Özellikle de Lefkoşa’daki pazar yerinin çok kötü durumda olduğuna işaret eden pazarcılar, “Yaz kış bu çadırları kullanıyoruz. Tuvaletlerimiz ise yetersiz ve hijyenik değil. Park alanı sorunumuz var” diye türlü konulara değindi.

Dila ŞİMŞEK

İlçe ilçe gezen pazarcılar, yaşadıkları sıkıntıları anlattı, insanların alım gücünün düşmesine ve kötü şartlar altında çalışmaya dikkat çekti. Pazarcılar, özellikle de Lefkoşa’daki pazar yerinin çok yetersiz olduğunu, hâlâ çadırlar altında Pazar kurulduğunu ve hava koşullarından mağdur olduklarını kaydetti. Pazarcılar “Lefkoşa’da hâlâ çadır altındayız. Çok zorlu bir kış geçirdiğimiz için ne kendimizi ne de yiyeceklerimizi muhafaza edebildik. Çünkü bir rüzgarda her şeyimiz döküldü, çadırlarımız koptu” şeklinde konuştu.
İnsanların bütçesinin kısıtlılığına değinen pazarcılar, birçok kişinin fiyatı sorduktan sonra ürünü almaktan vazgeçtiğini dile getirdi. Kıyafet tezgahı kuran pazarcılar ise, yiyecek ve içeceğe kıyasla kıyafetin ‘lüks’ olarak karşılandığını söyleyerek, “Gerçekten ihtiyacı olmayıp da zevkine kıyafet alan insan kalmadı” dedi.
Hem park alanının hem de tuvaletlerin yetersizliğine vurgu yapan pazarcılar, ücretli olmasına rağmen tuvaletlerin hem sınırlı hem de bakımsız olduğunu belirterek, ücrete de zam geldiğini kaydetti.
Açık alanda çalışmanın zorluğunu anlatan pazarcılar, ürünlerini korumaya çalıştıklarını, ancak çadır ve demirlerin devrilerek kendilerine zor anlar yaşattığını ifade etti. Pazarcılar, “Yıllardır bize yeni Pazar alanı yapılacağı söyleniyor ama henüz bir şey görmedik” dedi.

Pazar esnafı ne dedi?

Yavuz Umar: “İnsanlar elektrik, telefon faturası ve ev kirası derken bir şey alamaz oldu”

“Ben yıllardır bu mesleği yapıyorum. Her zaman zorlu şartlar altında çalıştık. Şimdi ise en büyük sebebimiz ekonomi… Ürünün fiyatını soran almaktan vazgeçiyor. İnsanlar elektrik, telefon faturası ve ev kirası derken bir şey alamaz oldu. Bunun dışında ise, Lefkoşa’da hâlâ kapalı bir alanımız yok. Çadırlar altındayız ve ne sıcaktan ne de yağmurdan korunamıyoruz. Çadırların demirleri ise eski olduğu için, hep devriliyor.”

Cuma Balta: “Gerçekten ihtiyacı olmayıp da zevkine kıyafet alan insan kalmadı”

“Ben pazarda kıyafet satıyorum. Yıllardır bu işi yapıyorum. Mağusa ve Girne’de kapalı Pazar alanı yapıldı ancak Lefkoşa’da, ne park alanı, ne tuvaletler, ne yollar ne de alanımız düzgün. Ayrıca yiyecek içecek temel bir ihtiyaç ve insanlar pahalı da olsa ucuz da olsa o ürünleri almak zorunda. Ama kıyafete artık lüks gibi bakılıyor. Gerçekten ihtiyacı olmayıp da zevkine kıyafet alan insan kalmadı.”

Ali Dağdelen: “Tuvaletler de çok bakımsız ve yetersiz”

“Pazarda sıkıntılarımız saymakla bitmiyor. Öncelikle alanımız hiç hava koşullarına dayanıklı değil. Eski çadırlar ve demir altındayız. Demirler her devrildiğinde stantımız zarar görüyor, insanlara çarpıyor. Ayrıca tuvaletler de çok bakımsız ve yetersiz. Bunca insanın günde defalarca kullanması gereken bir şey ve 1 TL’den 2 TL’ye yükseldi. Gereken önem verilmiyor. Park alanımız ve yollarımız da çok sınırlı.”

Havva Solmaz: “Bir rüzgarda her şeyimiz döküldü, çadırlarımız koptu”

“Mağusa ve Girne’de yapılan kapalı Pazar alanı en azından bize yardımı dokundu. Ancak Lefkoşa’da hâlâ çadır altındayız. Çok zorlu bir kış geçirdiğimiz için ne kendimizi ne de yiyeceklerimizi muhafaza edebildik. Çünkü bir rüzgarda her şeyimiz döküldü, çadırlarımız koptu. Birçok kişi demirin üstüne düşmesi ile yaralandı. Zaten park alanı da büyük bir sorun. Tuvaletlerimiz de hem ücretli hem de hijyensiz. Yıllardır bize yeni Pazar alanı yapılacağı söyleniyor ama henüz bir şey görmedik.”

Eser Tekbıyık: “Hem hijyen hem de kendimizin iyiliği için kapalı bir alanda çalışmalıyız”

“Ben 12 senedir pazarcılık yapıyorum. Park sorunundan tuvalete birçok sorunumuz var. Biz hem hijyen hem de kendimizin iyiliği için kapalı bir alanda çalışmalıyız. Bir yağmurda ürünlerimiz zarar görüyor, çadırlar kopuyor, biz de rezil oluyoruz. Uzun zamandır yeni bir alan yapılacağı söylendi bize ama sanırım imkan yok ve bu yüzden daha bir değişim göremedik.”

Alaattin Çolak: “açık alanda olmak işimizi zorlaştırıyor”

“Kapalı bir alanda çalışmak ve ürünlerimizi de kapalı bir şekilde muhafaza edebilmek istiyoruz. Yeni bir alana geçeceğimizi biliyorum… Bence her şey o zaman daha iyi olacaktır. Çünkü bu şekilde açık alanda olmak işimizi zorlaştırıyor ve ürünlerimizi de korunmasız hale getiriyor.”

Muzaffer Kadiroğlu: “Çiçek sattığım için, onları çok iyi korumam gerekiyor”

“Ben tam 25 senedir bu işi yapıyorum. Çok bir şey kaydedemediğimizi düşünüyorum. Ben çiçek sattığım için, onları çok iyi korumam gerekiyor. Fazla güneşe maruz kalmaması gereken ürünlerim var. Kışın yağmuru ve rüzgarında ise birçok çiçeğim koptu. Kimi zaman çadır ve demir çiçeklerimin üstüne düşüyor. Bize söylenen, yeni bir alan yapılacağıydı. Ama anladığım kadarı ile yeterli imkan yok… Tuvaletlerimiz, ücretli olmasına rağmen asla kullanılmayacak durumdadır ve yetersizdir. Mağusa’da da kapalı bir alan olmasına rağmen, çiçekçiler dışarıda stant kuruyor. Ayrıca pazar içinde de denetim yok. Ne taze ürün ve kalite kontrolü, ne de başka bir şey yapılıyor…”