1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Yok sizi çekeceydim!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Yok sizi çekeceydim!

A+A-

 

"Sometimes people don't want to hear the truth because they don't want their illusions destroyed"…
Bu sözün, Friedrich Nietzsche’ye ait olduğu söylenir…
Bazı araştırmacılar der ki, “hayır O’na ait olduğuna dair kanıt bulamadık”…
Efendim, kime ait olduğunu tartışmayalım; gelin Türkçe çevrisine bir bakalım…
“İnsanlar, hayallerinin yıkılmasını istemedikleri için, bazen gerçekleri işitmek istemezler”…
Doğru çevirdim sanırım…

-*-*-

Siz, bir hayal kurmuşsunuz, gerçeği işitip de o hayalin yıkılmasını istemezsiniz tabii ki…

-*-*-

Ne acı bir şey biliyor musunuz?
Mesela KKTC’de, Ersin Tatar’ın, “devletin geleceği” ile ilgili bir hayali bile yoktur…
Peki ama neden örneğin “federal çözüm yanlılarına kızıyor? Demek ki bir farklı hayali olmalı!”…
Hayır, yoktur!

-*-*-

Gerçekten çok acı bir durum!

-*-*-

Peki, nedir Tatar’ın yaşadığı ve yaşattığı?
O koltukta oturmayı sürdürmek!
Çünkü örneğin eşit egemen bir KKTC devleti diye hayal kursa bile; bu hayalinin bir gün Tayyip Erdoğan tarafından “yerle bir edilebileceğini” bilir.
Dolayısıyla Tatar kendi adına ya da temsil ettiği toplum adına hayal kuramaz!
Eveeet, bundan daha acı bir durum olamaz değil mi?

-*-*-

Hiçbir görüşünüz olmaması hali!
Hiçbir hayalinizin bulunmaması durumu!
Sadece Türkiye ne derse, “evet efendim, tamam” deme hali!
Kukladan da ötesi!

-*-*-

Öteki yazıda da vurguladım; isim vereyim; (Başbakan ve Erhan Arıklı’nın yazılı açıklamalarına göre) Tayyip Erdoğan, Fuat Oktay ya da Türkiye’den her hangi bir siyasinin zerre kadar haberi olmasa bile; dolaylı ya da doğrudan onlara bağlı buradaki bazı elemanların Tatar’a, “Sunat Atun’un görevden alınmasını onaylama” dediği kaçamayacakları bir gerçektir…

-*-*-

Gerek koalisyon ortağı iki parti, gerekse UBP’li bazı “önemli kişilere”, “Biz Faiz Sucuoğlu’nun başbakan kalmasını istemiyoruz” dendiği de doğrudur.

-*-*-

Ve hala, büyük olasılıkla Çarşamba günü yani 27 Nisan 2022 tarihinde, ya Meclis’e gelmeyecek olan ya da güven oylamasında “ret” oyu verecek olanlar bulunabilecektir!

-*-*-

Türkiye’yi yönetenlerin bu olaylardan haberi var mı?
Gerçekten bilemiyoruz…
Ama buradaki yedinci dereceden memurlarının, bazı ahbapları ile birlikte Sucuoğlu’na karşı darbe çabaları ayyuka çıkmış durumdadır…

-*-*-

Birileri bu konuda resmi açıklama yapar mı?
Yoksa her zaman yaptığınız gibi, çamura mı yatacaksınız?

-*-*-

Dün de gariban bir kişiye benle ilgili bir şeyler yazdırtmışlar…
“Parayı çok seviyor” falan dedirtmişler…
Vallahi doğrudur!
Söyleyin, 2 milyon Sterlin versinler, Yeni Zelanda’ya gitmek istiyorum da!
Yok sizi çekeceydim!
İşbirlikçi zavallılar!
Ezikler!

 


KKTC’de darbe yapmak
demokratik bir hak mı?


Niye kızıyorsunuz?
Tufan Erhürman’ın dediği gibi, “… Siz, Anayasa’nın 106’ncı maddesini okuyup anlayacak kapasite ve kadroya sahip değil misiniz?”…

-*-*-

Bakın ne diyor KKTC Anayasası:
“… Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve Başbakanın önerisi üzerine bakanları atar;  Başbakanın istemi üzerine, bakanlardan herhangi birinin görevine son verir…”

-*-*-

Peki, neden Ersin Tatar, Sunat Atun’un görevden alınması talebini onaylamadı?
Olasılıklar şöyle sıralanabilir:
Bir: Tatar ve kadrosu okuduğunu anlamıyor…
İki: Yok canım anlıyorlar ama n’apsınlar?
Üç: N’apsınlar derken…
Dört: Yani birileri ‘onaylama beklet’ demiş olmasın sakın!

-*-*-

Ersin Tatar da, Faiz Sucuoğlu da, Erhan Arıklı da bu konuda açıklama yaptı ve “Türkiye kesinlikle bu işin içinde yoktur” dedi.

-*-*-

Şimdi, en başta Tufan hocadan alıntı yaptığım sorudan yola çıkıp da en son üç siyasetçinin söylediğini “doğru” kabul edersem; yani tamam Türkiye bu işin içinde yoktur meselesini kabul edersem, o zaman “kusura bakmayın ama siz, çok basit bir cümleyi bile anlayamayacak kadar salak mısınız?” sorusunu sormaz mıyım?

-*-*-

Birileri doğru söylemiyor!
Gerçekten olay maskaralığa hatta Serdar Denktaş’ın dün vurguladığı gibi, “maskaralıktan da beter hale” dönmüştür!
Ve KKTC adı verilen bu coğrafyayı kesinlikle iyi günler beklemiyor!

-*-*-

Bu arada eklemek lazım; Türkiye’deki devlet yöneticilerinin bu yaşananlardan haberi yoksa; burada biri vekil, biri istihbaratçı, ikisi danışman olan dört kişiyi “sınır dışı” etmek gerekmez mi sizce?
Resmen kalkışma değil mi yaptıkları?
Ve burada varsa dostları, ki vardır, biliyoruz, herkes biliyor, onların da mahkemeye verilip, “darbe girişiminden” veya “vatana ihanetten” yargılanmaları gerekmez mi?

 


jj-059.jpg

Bu bir gemidir… (Yorumsuz)

Bu yazı toplam 2948 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar