“Yıllar sonra ailemi bulabildim...”
“Cyprus Family History and Genealogical Group” yani “Kıbrıs Aile Tarihi ve Soy Grubu”nda insanlar çeşitli gerekçelerle yıllarca kendilerinden gizlenmiş olan aile bireylerini arayıp buluyorlar ve bunların öykülerini paylaşıyorlar...
Bu grupta başından geçenleri kaleme alan Dean Downey de, kendisinin izniyle öyküsünü yayınlamamızda bir sakınca görmediğini söyledi. Dean Downey, gruptaki yazısında özetle şöyle yazdı:
“Benim öyküm...
Yedi sene önce bir aile düğünündeydim ki burada sarhoş olan bir akrabamız eşime, doğumumdan bu yana baba dediğim kişinin babam olmadığını söyledi.
Benim gerçek babamın bir Kıbrıslıtürk olduğunu öğrendim. Onu arayıp bulmaya karar verebilmem için aradan beş sene geçmesi gerekecekti...
Bu adam hakkında hiçbir şey bilmiyordum, farklı bir kültürden geliyordu ve belki de beni tanımak istemeyecekti...
Onun Londra’da yaşadığını biliyordum, adını da biliyordum ve hayatını nasıl kazandığına ilişkin bazı dedikodular da duymuştum... Aile ağaçlarıyla ilgili internet sitelerinde saatler harcamaya başlayınca, aslında onun adının oldukça yaygın bir isim olduğunu kavramıştım... Bir gece, sabah saat 4’e doğru tam da bilgisayarımı kapatmak üzereyken, tek bakmadığım yerin Facebook olduğunu anlamıştım...
Arama bölümüne onun adını yazarak “enter” tuşuna bastım. Pek çok sonuç çıkmıştı ancak bunlardan birisi dikkatimi çekmişti... Profil resimlerinden birisinde bir adam 57 model bir Chevy’ye yaslanmış duruyordu. Bu benim favori arabamdı! Link’e tıkladım ve şoke oldum: Fotoğraftaki adam bana o kadar çok benziyordu ki, bu korkutucuydu... Facebook hesabını inceledim ve ona mesaj atmaya karar verdim. “Enter” tuşuna bastım ve mesajım gitti.
Oldukça gergin geçirdiğim iki gün sonra uyandığımda bana bir yanıt olduğunu gördüm. Parmağım tuş üzerinde sanki de asırlar geçiyor gibi durduktan sonra mesaji açmak için tuşa bastım.
Mesajda “Merhaba Dean, umarım herşey yolundadır” yazıyordu... Bir dakika! Söylemek istediği yalnızca bunlar mıydı?! Yanıt verdim ve mesajlaşmayı sürdürdük. Kısa süre sonra, aslında konuşmakta olduğum kişinin varlığından haberim olmayan bir kızkardeşim olduğunu anlamıştım. Sohbetimiz devam edince üç tane de erkek kardeşim olduğunu ve babamın da hala hayatta olduğunu öğrendim! Neler hissettiğimi tarif etmemin imkan ve ihtimali yoktur... Kızkardeşim de benim 80’li yıllarda çalıştığım yerden birkaç kapı yakınında bir butikte çalışmaktaydı...
Tarih 23 Temmuz 2020 idi... 26 Temmuz’da yeni bulduğum kardeşilerim, eşim ve benimle bir lokantada buluştular... Birlikte yemek yedik ve sekiz saat boyunca konuştuk...
Babamın benimle buluşmazdan önce zamana ihtiyacı vardı ve Ağustos 2020’de ilk kez buluştuk babamla...
O günden bu yana düzenli olarak görüşüyoruz ve gerçekten iyi anlaşıyoruz... Erkek kardeşlerim ve kızkardeşim benden hep haberdardı fakat ne yazık ki annemin benim ilk adım ve doğduğum yerle ilgili yalan söylemesi nedeniyle, izimi sürememişlerdi...
Onları bulmuş olmam büyük bir şans, babamla buluşmam ve onları tanımamdan ötürü şanslıyım...
Eğer sizlerin de bilginiz varsa ve benzer bir durumdaysanız, bunu yapınız... Ailenizi arayınız... Ancak reddedilmeye de hazırlıklı olunuz çünkü her öykü benimki gibi noktalanmayabilir. Bu konumda olduğum için gerçekten müteşekkirim...”
Resim Mihai Cristi
Sırp barış atkivistlerinin merkezlerine Srebrenika yıldönümü ardından saldırıda bulunuldu...
Balkan Araştırmacı Gazeteciler Ağı’nın 13 Temmuz 2022 tarihli haberine göre, Srebrenika’nın yıldönümü ardından Sırp barış atkivistlerinin Belgrad’taki merkezi, saldırıya uğradı.
“Women in Black” yani “Siyahlı Kadınlar”ın Belgrad’taki ofosine kırmızı boya fırlatıldı... Sırp barış grubu, Srebrenika’daki soykırımın yıldönümünü anma etkinliklerine katıldığı için böyle bir tepki gördü...
Women in Black tarafından yapılan açıklamada, postacı kılığına girmiş olan bilinmeyen bir şahsın binaya girerek Belgrad’ta barış grubunun ofisinin kapısına gittiği ve geçtiğimiz Salı günü giriş kapısına ve merdiven ayaklarına kırmızı boya döktüğü belirtildi.
“Bu saldırı, Srebrenika soykırımının 27ncı yıldönümünü anma çerçevesinde son iki gündür çeşitli anma etkinlikleri düzenleyen Siyahlı Kadınlar’a karşı düzenlenmiştir” denilen açıklamada, Sırp hükümetinin “dokunulmazlık havası” yaratması nedeniyle bunun bir dizi saldırıdan yalnızca biri olduğu, Siyahlı Kadınlar aktivistlerine de, binasına da başka saldırıların da olmuş olduğu hatırlatıldı.
Açıklamada, devlet kurumlarının, siyasi muhaliflerine karşı “şiddete izin verme” havasında olduğuna dikkat çekildi. Kasım 2021’de Women in Black’in Belgrad’taki ofisinin duvarlarına sprey boyayla savaş döneminde Boşnak Sırp askeri şefi olan Ratko Mladiç’i “kahraman” olarak gösteren sloganlar yazılmıştı...
Mladiç, Birleşmiş Milletler’in Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından Srebrenika’daki Boşnaklar’a karşı soykırım ve diğer savaş suçları işlemesi nedeniyle ömür boyu hapse mahkum edilmişti.
Siyahlı Kadınlar barış aktivistleri geçtiğimiz Pazartesi günü Belgrad’ta Srebrenika’nın 27nci yıldönümünde etkinlikler düzenleyerek Sırp hükümetine çağrıda bulunmuşlar ve 11 Temmuz’u “Soykırımın Kurbanlarını Hatırlama Günü” olarak ilan etmesini talep etmişlerdi. Sırp hükümeti 1995’te Boşnak Sırp kuvvetlerinin yaptığı katliamların “soykırım” olduğunu kabul etmeyi reddediyor ve bu tavrını uluslararası mahkemelerin almış olduğu kararlara karşın sürdürüyor.
“Srebrenika için barış yürüyüşü, acı verici hatıraları canlandırdı...”
Balkan Araştırmacı Gazeteciler Ağı’nın 12 Temmuz 2022 tarihinde Azim Kurtiç imzasıyla yer alan haberinde, Srebrenika soykırımını anmak üzere bu yıl 18ncisi düzenlenen barış yürüyüşünün, acı verici hatıraları canlandırdığına dikkat çekildi.
BİRN’in haberini okurlarımız için derleyip özetle Türkçeleştirdik. Haberde özetle şöyle deniliyor:
*** Bu yıl 18ncisi düzenlenen Barış Yürüyüşü, geçtiğimiz Pazar günü Srebrenika Anı Merkezi’nde son buldu – bu yürüyüş, 1995 yılında Boşnak Sırp kuvvetlerin Boşnaklar’ı soykırıma uğratmasının 27nci yıldönümünde yapıldı.
*** 100 kilometrelik barış yürüyüşü, Potoçari köyündeki Srebrenika Anı Merkezi’nde son buldu... BM’nin “güvenli bölgesi”nden kaçan binlerce insanın kaçışı, General Ratko Mladiç’in komutası altındaki Boşnak Sırp kuvvetlerin denetimindeki Srebrenika’da esir alınmalarıyla devam etmiş ve ardından katliama uğramışlardı.
*** Barış yürüyüşü Nezuk köyünden başladı – burası 1995’te Srebrenika ve Podrince halkı için güvenli bir yerdi...
*** Bu yıl barış yürüyüşüne 4 bin kişi katıldı, aralarında soykırımdan kurtulanlar vardı, ayrıca öldürülmüş olanların evlatları ve yakınları da bulunuyordu, kurbanlara saygı göstermeye gelenler de vardı yürüyüşte...
*** Barış Yürüyüşü’nün organize komitesinden olan Hamdiye Feyziç, “Bu yolun her bir metresi, Porince’den Boşnaklar’ın kanıyla ıslanmıştır” diye konuştu...
*** Barış yürüyüşüne öncülük yapanlardan birisi de Mujo Deliç idi... Mujo Deliç, soykırımdan hayatta kalanlardandı ve katılımcılar için birkaç tarih dersinden birini sundu... Nezuk köyü yakınlarındaki çatışmalarda ölen yoldaşlarından Eyüp Goliç’in öyküsünü anlattı konuşmasında... Ve bu öyküyü anlatırken gözyaşlarına boğuldu... Her sene, her adımda Deliç o günleri tekrar yaşıyor ve acı hatıraları canlanıyor... “Burası pek çok arkadaşımın öldürüldüğü yerdir” diye konuştu Mujo... “Bu konuda fazla konuşamıyorum, hiçbirimiz konuşamıyor” dedi.
*** Soykırımdan sağ olarak kurtulan bir diğer şahıs, BİRN’e, “İşte burada uykuya dalmıştım, üç gün boyunca uyanık kaldıktan sonra... Sonra uyanmıştım, Sırp paramiliter Çetnikler geçiyordu ancak onlar beni görmemişti” diye anlattı.
*** Srebrenika bölgesinde tam 95 tane toplu mezar bulundu, bunlardan yalnızca yedisi birincil gömü yerleriydi... Geriye kalanlar ikincil gömü yerleriydi... Barış Yürüyüşü, “Toplu Mezarlar Vadisi” denen yerden de geçti, bu toplu mezarlarda binlerce insandan geride kalanlar bulundu...
*** Pek çok durumda, bir kişiye ait iskeletin parçaları, birden fazla toplu mezarda bulundu... Kimi zaman bu parçaların farklı toplu mezarlara gömüldüğü yerler arasındaki mesafe düzinelerce kilometreydi... Bu da, bu suçları saklamamanın nasıl organize bir çaba olduğunu yansıtıyordu... Barış Yürüyüşü, neler olduğunu hatırlatmaya ve Bosna-Hersek’te soykırımın hala inkar ediliyor olmasını tolere etmeyeceklerini göstermeye çalışıyor...
*** 78 yaşındaki Saffet Resiç de bu yılki Srebrenika Barış Yürüyüşü’nün en yaşlı katılımcılarından birisiydi... Sekizinci kez bu 100 kilometrelik yürüyüşe katılıyor Saffet Resiç, Srebrenika’nın kurbanlarına saygısını göstermek için... İkinci günkü 35 kilmetrelik etapta, yanında yalnızca yarım litre su ve bir de hırkası vardı Saffet Resiç’in. “Evlatlarım bana bu iş için çok yaşlı olduğumu söylediler” diye konuşuyor Saffet Resiç. “Herhalde gelen sene gelmeme izin vermeyeceklerdir ancak onlara en azından arabayla getirin beni ve böylece kampta bir gece geçirebileyim dedim” diye konuşuyor. Çünkü kamptaki geceler, bu yürüyüşün en sevdiği yanı. Tüm gün boyunca yürüdükten sonra geceleyin sağ kurtulanların tanıklıklarını dinliyorlar...
*** Çok yoğun geçen 100 kilometrelik yürüyüş ardından, yürüyüşçüler Srebrenika Anı Merkezi’ne sessizlik içerisinde girdiler... Onları orada bekleyenler de gözyaşları içindeydi ve onlar da sessizdi. Hamdiye Feyziç, “Bizimle birlikte yürüyenleri kutluyor ve sizlere teşekkür ediyorum” diye konuştu... “Yarın, kimlikleri belirlenmiş 50 kişiyi daha burada toprağa vereceğiz...”
*** Bu sene yıldönümü etkinlikleri esnasında defnedilenler arasında yaşı küçük olan üç kurban da vardı. Bunlardan en genci öldürüldüğü zaman 16 yaşında olan Selim Mustafiç idi... Vahid İsmailoviç ve Elvir Muminoviç ise 17 yaşındaydılar... Ptoçari’deki merkeze bugüne kadar 6.671 kişi defnedilmişti. Geçtiğimiz Pazartesi defnedilenlerle birlikte bu sayı 6,721’e yükseldi...
Barış yürüyüşüne bu yıl 4 bin kişi katıldı
https://balkaninsight.com/2022/07/12/srebrenica-peace-march-relives-painful-memories/
(BİRN’de 12 Temmuz 2022’de yer alan haberi özetle derleyip Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN).