Yeyin, bitirin
Böyle bir durum ne görüldü, ne duyuldu bu camiada bugüne dek...
Sorunsuz yer olmaz tabii...
İnsan varsa bir yerde, dertler de bitmez.
Ama yok da bu kadar!
Yok da hergün birbirinin boğazına sarılacak kadar!
Adeta hedefe kilitlenmiş gibisiniz.
Hedef: Bitirmek...
Birbirinizi yerken siz, bitiriyorsunuz size emanet edilen o dev gücü...
O köklü, o toplumun bağrından çıkan, o insanların sessiz de kalsa, içten içe sempati duyduğu, ümit beslediği, sahiplendiği yapıyı yerle bir etmek üzeresiniz.
‘Bravo’yu hak ediyorsunuz.
-----
‘Araç’lar ile ‘amaç’lar birbirine karıştı artık.
‘İlke’ler, ‘ideal’ler raflık oldu.
‘Demokratik merkeziyetçilik’ yerine ‘ben merkezcilik’ oturdu karabasan gibi organizmanın gövdesine...
‘Akıl’ başka yere “git” derken, ‘ayaklar’ başka tarafa yürümeye başladı.
Bırakın ‘yoldaşlık’ ilişkisini ‘insani’ ilişki kalmadı neredeyse...
‘Birlik’ olmaktan uzak, ‘mücadele’ ruhunu yitirmiş,‘dayanışma’ sözcüğünün anlamsızlaştığı bir yapıya büründü sayenizde yarım asırlık çınar...
Ne ‘gizlilik’ kaldı kapalı kapıların ardında, ne ‘birbirine güvenen’ bir takım, bir ekip, bir kadro...
‘Birlikte karar verme’ yetisini çoktan yitirdi oraları...
Onun yerine ‘arkadan konuşma’ hastalığı salgına dönüşmüş.
Dedikodu...
Kesme...
Kötüleme...
Bu hale geldi oraları...
‘Bravo’ size!..
----
‘Neresi’ mi ‘orası’ dediniz?
Toplumun umut bağladığı, en zor dönemlerde gözüpek bir şekilde rüzgara karşı yürüyen, rejimin her dönemde ötekileştirdiği, ama her türlü ezgiye rağmen bu topraklara kök salmış, gelecek güzel günlere dair umutlarını hep taze tutan ve bayrakları hiç dürmeyenlerin evi, sığınağı...
“Ne hallere düştünüz ve düşürdünüz siz bu koca yadigarı? Ve ne hakla, ne hadle?” diye soracak O’nlar, kalkabilseler mezarlarından...
Ve henüz mezarda olmayanlar da aynı soruyu soruyorlar, acı çekerek...
Ne hakla? Ve ne hadle?
Yediniz, bitiriyorsunuz.
‘Bravo’ size’...