2014’ün son günlerindeyiz. Hemen herkes yeni yılı, kendi koşullarına uygun bir biçimde karşılama telaşı içinde… Hiç kuşku yok ki yılbaşının gelişini belirgin bir biçimde insanlara hissettirmenin önemli bir uygulaması var. Yılbaşı süslemeleri…

Yılbaşı süslemeleri beklenen ve ilgi gören uygulamalardır… Sokaklar, caddeler, meydanlar, mağazalar, firmalar, kurumlar kısacası hemen her yer yılbaşı dolayısıyla süslenir.

Yılbaşı süslemeleri, yeni yılı daha renkli, daha heyecanlı, daha eğlenceli ve belki de yeni umutlarla karşılamanın önemli bir unsurudur. Her yerin ışıl ışıl olması, insanların çevresine dolayısıyla da geleceğine daha olumlu duygularla bakmasına, yeni yıla daha mutlu olarak girmesine katkıda bulunur…

Ancak ne yazık ki her zaman böyle olmuyor… Bazı yılbaşı süslemeleriyle ilgili şu duyguya kapıldığınız olmuştur; “burasının, süslemenden önceki hali, süslenmiş halinden daha güzel görünüyordu…”

Yakın çalışma arkadaşım Yrd. Doç. Dr. Kemal Akkan Batman, bu konuyla ilgili olarak kendi sosyal paylaşım hesabından şu yorumu yapmıştı: “Geri kalmış toplumlar, hemen hemen her şeyi yaparken 'zorlama' ile yaptığı belli olur. Bu da 21. yüzyılda olup her anlamda 17. yüzyılda kalındığını gösterir… En güzel örneği de yılbaşı nedeniyle şehirlerin 'zorlama' olarak süslenmesi… İnsan bu süsleri görünce utanır, geri kalmışlığını hisseder, yaşama sevinci kaybolur...”

Yılbaşı süslemeleri zorlamayla mı yapılıyor bilemem ama önemli bir zafiyetimizi gösterdiği aşikar: Estetik yoksunluğu…

Evet, ne yazık ki öyle… Estetik yoksunuyuz… Hiçbir uygulamamız için “estetiği” öne çıkaran onu esas kılan bir anlayışımız yok… Aslında bu duruma şaşırmamız da lazım çünkü bu anlayışa uygun bir eğitim içeriğimiz de yok…

Eğitim sistemlerin; insanların ve toplumların ihtiyaçlarını karşılama gerekliliği vardır. Toplumların gelişimi ve refahı için eğitim sistemlerini önemi de zaten bu ihtiyaçları karşılama gerekliliğidir.

İnsanların ihtiyaçları söz konusu olunca da ünlü bilim insanı Abraham Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine baklam lazım…  Bu hiyerarşiye bağlı olarak Maslow ortaya bir ihtiyaçlar piramidi ortaya çıkarmıştır. Bu piramidin al tarafı temel ihtiyaçlardan, üst tarafı da üst düzey ihtiyaçlardan oluşmaktadır.

Estetik, insan ihtiyaçlarının en üst basamağıdır. Gerek bireysel, gerekse toplumsal olarak bu ihtiyaçları içselleştiremediğimi ortada… Sanatı anlama, zevke alma, bireyin kendi yaratıcılığını kullanma ihtiyacı estetik ihtiyaçlardır. Dahası insanın kendini gerçekleştirmesi için bu ihtiyaçlarını karşılama zorunluluğu vardır…

Bütün bunlar, eğitim sistemimizde gerçekleştirmemiz gereken dönüşümü kaçınılmaz olduğunu gösteriyor… Aksi durumda kendini gerçekleştirememiş, tam verimli olamayan bireyler olmaya devam edeceğiz…

Herkese estetik dolu, heyecan dolu, yaşama sevinci dolu mutlu yıllar…

--------------------------------------------------------

Buraya Dikkat
 

ÖSYM’den YGS Başvuruları İçin Uyarı

ÖSYM bu yıl YGS ve sınavsız geçiş için başvuruların alınmasına yönelik kamuoyunu bilgilendirme amacıyla aday el rehberi, sınav takvimi posteri ve bir de kamu spotu hazırladı. Kamu spotunda özellikle adayların, başvuru işlemlerini tamamlamaları ve bu yüzden mağduriyet yaşamamaları için çeşitli uyarılarda bulunuldu.

ÖSYM’den yapılan açıklamaya göre 2015-YGS başvuruları 5-19 Ocak 2015 tarihleri arasında yapılacak. Başvurulur, ÖSYM'nin başvuru merkezleri, sınav koordinatörlükleri veya bireysel olarak internet üzerinden yapabilecek. Başvuru işleminizin tamamlanabilmesi için ÖSYS başvuru ücretini belirlenen tarihler arasında anlaşmalı bankalar aracılığıyla ya da www.osym.gov.tr adresindeki ödemeler sekmesinden yapılması gerekmektedir.

------------------------------------------------

Gülmece

Öfkeliyim

Hayatında her şeyden şikayet eden ihtiyar. Özellikle bahçesindeki elma ağacından topladığı elmaları satamamaktan şikayetçiydi uzunca bir süredir... O sene elmalar verimli ve oldukça iyi bir fiyata satılıyordu. Bu durumu gören komşusu ihtiyara;
- Bu yıl keyiflisin herhalde... Geçmiş yıllardaki gibi öfkeli olmamalısın... Hem elmalar bol hem de çarşıda iyi fiyata satabiliyorsun...

İhtiyar büyük bir öfkeyle yanıt verir;
- Çok ama çok sinirliyim... Bütün elmalar satıldı...  Hayvanlara yedirecek çürük elmam kalmadı...