Yoğurdu süt sanmak
İş insanlarının yüzde 89'u “rüşvet yaygın” diyor.
Kamudan ihale ya da kredi almak için “rüşvet var” diyor, yarısı...
* * *
Hemen aklımıza şu basit soru geliyor:
"Nereden biliyorlar?"
Sesinizi duyar gibiyim:
“Kendilerinden (!)”
* * *
Bir eczacı şunu söylemişti:
“Kendisi için viagra isteyeni hiç duymadım. Her gelen de ya eniştesi için alıyor, ya amcası..."
* * *
Kıbrıs'ın kuzeyine dair yeni bir "Yolsuzluk Raporu" açıklandı.
İş insanları soruları yanıtladı, rapor böyle hazırlandı.
Eminim ki, hangisine sorsanız, "Ben böyle bir deneyim yaşamadım ama çok iyi yerden duydum" diyecek.
* * *
“Partizanlık” da böyledir.
Kamuda sorunuz, ülkedeki en önemli sorunun "partizanlık" ve "kayırmacılık" olduğunu söylerler.
Ama her bir birey "hak ederek" istihdam edildiğine inanır.
Yanlış çoktur ama çoğunluk doğrudur.
* * *
Tüm bu yaşadıklarımızı en iyi özetleyen sözcüklerden biri de “samimiyetsizlik” olur.
Yine de şöyle bir teselli bulabiliriz.
En azından “yüzleşme” süreci başlamıştır.
Çünkü geçmişte hep, “ne rüşveti ne yolsuzluğu, bizim ülkemizde böyle şeyler yoktur” denmiştir.
* * *
Şimdi umutlar yoğurdu “süt” sanarak üfleyenler ya da sütü “yoğurt” niyetine kaşıklayanlara yüklenmiştir.
Sorsanız “siyaset kirli” diyecekler, “biz temiz...”
* * *
İşin aslı şu:
Teknedeki hamur koktu.
Fırıncı değişmek işe yaramıyor.
Fırıncı da pek samimi davranmıyor.
Ve ayrıca fırının temelleri de çürük...
Başımıza yıkılıyor (!)
* * *
Yeniden inşa edebiliriz.
Ne varsa çürük, yıkarak başlayabiliriz.