1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Yirmi beş günde üç ayrı “pandemi hastanesi”
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Yirmi beş günde üç ayrı “pandemi hastanesi”

A+A-

Bir ay olmadı henüz, Bakanlar Kurulu, salgına karşı Mağusa Hastanesi’ni “Karantina Hastanesi” ilan etmişti.
Karar böyleydi.
Tarih 14 Mart’tı, Tıp Bayramı.

“Mağusa Hastanesi’nin Karantina Hastanesi olmasına karar verilmiştir” diye açıklamıştı Başbakan.
Çok öz, çok net, çok kararlı...

***

Ne oldu sonra bilmiyoruz, bir akşam bu kez, Lefkoşa’daki hastanenin “Karantina Hastanesi” olması için adım atıldı.
Ambulanslar gecenin bir yarısı hastaları başka başka hastanelere taşıdı.
Bakanlar Kurulu aynıydı.
Sağlık Bakanı da değişmemişti.

***

Niye ilk karardan vazgeçildi, sonraki karar nasıl alındı, öğrenemedik. Üstelik de hangisine hangisinin başkanlık ettiğini bilmediğimiz birkaç bilim ve danışma kurulu, yüz metre arası kurulmuş üç kriz merkezi ve diğer ofislerden böylesi bir talep çıkmadı.

Tam aksine hekim örgütlerinin hepsi “Pandemi Hastanesi olarak ilan edilecek son yer Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’dir.” dedi.

Ya doktorlar bilmiyordu.
Ya bakanlar...

***

Ve dün...
Sağlık Bakanı yeni bir “Pandemi Hastanesi” yapılacağını açıkladı.

“100 oda, 200 yatak kapasitesi” buyurdu.
“Yeri de belli” diye konuştu.
Kısmetse dün akşam girişim yapacaktı.

Proje ne zaman çizildi, maliyeti nasıl hesaplandı, kaynak nereden bulundu kimse duymadı.
Niye ilk karardan vazgeçildi, sonraki karar nasıl alındı, en sonuncusu nasıl verildi yine öğrenemedik.

***

Bunların tümü yirmi beş günde oldu.
Size biraz tuhaf, ciddiyetsiz, tutarsız gelmedi mi?

***

Adanın kuzeyinde salgına dair neredeyse tüm kararlar, örgütlerin ve kamuoyunun, muhalefetin ve hekimlerin, geleneksel ya da sosyal medyanın baskısıyla hep sonradan alınsa da eğri gemi doğru seferle ilerledi.

Öğrencilerin adaya taşınmasından uçuşların durmasına, evde gözetimden merkezi karantinaya, Karpaz’ın izolesinden veri paylaşımına, testlerden uçaklara tüm telaşları lütfen bir yeniden zihninizde canlandırınız.

O kadar çok “gel-git”ler yaşadık ki!
Sanırım “sırrımız” bu oldu.
Memleket öylece “ortalık yerde” yönetildi (!)

***

Her akşam bir başka deneysel kurguyla ve pandomim ustalarına taş çıkartan bir kıvamda açıklanan vaka sayıları aslında umutlu gidiyor.
Yine de tedirginsek, sanırım sebebi “güven vermeyen” siyaset ve suretleri ayrıca savrularak yaşadığımız “tutarsızlıklar” bütünüdür.

Yoksa...

Yirmi beş günde üç ayrı “pandemi hastanesi” inşa etmiş yarım bir ülkenin evlatları olarak gurur duymamız gerekmez mi?
 



Maliye ve paylaşmak

Yine bir yerde konuşmuş Maliye Bakanı, “elde ne varsa, ne toplanmışsa, kamu ya da özel fark etmez hep birlikte paylaşacağız” dedi.

Bunu evvelce de söylemişti.
Meğer lafmış.
Sözün pratiğine yenildiğini bir daha yaşadık, şaşırmadık.
“Hepimiz aynı gemideyiz” gibi büyük laflar da edilir bazen!
O geminin neresindeysek, her birimiz...

***

Belki bilmiyor diyerek, TDK’dan sözcüğün anlamını aktarmak istedim.

<<...

PAYLAŞMAK.
Aralarında bölüşmek, pay etmek...
...
 "Üçünü birden almak arsızlığına kalkma. Pay edelim." - Hüseyin Rahmi Gürpınar

...>>

 

Bu yazı toplam 1832 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar