1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Yine isim değişikliği…
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Yine isim değişikliği…

A+A-

2015 yılının sonları olmalı, Kumarcılar Hanı’nın isminin değiştirilmesi yine gündemdeydi.

Restore çalışmaları yapılıyorken bu Han’ın isminin ‘Kumarcılar’ olması yine birilerini rahatsız etmiş ve adının Osmanlı sözlüklerinde anlamının ‘eşek’ veya ‘kadınların başına sardıkları bez’ (türban herhalde) anlamına gelen ‘Hımar’dan gelen Hımarcılar Hanı olması gibi bir düşünce vardı. Veya bir yerlerden gelen ‘telkin’ vardı demek daha doğru olur.

Sonunda o dönemin Turizm Bakanı Faiz Sucuoğlu Şubat 2016’da bir açıklama yapmış ve tabii ki gelen tepkileri de dikkate alarak, bilim insanlarının bu konuda bir çalışma yaptığını belirtmiş ve “Halkın benimsediği isim devam edecek” demişti. Kumarcılar Hanı’nda restore bitmiş ve olması gerektiği ismiyle kullanıma açılmıştı.

Son günlerde yine Han’ın ismi tartışma konusu yapıldı. Buna gerekçe de Osmanlı arşivlerinde geçen isimler gösterildi. Herhalde Vakıflar İdaremizin Turizm Bakanlığı’ndan habersiz Türkiye’de Lefkoşa Surlariçi’nin Evkaf Şehri olarak tanıtılması ve turist çekilmesiyle ilgili yaptığı girişim etkili olmuştur. Yine birileri “şöyle yapın, isimleri de Osmanlılaştırın” dedikleri için tartışma başlamıştır diye düşünüyorum.

Oysa ki Arkeolog, araştırmacı yazarımız Tuncer Bağışkan ‘adres kıbrıs’ dergimizde konuyla ilgili bir yazı yayınlamış ve Han’ın isminin Osmanlı kayıtlarında ve de Vakıfların kayıtlarında nasıl olduğunu belirtmişti;

“Meydanı izledikten sonra, kuzeyindeki Kumarcılar Hanı’nı ziyaret ediyoruz. Son yıllarda hanın alt katlarında saptanan temel kalıntıları ile hanın giriş koridorunda varlığını sürdüren M.S XV-XVI yüzyıla ait kapı kemerine dayanılarak ortaçağ kalıntılarından yararlanılarak Osmanlı döneminde inşa edildiği anlaşılmaktadır. Hanın kesin inşa tarihi bilinmemekle birlikte XVII. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Vakıflar İdaresi arşivindeki 31 Mart 1748 tarihli bir belgede, “KUMARΔ adını taşıdığı ve yanındaki hamamla birlikte Kılıç Ali Paşa Vakfı’na ait olduğu kaydına rastlanmaktadır. Yine Şer’iyye Sicillerindeki M.S 1811 - 1836 yılları arasına tarihlenen iki ayrı belgede de hanın adı “KUMARCI” olarak geçmektedir. 1873 yılından itibaren Lefkoşa’yı ziyaret eden yerli ve yabancı yazarlar adından, ‘Kumarcılar Hanı’, “Küçük Han”, “Seyyar Çalgıcılar Hanı” ve “Kemancılar Hanı” olarak söz etmişlerdir. Nitekim yakın geçmişimizde kasabalar ile köylerdeki sünnet ile düğün törenlerine giden Lefkoşalı çalgıcıların, Asmaaltı Meydanı’ndaki ‘Asmalı Kahve’nin önüne oturup müşteri bekledikleri halen anımsanmaktadır.”

Yani şimdi isim değişikliği istenerek bu değişiklik istemini de Osmanlı kayıtlarına dayandırmak doğru değil. Ülkemizde isim değişikliği yaparak veya kültürümüzü değiştirmeye çalışarak yapılmak istenen toplumsal yaşayışımızı, kültürümüzü, Kıbrıslılığımızı yok etme girişimleri mutlaka ki sonuna kadar tepki görecektir. Öyle de olması gerekir. Köy isimlerinde yapılan ve o zamanın eksik olan tepkisel gücü nedeniyle engellenemeyen değişimlerin başka yerlerde olmaması ve kültürümüzle birlikte gelişmeyi başarabilmemiz gerekir.

Bunun için de yine güç birliği önemli. Bir şeyler olup bitmeden değil, hemen şimdi.  


Hakaret

foto-007.jpg

Araba tamircisi Tony’nin hamile eşi Shirine’le sade bir hayatı vardır. Sokaklarındaki altyapı çalışmalarından Lübnan’a göç etmiş, yakınlardaki bir mülteci kampında yaşayan Filistinli ustabaşı Yasser’in şirketi sorumludur. Yasser, Tony’nin balkonundaki giderin akıttığını fark edip tamir etmek ister. Ancak Tony onu evine almamakta kararlıdır. Yasser dışarıdan da olsa gideri onarır. İlk anlaşmazlıkları bu olay üzerine çıkan ikili arasında git gide büyüyen gerilim, Tony’nin Yasser’e kurduğu bir cümle ile çok farklı bir noktaya taşınır. Aralarındaki bu husumet önce mahkemeye, sonrasında politikacıların da dahil olduğu bir kamuoyu davasına döner. İki taraf da sonuna kadar hakkını savunurken, geçmişin yaraları da tekrar açılacaktır. Savaşlar, göçler, ötekileştirme, geçmişin geleceği biçimlendirme ve hayatı olumsuz etkilemesi gibi yaklaşımlarla bu yıl Oscar’da en iyi yabancı filmler arasında aday olan Lübnan-Fransa yapımı Hakaret (The Insult), coğrafyamızın da içinde bulunduğu Ortadoğu haritasında ne kadar benzer sorunlarla yaşamaya çalıştığımızı anlamak için güzel bir film. Vizyonda olur mu bilmiyorum ama diğer mecralardan mutlaka izlemenin bir fırsatını bulun derim.   


Politika değişikliği

Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti Kıbrıs’ın kuzeyindeki karma evliliklerden doğan çocuklara vatandaşlık verilmesine yönelik şimdiye kadarki politikalarında değişiklik yapmaya başlıyormuş. Yani konunun Mahkemelere, AİHM’ye taşınmaması için eğitim sendikalarımızın başlattıkları girişimlere olumlu yanıt vermeye yönelik güney basınında iddialar var. İddia doğruysa güzel haber.

 


Yol tamirleri

Girne-Lefkoşa yolunda Girne girişi-St. Hilarion kavşağı yol yenilemesi başladı. Tabii ki yolların yenilenmesi ve daha emniyetli hale gelmesi önemli ama bu gibi çalışmaların da erken bitirilmeleri çok gerekli. Bu sürede sadece bir çift şeridin gidiş-geliş olarak kullanıldığı düşünüldüğünde her gün önümden veya arkamdan gelecek bir ambulansın ne yapacağını ve benim ile diğer şoförlerin ne yapacağımı çok merak ediyorum


 


"Burjuva; Kafası sınırlı, düşünmeyi pek sevmeyen, arzuları sonsuz, her zaman aptal ve kaba, çıkarlarının dışında amaç bilmeyen, hiçbir değere inanmayan, en sevdiklerini bile kendi yararına gözden çıkarabilen insandır."

Gustave Flaubert

Bu yazı toplam 2092 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar