyeline ulaştığını görmek istiyorum. Bu da uzlaşıyı destekleyecektir. Bu nedenle, ister üretici, ister tüccar, ister karar verici veya kanaat önderi olsun, tüm Kıbrıslıları Yeşil Hat ticaretinin sunduğu fırsatları keşfetmeye ve tanımaya, bu ticareti güçlendirmek için ellerinden geleni yapmaya çağırıyorum” diye konuştu.
Yeşil Hat ticaretinin ekonomik açıdan mantıklı olduğunu ve önemli bir güven yaratıcı tedbir görevi gördüğünü de söyleyen Ferreira, AB’nin, Kıbrıs meselesinin BM çerçevesinde kapsamlı bir çözüme kavuşturulması konusundaki kararlılığını vurguladı.
Ferreira, “Bir gün artık Yeşil Hat Tüzüğü’ne ihtiyaç duyulmayacağını umuyorum. Bu, Kıbrıs sorununun çözüldüğü ve adanın yeniden birleştiği anlamına gelecektir” dedi.
Kıbrıs yeniden birleştiğinde ve AB mevzuatı tüm adada uygulandığında, Kıbrıs’ın güneyi ve kuzeyi arasındaki ekonomik eşitsizliklerin, AB uyum fonlarıyla ele almanın mümkün olacağına da dikkat çeken Ferreira, yeniden birleşmiş bir ülkenin, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar için muazzam faydaları olacağına ve bunun mümkün olan en iyi gelecek olduğuna dair inanç belirtti.
Yeşil Hat Tüzüğü’nün 20. yıldönümünü...
Soru: Yeşil Hat Tüzüğü’nün 20. yıldönümünü idrak ettiğimiz şu günlerde, tüzüğün bugüne kadar Kıbrıs üzerinde yarattığı etkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Tüzüğün somut ekonomik faydaları bakımından Kıbrıslı Türkler için gözlemleriniz nelerdir?
Ferreira: AB’nin Yeşil Hat Tüzüğü, Yeşil Hat üzerinden, insanların, malların ve hizmetlerin dolaşımına dair çerçeveyi belirlemiş ve Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türkler arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine büyük katkıda bulunmuştur. Buna ihtiyaç vardı, çünkü AB mevzuatı, Kıbrıs Türk toplumunda askıya alınmış durumdadır, ancak Yeşil Hat’ın diğer tarafında, AB tek pazarının bir parçası olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin etkin kontrolü altındaki bölgelerde uygulanmaktadır. Dolayısıyla, Kıbrıs Türk toplumundan gelen insanların ve malların girişinin AB kurallarına uygun olarak düzenlenmesi gerekiyordu.
Kıbrıs Türk mallarının, hattın diğer tarafındaki AB pazarına satışını ifade eden Yeşil Hat Ticareti’nin değeri 2004 yılından bu yana toplam 106 milyon Euro’ya ulaşmıştır. 2021’de 6.2 milyon Euro olan ticaret hacminin, 2023’te 16 milyon Euro’ya çıkarak rekor bir seviyeye ulaşmış ve neredeyse üç katına çıkmış olması memnuniyet vericidir. Avrupa Komisyonu’nun çalışmaları bu ticaretin artmasına katkıda bulunmuştur. Ancak, ticareti daha da artırmak için hala daha fazla alan var ve bu konuda hepimizin yapabilecekleri var.
“KOBİ’lere ve start-up’lara 4 milyon Euro’luk destek”
Komisyon, Yeşil Hat ticaretine başlamak veya yaptığı ticareti genişletmek isteyen Kıbrıslı Türk KOBİ’lere ve start-up’lara odaklanan 4 milyon Euro’luk bir destek programı başlatmıştır. Bu program çerçevesinde işletmelere, örneğin yeni ekipman ve makine satın almaları için hibe ve özellikle AB ürün standartlarına nasıl uyum sağlayacakları konusunda danışmanlık hizmetleri verilecek. Program aynı zamanda işletmelerin dijitalleşme ve inovasyon düzeylerini artırarak üretimde sürdürülebilirliği geliştirerek işletmelerin rekabet gücünü artıran, faaliyetleri de finanse edecek. Program ayrıca, Yeşil Hat ticareti için elverişli bir ortam yaratmaya çalışacak.
Yeşil Hat ticareti yapan Kıbrıslı Türk şirketler, ürünlerinin AB standartlarına uygun olması koşuluyla girebilecekleri daha büyük bir pazara erişimden açıkça faydalanırken, Kıbrıslı Rum tüketiciler de daha geniş bir yelpazede güvenli ve AB standartlarına uygun ürünler arasından seçim yapma imkanından faydalanıyorlar.
Yeşil Hat ticareti, şu anda Kıbrıs Türk toplumu dışına yapılan mal satışlarının yaklaşık %10’unu oluşturmaktadır ve bu nedenle önemli bir ekonomik faaliyeti temsil etmektedir. Yeşil Hat ticareti, insanları ve işletmeleri bir araya getirdiği ve bu etkileşimler yoluyla güven tesis ettiği için önemli bir güven yaratıcı önlem görevi de görmektedir.
Yeşil Hat Tüzüğü 2004 yılından bu yana Kıbrıslıların ve yabancı ziyaretçilerin Yeşil Hat üzerinden 64 milyondan fazla geçiş yapmasını sağlamıştır. Bugün artık geçişler büyük bir mesele değil ve olması gereken de zaten bu. İnsanlar her gün alışverişe ve restoranlara gitmek, iş ortakları ve tanıdıklarıyla buluşmak, bir yerleri ziyaret etmek için geçiş yapıyorlar. Bu şekilde Kıbrıslılar toplumlar arası bağlar kurabiliyor ve kurdukları bağları genişletebiliyorlar.
“Yeşil Hat Tüzüğü, hala son derece amacına uygun ve gerekli”
Soru: Yeşil Hat Tüzüğü’nün uygulanmasında ne gibi zorluklar ortaya çıktı? Bu zorlukların üstesinden gelmek ve tüzüğün güncel, etkili ve verimli kalmasını sağlamak için ne öneriyorsunuz?
Ferreira: Yeşil Hat Tüzüğü, 20 yıldır uygulamada olmasına rağmen, bugün hala son derece amacına uygun ve gereklidir. Bal ve taze balık gibi yeni ürünlerin Yeşil Hat ticaretine izin vermek, ya da meyve ve sebzenin AB pazarına arz edilmeden önce denetlenmesine dair yeni gereklilikler sunmak gibi güncel AB mevzuatını dikkate almak için birkaç kez değişikliğe uğramıştır. Daha fazla değişiklik ihtiyacının ortaya çıkması halinde, bunu yapmak oldukça basittir. Bu tür değişiklikler için belirlenmiş bir prosedür vardır.
“Yeşil Hat ticaretinin tam potansiyeline ulaşmasını sınırlayan bazı engeller varlığını sürdürmektedir”
Yeşil Hat ticaretinin tam potansiyeline ulaşmasını sınırlayan bazı engeller varlığını sürdürmektedir. Örneğin, güvenilir ve makul fiyatlı bir ödeme sisteminin olmaması, işlemlerin daha çok nakit olarak gerçekleştirilmesine neden olmaktadır. Bunun nedeni hükümet kontrolündeki bölgelerdeki bir bankadan, Kıbrıs Türk toplumundaki bir bankaya havale yapmanın birkaç muhabir bankanın katılımını gerektirmesidir ve bu maliyetlidir. Nakit ödemeler şeffaf değildir ve büyük miktarlar söz konusu olduğunda pratik değildir. Komisyon, Kıbrıs bankaları ve Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarının yanı sıra iki toplumun ticaret odalarıyla işbirliği içinde bir çözümün bulunması için çalışmaktadır.
“Bir gün artık Yeşil Hat Tüzüğü’ne ihtiyaç duyulmayacağını umuyorum”
Yeşil Hat ticareti konusunda bir bilgi eksikliği de söz konusudur. Bu eksikliği gidermek amacıyla, geçtiğimiz Ekim ayında Lefkoşa’da AB tarafından finanse edilen bir One-Stop-Shop açıldı. Rumca, Türkçe ve İngilizce bilen uzmanlar, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk şirketlere prosedürler ve AB ürün standartları konusunda danışmanlık hizmeti vermektedir. AB One-Stop-Shop aynı zamanda iki toplumdan şirketleri bir araya getiren etkinlikler düzenlemekte, şirketlerin spesifik sorularına cevap bulmakta ve ticaret yaparken zorluklarla karşılaşan tüccarlara destek vermektedir. Bu faaliyetler, bu önemli ticaretin daha da artmasına yardımcı olacaktır.
Bir gün artık Yeşil Hat Tüzüğü’ne ihtiyaç duyulmayacağını umuyorum. Bu, Kıbrıs sorununun çözüldüğü ve adanın yeniden birleştiği anlamına gelecektir.
“BM çerçevesinde, kapsamlı bir çözüm”
Soru: İki tarafın toplumlarının ve liderlerinin birbirleriyle işbirliği konusundaki tutumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ferreira: AB, Kıbrıs meselesinin BM çerçevesinde kapsamlı bir çözüme kavuşturulması konusunda tam bir kararlılık içindedir. Yeni BM temsilcisinin mevcut misyonu bir diyalog başlatılması için bir fırsat sunmaktadır ki, bunu memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm tarafların söz konusu temsilciyle görüşmeler yapması beni cesaretlendirmiştir. Bunun ardından şimdi iki toplumu birbirine yakınlaştıracak somut adımlar gelmelidir.
“Yeşil Hat ticareti iyi bir işbirliği alanıdır”
Yeşil Hat ticareti iyi bir işbirliği alanıdır çünkü ekonomik açıdan mantıklıdır ve önemli bir güven yaratıcı tedbir görevi görmektedir. Sivil toplum düzeyinde, örneğin Kıbrıs Türk Ticaret Odası ile Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odası arasında halihazırda iyi bir işbirliği vardır. Odalar, AB One-Stop-Shop hususunda Komisyonla birlikte çalışmaktadırlar ve Yeşil Hat ticareti konusunda birbirleriyle yakın iletişim halindedirler.
“Yeşil Hat ticaretinin tam potansiyeline ulaştığını görmek istiyorum”
Soru: Özellikle Kıbrıs’ta toplumlar arası uzlaşı ve işbirliğinin desteklenmesi bakımından Yeşil Hat Tüzüğü’nün uygulanmasını ve etkisini daha da artırabileceğine inandığınız özel tedbirler nelerdir? Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum toplumları arasındaki güven ve işbirliğini arttırmak için ne gibi adımlar atılabilir?
Ferreira: Yeşil Hat ticaretinin tam potansiyeline ulaştığını görmek istiyorum. Bu da uzlaşıyı destekleyecektir. Bu nedenle, ister üretici, ister tüccar, ister karar verici veya kanaat önderi olsun, tüm Kıbrıslıları Yeşil Hat ticaretinin sunduğu fırsatları keşfetmeye ve tanımaya, bu ticareti güçlendirmek için ellerinden geleni yapmaya çağırıyorum.
AB yardım programı kapsamında, Komisyon, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türkler arasında güven ve işbirliğini artırma amaçlı birçok başka tedbir uygulamaktadır. Bu tedbirler arasında, enerji işbirliğini teşvik etmek amacıyla, iki toplumlu bir güneş enerjisi santralinin kurulması ve hellime yönelik bir destek programı yer almakta olup, bu program Halloumi/Hellim isminin, AB Korunmuş Menşe Adı olarak tescil edilmesinden, hem Kıbrıslı Rum, hem de Kıbrıslı Türk üreticilerin faydalanmasını amaçlamaktadır.
“Tüm projeler, güven yaratmayı ve uzlaşıyı ileriye taşımayı amaçlamaktadır”
Aslında, Kıbrıs Türk toplumuna yönelik AB yardım programı kapsamında uygulanan tüm projeler, aynı zamanda güven yaratmayı ve uzlaşıyı ileriye taşımayı amaçlamaktadır. Kıbrıs’ta 150’den fazla kültürel eseri restore eden ya da koruyan Kültürel Miras Teknik Komitesi’nin çalışmaları buna örnek gösterilebilir. Komite, Kıbrıs’ın ortak mirasını restore ederek toplumlar arası ilişkileri yeniden tesis etmekte ve toplumların iyileşmesine ve güven inşa etmesine yardımcı olmaktadır. Bir diğer örnek olarak da, iki toplumlu Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından kayıp şahısların kalıntılarının aranması ve gömüldükleri yerden çıkarılmasına yönelik AB desteği gösterilebilir. Bu çalışmalar ailelerin rahat bir nefes alabilmelerine ve yakınları için onurlu defin törenleri düzenlemelerine imkân veriyor.
Komisyon ayrıca diğer iki toplumlu teknik komitelerin çalışmalarını, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk sivil toplum örgütlerinin spor ve gençlik faaliyetlerinden, insan haklarına kadar uzanan geniş bir yelpazede uyguladıkları iki toplumlu projeleri de desteklemektedir. Bunlara ek olarak AB, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk lise öğrencilerinin okul eğitimlerini barış odaklı United World Colleges okullarından birinde birlikte tamamlamalarını sağlayan bursları finanse etmektedir. Bunlar sadece pek çok örnekten bazıları...
İki toplumlu güneş enerjisi santrali projesi ne durumda?
Soru: Ara bölgedeki iki toplumlu güneş enerjisi santrali projesi ne zaman uygulanacak? Kapasitesi, yatırım bütçesi ve yeri gibi bazı detayları paylaşabilir misiniz?
Ferreira: Komisyon, Şubat ayının sonunda iki toplumun müzakerecilerine, iki toplumlu bir güneş enerjisi santrali için AB tarafından finanse edilen bir ön fizibilite çalışmasının sonuçlarını sundu. Çalışma, uzmanların iki olası yer belirlediği tampon bölgede yer alacak ve yaklaşık 36 MW kapasiteli ve enerji depolama tesisi olan bir santral için bir öneri sunmaktadır. Bu enerji santrali, Kıbrıs’taki ilk iki toplumlu enerji santrali olacak olması hasebiyle, şimdiden büyük bir başarıdır. Elektrik şebekesinin yeşil enerjiye yönelmesi ve diğer güneş enerjisi projeleri için örnek teşkil etmesi gibi faydalarının yanı sıra, iki toplumlu elektrik santrali, iki toplumun ortak bir hedef doğrultusunda birbirleriyle ilişki kurmaları için mükemmel bir fırsattır.
Projenin devam edebilmesi için iki toplumun artık belirlenen iki olası konumdan birini seçmesi, önerilen teknolojik ve teknik çözümler üzerinde anlaşmaya varması ve her bir toplumun yatırım düzeyine ek olarak mülkiyet oranına da karar vermesi gerekiyor. Müzakerecilerin yakın zamanda bu konuda bize geri dönüş yapacağını umuyor ve projenin ilerleyebilmesi için iki toplumun hala kararlaştırılması gereken noktalar üzerinde anlaşabileceğine inanıyoruz. İki toplumun, bazı konularda farklı görüşlere sahip olması halinde, Komisyon endişeleri giderecek çözümler bulunmasına katkıda bulunmaya hazırdır.
“Komisyon, hem pratik, hem de siyasi konularda liderlikle etkileşim halindedir”
Soru: Avrupa Parlamentosu, AB Komisyonu’na “Kıbrıslı Türklerle daha yakın ilişki kurmasını” tavsiye eden kararlar aldı. Komisyon bu yönde ne gibi adımlar atacak?
Ferreira: Avrupa Komisyonu, Kıbrıs Türk toplumuna yönelik AB yardım programını uygulamakla, Kıbrıslı Türklerle zaten çok yakın bir şekilde iş birliği yapmaktadır. AB her yıl Kıbrıs Türk toplumu yararına ortalama 34 milyon Euro yatırım yapmaktadır. 2006 yılından bu yana, bu programa toplamda 700 milyon Euro’ya yakın bir kaynak tahsis edilmiştir. Komisyon, projeleri yerel paydaşlar ve proje faydalanıcıları ile yakın işbirliği içinde tartışır, kabul eder ve uygular.
Programın uygulanması, Komisyon’u Kıbrıs Türk toplumunun destekten faydalanan birçok farklı temsilcisiyle temasa geçirmektedir. Bu temsilcilere, örnek olarak yenilik getirmek veya Yeşil Hat ticareti yapmak isteyen işletmeler, daha rekabetçi ve sürdürülebilir olmak isteyen çiftçiler, Yeşil Hat üzerinden taze balık satan balıkçılar, altyapı projelerine ihtiyaç duyan yerel topluluklar, AB üniversitelerinde eğitim almak veya AB’de staj yapmak için AB bursu alan Kıbrıslı Türk öğrenciler ve araştırmacılar, AB mali desteği alan iki toplumlu teknik komiteler, AB hibeleri alan sivil toplum örgütleri ve diğerleri gösterilebilir. Bu etkileşimler, ihtiyaçları belirlememize ve mümkün olduğunda bu ihtiyaçları karşılamamıza olanak tanıyor. Komisyon ayrıca hem pratik hem de siyasi konularda liderlikle de etkileşim halindedir.
“AP seçimleri, Kıbrıslı Türklere AB konularına dahil olmaları için mükemmel bir fırsat sunuyor”
Soru: Kıbrıs Türk toplumu AB konularına nasıl müdahil olabilir ve sesini nasıl duyurabilir?
Ferreira: Yardım programı kapsamındaki birçok proje, Kıbrıslı Türkleri AB’ye daha da yakınlaştırmakta ve onlara daha fazla katılım fırsatı vermektedir. Komisyon ayrıca, farklı gruplar için çalışma ziyaretleri düzenlemekte ve AB Bilgi Merkezi aracılığıyla, AB politikaları, değerleri ve standartları hakkında bilgi sağlamaktadır. Kıbrıslı Türkler AB vatandaşları olarak, AB mevzuatıyla ilgili kamu istişarelerine ve çeşitli geri bildirim mekanizmalarına katkıda bulunabilirler.
Yeni Avrupa Parlamentosu seçimleri, Kıbrıslı Türklere AB konularına dahil olmaları için mükemmel bir fırsat sunuyor. Kıbrıs’ta seçimler 9 Haziran’da yapılacak. Kıbrıslı Türkleri oylarını kullanmaya ve kendi çıkarlarını savunacak temsilcileri seçmeye davet ediyorum. 2019’da 6 binden az Kıbrıslı Türk oy kullanmıştı. Bu sefer daha fazla Kıbrıslı Türkü demokratik haklarını kullanmaya davet ediyorum.
Komisyon, Kıbrıs’taki Avrupa Parlamentosu İrtibat Ofisi ve Kıbrıs Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile birlikte, Kıbrıslı Türklerin seçimlere katılımını kolaylaştırmaya devam ediyor. Bu meyanda, Kıbrıslı Türkler, İnsan Hakları Platformu aracılığıyla, vekaleten seçmen kayıt işlemlerini tamamlayabilmiş ve böylece kayıt yaptırmak için Yeşil Hat’tan geçerek, kaymakamlığa gitmelerine gerek kalmamıştır. İçişleri Bakanlığı, erişimin kolay olması için Yeşil Hat yakınlarında yeterli sayıda sandık kurmayı taahhüt etmiştir. Komisyon, Kıbrıslı Türkleri seçimlere katılmaya teşvik etmek amacıyla, Kıbrıs Türk toplumunda bilgilendirme ve farkındalık artırma kampanyalarını da finanse etmektedir.
Karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlıkları...
Soru: AB, ebeveynlerden birinin Kıbrıslı diğerinin Türk vatandaşı olduğu karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık haklarını korumak için ne yapabilir ve ne yapmalıdır?
Ferreira: Ebeveynlerinden biri Kıbrıslı, diğeri Türk olan kişilerin Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı almakta zorlanmalarından üzüntü duyuyorum. Bu durumun ilgili kişi ve aileler için yarattığı sorunların da farkındayım. Cumhurbaşkanı Christodoulides tarafından bu yılın Ocak ayında açıklanan Kıbrıslı Türklere yönelik 14 tedbir arasında, bekleyen başvuruların işleme konulması ve belirli kategorilerdeki kişilere vatandaşlık verilmesinin de yer almasını memnuniyetle karşılıyorum. Bu iyi bir başlangıç.
Bir AB üye devletinin vatandaşlığını elde etme koşulları ve usulleri, AB hukukuna uygun olmak kaydıyla, söz konusu üye devletin ulusal hukuku tarafından düzenlenir.
“Kıbrıs’ın geleceğini, yeniden birleşmiş bir ülke olarak görüyorum”
Soru: Kıbrıs’ın geleceğini nasıl görüyorsunuz? Uyum politikası, Kıbrıs’ın yeniden birleşme çabalarını desteklemede ve iki toplum arasındaki ekonomik eşitsizlikleri gidermede nasıl bir rol oynayabilir?
Ferreira: Kıbrıs’ın geleceğini, yeniden birleşmiş bir ülke olarak görüyorum. Bu, BM’nin ve AB’nin pozisyonudur ve hukuken geçerli olan tek çözümdür. Ayrıca, bunun Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar için muazzam faydaları olacağına ve hepimiz için mümkün olan en iyi gelecek olduğuna inanıyorum.
Kıbrıs yeniden birleştiğinde ve AB mevzuatı tüm adada uygulandığında, Kıbrıs’ın güneyi ve kuzeyi arasındaki ekonomik eşitsizlikleri, AB uyum fonlarıyla ele almak mümkün olacaktır. AB üyeliğinin ve uyum politikası desteğinin, 2004’te AB’ye katılan tüm ülkelerin kişi başına düşen AB GSYİH’sinin yaklaşık yarısından yaklaşık %80’ine ulaşmasında etkili olduğunu hatırlıyorum. Aynı refah seviyesi, tüm ada genelinde paylaşılabilirdi. Şu anda, AB mevzuatının Kıbrıs Türk toplumunda askıda olması nedeniyle bu mümkün değildir.