Yine yangın.. Ama....
Daha önce de yangınlar yaşadık. Beşparmaklar’da, Karpaz’da, Girne’de, Yeşilırmak’ta.... Hepsinde de yardıma koşanlar oldu. Sağolsunlar. Her seferinde de hep beraber bağırdık durduk.. “Yangın helikopteri alınmalı... En azından ‘yardım’ gelene kadar ilk müdahale kendi helikopterimizle yapılmalı” diye. Satın mı alınırdı ? Kiralanır mıydı ? Kıbrıs’ta konuşlandırılıp Türkiye ile ortak mı kullanılırdı ? Bunlar ayrı konular. Ama sonuçta olmadı olmadı...
Ve bir yangın daha...Büyük bir yangın... Yine Yeşilırmak’ta. Ama bu seferki, bir öncekine göre daha büyük. Felaketin ta kendisi... Dönümlerce arazi yandı kül oldu.
Şimdi hep beraber yine bağırıyoruz....”Yangın Helikopteriiiii”.....
***
Sizi bilmem. Ama Cumartesi gecesi benim saatlerim, üzülmekle, kahrolmakla ve de küfürlerle geçti. Yangın devam ederken Yeşilırmak’ta kaç dönüm, kaç hektar arazinin kül olduğunu veya olmak üzere olduğunu merak bile etmedim... Yangının nerede çıktığı, nasıl yayıldığı bile ilgilendirmedi beni... Umursamazlığımdan değil. Büyüklerimize (!!!) , Büyüklerimiz’ in (!!!!) umursamazlığına taktığımdan....
TV’deki görüntüleri izledim dehşet içinde. Üzüldüm, kahroldum ve bol bol küfrettim....
Yangın büyük çabalar sonrasında nihayet kontrol altına alındığında derin bir ‘Ohhh’ çektim. Ama bu ‘Ohh’un arkasından da, kaldığım yerden devam ettim küfürlere.
***
Üstüne alacak almayacak tüm yöneticilerimize...
Ülke yönetmek nedir bilir misiniz siz ? Vatanını sevmek, insanını sevmek nedir bilir misiniz ? Yeşil’i sevmek nedir bilir misiniz ?
Ülkenizi sevmek, sadece seçim zamanlarında ‘ülke-vatan’ nutukları atmak mıdır sizce ?
İnsanlarınızı sevmek, onları sadece seçim zamanlarında oylarına ihtiyaç duyduğunuzda hatırlar gibi yapmak mıdır ?
Yeşil’i sevmek, fidan dikerken törenler düzenlemek oralarda boy göstermek midir sadece ?
Vatanseverlik, seçilmeyi başarmanız halinde “Gelecek seçimlere kadar Allah kerim” demek midir sizce ?
Hele hele Bakan veya Başbakan da olursanız, makamınızda ziyaretinize gelenlere yüz binlerce liralık izaz-ikram’da bulunmak mıdır ?
Düğünlere, sünnet törenlerine, cenazelere, açılışlara Devlet’in ve yani halkın parasıyla çelenkler göndermek midir ?
Pahalı ziyafetlerle ne kadar ‘büyük’, ne kadar ‘misafirperver’ olduğunuzu göstermek midir ?
İkide birde ‘makam’ araçlarını değiştirerek arka koltukta caka satmak mıdır ?
‘Büyük adam’ olduğunuzu sanıp en lüks ve en pahalı arabalarda dolanmak mıdır ?
Öncelikli yatırımları bir kenara itip, yalakalık uğruna ‘medrese’ yapılmasına onay vermek midir ?
Halkınızın üzerine basınçlı su, gaz sıkılabilmesi için TOMA satın almak mıdır ?
İşinize geldiğinde, gösteriş, caka için har vurup harman savurmak; işinize gelmediğide “Para yok...” deyip ağlaşmak mıdır ?
v.s. v.s. v.s.
Güzelim Beşparmakları, güzelim Karpaz’ı yeniden ağaçlandırıp eski haline getirmek için kaç yıl gerektiğini hesaplarını yaparken, şimdi de güzelim Yeşilırmak’ın nasıl yeniden yeşillendirileceğinin hesaplarını yapmaya başlayacağız hep beraber.
Benzeri durumlarda hemen müdahale edebilecek bir helikopterimiz olmasın varsın... Ama lüks makam arabalarımız, lüks polis arabalarımız, TOMA’larımız olsun, milyonlarca liralık akıl almaz harcamalarımıza da devam edelim lütfen. Bize bu yakışır !!!!!