Yine bir ‘duruşma’ günü
İyi eğitimli, dünya görmüş, donanımlı, kapasitesi yüksek yargıçlar bu ülkenin yüz akıdır, umududur, güvencesidir.
“Basın özgürlüğü onurumuzdur” diyerek dün yine mahkemede başladık güne…
Gazeteci dostumuz Ali Kişmir’in duruşma sırasını beklerken Yargıç Jale Dizdarlı Ergüden’i hayranlıkla izledim.
Tek tek çözüm üretiyordu, önündeki onlarca dosyaya…
Sanık kutusunda 17 yaşında bir kız çocuğu vardı, uyuşturucudan yargılanıyor.
Eğitimine ara vermek zorunda kalmış.
Yurttaş olmadığını anlıyorum, sanırım annesi ve ablası burada yaşıyor.
Kızın yüzü yerde, bedeni kaskatı duruyor.
Yargıç, çocuğun hayata döndürülmesi için çabalıyor, dosyası hakkında avukatlarından daha fazla bilgi sahibi ve aile bütünlüğünü korumak için sanığa zaman tanımak istiyor.
Savcı da ilginç!
Dolu dolu dosyalar önünde ama önceden hiç okumamış hissi veriyor.
Yargıcın hatırlatmaları karşısında parmağını belgeler üzerinde satır satır gezdirerek yetişmeye çalışıyor, duruşmanın seyrine…
Bir başka zanlı geliyor, yabancı, kırmızı ışıkta geçerek ölüme sebebiyet vermiş.
Mahkemede tercüman yok.
Yine yargıç devreye giriyor, hem kararı üretiyor, hem de konuşulanları yabancı dilde sanığı aktarıyor.
“Teşekkür ederim” diyor sanık, kırık bir Türkçeyle…
***
Mahkemelerin yükü çok ağır ve bu yükün çoğunluğunu yargıçlar sırtlıyor.
Altyapı, insan kaynağı, teknoloji yetersiz…
Yargıç sayısı da az…
Dosyalar epeyce kabarık…
***
Gazeteci Ali Kişmir’in davası görüşülüyor derken…
17 Nisan'a erteleniyor…
Yargıç Jale Ergüden, Meclis'teki yasa değişikliği önerisine de hatırlatma yapıyor.
Avukat Hasan Esendağlı, yasa değişikliği önerisinin muhalefetten gittiğini, gündeme alınmadığını, o nedenle umutsuz olduğunu anlatıyor, "Duruşma için hazırız" diyor.
Başsavcılık davayı geri çekmiyor ve bunun tepeden gelen bir talep olduğu ortada...
Demokrasimize, irademize, seçimlerimize yönelik müdahaleyi eleştirdiği için 10 yıl hapsini istiyorlar, Ali Kişmir'in...
Müdahalecilere yönelik henüz herhangi bir "dava" yok!
Meclis'e sunulan "yasa değişiklik önerisi"ni komite gündemine getirmiyor ısrarla, UBP…
Komite Başkanı, bunu engelleyenin “Başbakan” olduğunu açıkça dile getiriyor.
“Başbakan” dedikleri de o “müdahale”nin ürünü zaten!
Hem ivedilik için onay veriyor, hem de gündeme gelmesini engelliyorlar.
Böylesi bir samimiyetsizlik ve riyakarlık var ortada…
***
Kıbrıslı Türklerin onurunu kıranlar, bu toplumun iradesini aşağılayanlar, geleceğimiz hakkında kendi kararlarımızı alabilme özgürlüğümüzü ortadan kaldıranlar yargıç karşısında değiller.
Özür de dilemediler henüz…
Mahkeme avlusuna gelseler birkaç gün, talimatla yönettikleri memleketin ne hallerde olduğunu görecekler.
Bu düzenin sürdürülebilir olmadığını anlayacaklar çok daha iyi…
Sahte diploma mı, kara para aklama mı?
Sahte diploma soruşturmasında hepimiz siyaset ile bağlantılı popüler isimlere yoğunlaştık ama meselenin özünde “kara para aklama” yapılanmasından şüphe duyuluyor.
Güvenilir bir kaynaktan gelen bilgi doğruysa, “sahte diploma” olarak gündeme düşen soruşturmanın ucu çok başka yerlere varabilir.
Birileri dosyayı kapatmazsa tabii…
***
“Üniversiteler Cenneti” dediğimiz yer cehennem olsun istemiyorsak radikal tedbirler kaçınılmazdır.
Daha önce de yazdım, polis araştırması sürerken, gerçek öğrenci ve akademisyenleri, soruşturma tamamlanana dek farklı üniversitelere aktarmak en doğru seçenek olacaktır.
Yüzlerce “sahte diploma”dan söz ediliyor çünkü...
Bir de dedim ya “Mali Polis”in farklı iddialara yoğunlaştığı söyleniyor.
Böylesi bir soruşturma varken, ilgili “üniversite”nin normal eğitim faaliyetlerini sürdürmesi akıl işi değil.
En azından nitelikli üniversitelerimizi kurtarmalıyız.
İrade yok ortada maalesef!
Ülke yönetilmiyor, sürükleniyor.
“Devlet”in tümüyle göstermelik olduğu her gün daha iyi anlaşılıyor.
10 yaşındaki çocuktan ne istediniz?
Polis Basın Bülteni'nde bir trafik kazası yayınlandı.
Baba, alkollü araç kullanmış.
Çok hem de çok içmiş.
Yanında 10 yaşında çocuğu, yaralanmış.
Bu nasıl sorumsuzluk!
Bir sorumsuzluk da polisten…
10 yaşındaki çocuğun açık ismi neden duyuruluyor?
Trafik kazasında hiçbir rolü yok ve mağdur!
Şimdi o çocuğun, olanca web sayfasında ismi var, hep de kalacak.
İki kez travma yaşayacak yavru….
Doymayan Kıbrıslı!
Şişmanlıkla ilgili hem adanın kuzeyi, hem de güneyinden veriler açıklandı.
"Obezlik" başlığında "ortak" bir Kıbrıs var!
Adanın kuzeyinde nüfusun yüzde 70.9’u aşırı kilolu veya obez.
2022-2023 yıllarında Hipertansiyon, Diyabet ve Böbrek Hastalıkları Taraması sonucu böyle bir tablo ortaya çıkmış...
Güneye gelince...
Kıbrıs Diyetisyenler ve Beslenme Uzmanları Birliği'nin araştırma sonuçları yayınlandı.
Her 3 kişiden 1'i fazla kilolu!
Araştırmaya göre yüzde 63.9 obez ya da aşırı kilolu görülüyor.
***
Güneyde görece "daha sağlıklı" bir tablo var.
Yine de ada genelinde "oburluk" yaygın...
Birbirimizi yiyoruz yıllardır, doymuyoruz yine!