1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. “Yok” Saydığımız Öğrenciler
Salih Sarpten

Salih Sarpten

“Yok” Saydığımız Öğrenciler

A+A-

Sami Özuslu’nun “Alman Usulü” yazı dizisini ilgiyle okuyanlardanım. Yazıların teması eğitim olunca benim için bir o kadar daha okunası bir hal alıyor. Sevgili Sami, yazılarıyla, çağdaş bir eğitim sisteminde olması gereken unsurları tek tek gözümüzün önüne seriyor.

Neredeyse tüm alanlarda ama özellikle eğitimde sınırların kalktığı bir dünyada yaşıyoruz. Uluslararası organizasyonlarda yer bulamadığımız tanınmamış bir ülke olmamıza rağmen durum bizde de pek farklı değil...

Konunun önemini daha iyi anlamanız için birkaç çarpıcı örnek vereyim:

2018-2019 Öğretim Yılı verilerine göre ilk, orta ve liselerimizde öğrenim gören toplam öğrenci sayısının %6’sı, yani 3 bin 127 öğrenci, anadili Türkçe olmayan yabancı uyruklu öğrencilerden oluşmaktaydı…

Geçtiğimiz öğretim yılında ilk, orta ve lise kademesindeki okullarımızda Türkiye ve KKTC dışında tam 30 farklı ülkeden öğrencimiz var. Daha açık ifade edecek olursak; ABD, Azerbaycan, Belarus, Bulgaristan, Çin, Dominik Cumhuriyeti, Filipinler, Fransa, Güney Kore, Gürcistan, İngiltere, Irak, İran, Kanada, Kazakistan, Kırgızistan,  Letonya, Libya, Moldova, Özbekistan, Pakistan, Polonya, Romanya, Rusya, Suriye, Suudi Arabistan, Türkmenistan, Ukrayna, Ürdün ve Vietnam’dan tam 3 bin 127 öğrenci okullarımızda öğrenim gördü.

Bölgelere baktığımızda Girne için durumun çok daha vahim olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Ülke genelinde %6 olan anadili Türkçe olmayan yabancı uyruklu öğrencilerin oranı, Girne bölgesindeki okullarda ikiye katlanıyor ve %12 oluyor.

İçinde bulunduğumuz öğretim yılında bu rakamın çok daha fazla olacağı aşikar… Bu öğrencilere bir de Türkiye’nin farklı kültürel öğeler taşıyan bölgelerinden gelen öğrencileri eklerseniz. Okullarımızdaki çok kültürlüğün geldiği boyutun büyüklüğünü tahmin edebilirsiniz…

tablo1-004.jpg

tablo2-002.jpg

Bu olgudan yola çıkarak yaklaşık 4 yıl önce, çalışma arkadaşım Barış Uzunahmet’le birlikte gerçekleştirdiğimiz bir araştırmadan el ettiğimiz 3 çarpıcı bulgu şöyle idi. Araştırmaya katılan çocukların;

  • %50’si sınıf arkadaşlarıyla, %33’si öğretmenleriyle, %17’si de hiç kimseyle anlaşamadığını ifade ettiler. “
  • Hem öğretmen ve okul yöneticileri ile hem de arkadaşları ile iletişim problemi yaşadıkları, bu problemini çözmede yeterli destek alamadıkları, kendi imkânlarıyla çözmeye çalıştıklarını dile getirdiler.
  • İletişim sorunların onlar için büyük bir mutsuzluk kaynağı olduğu, yaşadıkları bu sorunlar okul başarılara olumsuz anlamda etki ettiği ve bu sorunların çözümlenmesine destek ve katkı beklediklerini söylediler.

Bu bulgular; kabul etmesek de eğitim sistemimizin bir “çok kültürsüzlük” sorunu olduğunu göstermektedir. Bu durum sürdürülebilir değildir… Bu öğrenciler için 4 yıl önceden bugüne hiçbir şey yapmadığımızı söylersek bugün okullarda yaşanan durumun vahameti daha iyi anlaşılır diye düşünüyorum.

Kısacası sürdürülebilir olmayan bu durumu sürdürmeye çalışıyoruz. Bu çocuklar yokmuş gibi davranıyoruz.

Sosyal, ekonomik ve kültürel anlamda farklılıklar yaşayan bu öğrenciler en genelde;

  1. Eğitim-öğretim faaliyetlerinde yetersizlik,
  2. Arkadaşları ve öğretmenleriyle sosyal ilişki kurma ve sürdürmede yetersizlik,
  3. Kişilik ya da okul problemleriyle baş edememe,
  4. Genel mutsuzluk yaşamaktadırlar.

Yeni eğitim dönemine başladığımız bugün için söylenebilecek en önemli şey; çok kültürlü eğitimi odağına alan bir yaklaşımla ana dili Türkçe olmayan yabancı uyruklu öğrencilerin okul yaşantılarına başlamadan önce takip edebilecekleri destek programlarını sisteme entegre edilmesi için adım atılması gerekliliğidir. Aksi halde sadece bu öğrencileri yok saymakla kalmayacağız, aynı zamanda mutsuz okullar ve başarısız nesiller yetiştirmeye de hizmet etmeye devam edeceğiz…


Yeni Nesil Öğrenme

Mega Trends

Dünyanın nasıl değiştiğini anlayabilirsek, eğitimin de nasıl değişmesi gerektiğini daha kolay anlayabiliriz. Bunun için kullanılan önemli bir kavram var: Mega Trends… Mega Trands; dünyadaki büyük ölçekli değişimleri anlatan, birden fazla coğrafyayı etkileyebilecek kadar büyük değişikliğe verilen adı olarak tanımlanabilir. İşte değişen dünyanın temel özellikleri:

  1. Daha hızlı bir dünya: Bilgiye çok daha hızlı ulaşıyor ve paylaşıyoruz.
  2. Paylaşım ekonomisi: Neredeyse bütün sektörler dijital platformlarda büyüyor.
  3. Ürün değil hizmet: Artık ürünlerin değil, o ürün bize sağladığı hizmetleri satın alıyoruz.
  4. Teknolojik devrim: Algoritmalar, kodlama ve yapay zeka neredeyse tüm yaşam alanımızı kapsadı.

Dünyadaki değişim bu boyutları içeriyorsa, eğitimdeki değişim de bunları içermeli…

 

 


Bir Mesaj ve Bir Resim

Yetenek ve Başarı

karikatur-006.jpg

Herkes dâhidir. Ama eğer bir balığı ağaca çıkma yeteneği ile sınarsanız tüm hayatını bir aptal olduğuna inanarak yaşayacaktır (Albert Einstein). Ne yazık ki okullarımızda kendi aptal hisseden çok sayıda öğrencimiz var. Çünkü onları, kendilerine özgü yetenekleriyle değil, geleneksel standartlarla sınıyoruz.  

Bu yazı toplam 2725 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar