Yeşil Yeni Düzen
Çevre konusu, özel ilgi veya uzmanlık alanı yanında siyasi/sosyal/bilimsel çalışmaların alt başlığı olma boyutunu çoktan tamamladı. Ekoloji krizi, küresel düzeyde yaşanan eşitsizlik, adaletsizlik, sömürü ile doğrudan ilintili bir konu olmasına karşın, bugün ivedilikle irade gösterilmesi gereken, bir konu haline gelmiştir. Farklı düzeylerde yaşanan çıkar çatışmaları ne yazık ki çevreye olan duyarlılığı sadece “çiçek ekmek”, “sokağı temizlemek” gibi günlük sorumluluk alanlarının ötesinde bir düzeye geçemiyor. Bu nedenle, çevre konusu üzerinde daha çok çalışmak, daha çok gündem yaratmak gerekir.
Öteden beri, hiç bir sorumluluk, görev veya icraat paylaşımında ayrı bir çevre yapılanmasına gidilmemesi ve tüm alanlarda temel kriterleri belirlenmiş bu konunun, icraat sistemine entegre edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Zaman gerçekten daralıyor ve insanoğlunun başta küresel ısıtma krizi olmak üzere, bu sorunu bir an önce çözmesi çok önemli bir sorumluluk noktasına gelmiştir.
İçerisinde kırk bin ağaç çeşidi, iki bin kuş çeşidi ve memeli hayvan, iki bin iki yüz balık çeşidi ile yüz yirmi sekiz bin sekiz yüz çeşit omurgasız hayvan bulunan ve bu nedenle dünya üzerinde en fazla türe sahip olup dünyadaki su kaynaklarının yüzde yirmisini oluşturan Amazon Yağmur Ormanları bugün yanıyor. Bir milyon insana ev sahipliği yapıyor. Dünya'nın oksijeninin yüzde yirmisini sağlayan Amazon ormanları yanıyor. Son sekiz ayda yetmiş iki bin kere yakılmış ormanlar. Brezilya Devlet Başkan’ı Bolsonaro, “şu anda”, “her bir dakikada bir futbol sahası” büyüklüğünde alanın yanması ile ilgili Çevre Örgütlerini para alacakları gerekçesiyle suçluyor. Brezilya’nın yangını söndürme kapasitesi yok. Tüm bu yaşananların “ormansızlaştırma” girişimi olduğunu, yangını “tek ekonomik aklın” vahşice çıkardığını, maden arama ve tarımın öne sürüldüğünü çok iyi biliyoruz.
Ortalık darmadağın. BM Genel Sekreteri Guterres’in bu yöndeki feryadı duyulmuyor bile.
Yeşil Yeni Düzen, ABD’li Senatör Alexandria Ocasio-Cortez’in önderliğinde gündeme gelen önemli bir program. 1980 sonrası dönemde Neoliberal çözüm olarak sunulan “Sınırsız küreselleşme”, “Büyü de nasıl olursa olsun” mantığı 2008 Küresel Krizi’nde sarsıldı. Çözüm için ortaya atılan planlar içinde Yeşil Yeni Düzen kapsamı ve gerçekçiliği ile iyi bir plan olarak duruyor. Bunun küresel bir hareket haline gelmesi için büyük ekonomik güçlerin de belli bir olgunluğa erişmesi gerek. ABD’de olmasa da 2009 yılından beri bazı Avrupa Birliği ülkelerinde Yeşil Yeni Düzen’in kimi unsurlarının (örneğin enerji alanında) yaşama başarıyla geçirilebildiği görüldü. ABD’de bir sonraki seçim sonrası bu dönüşümün gerçekleşmesi ümit ediliyor.
Gerçekleşmese de önümüzdeki dönemde acil ele alınacağını tahmin etmek zor değil.
Yeşil Yeni Düzen (YYD), tıpkı isminden ilham aldığı Yeni Düzen gibi üretimi ve talebi kamu yatırımları ve teşvikleriyle artırıp, işsizliği azaltmayı hedeflemekte. YD bu hedeflerine ekolojik yıkıma yol açmış olan karbon-temelli bir ekonomi inşa ederek ulaşmışken, YYD yeni ekonomiyi yenilenebilir enerji temelinde kurmayı hedeflemektedir. Dünya ülkeleri krizden çıkmak için 2008 yılından bu yana trilyonlarca dolar harcamayı programlarına aldılar. Bunların bir kısmı yeni kamu yatırımları, bir kısmı ise çeşitli sektörleri teşvik etmek için vergi indirimleridir.
Çevre ve istihdam dostu yeşil yatırımlar enerji-etkin binaların yapımı, demiryolları, akıllı şebekeler, enerji iletim hatlarının ıslahı, geri dönüşüm tesislerinin kurulması olarak sıralanabilir.
Bu konunun derinlemesine tartışılması, geliştirilmesi ve benzer siyasi çerçevenin kendi koşullarımıza uyarlanması çok yerinde bir çalışma olur, diye düşünüyorum.