İnsan böyle bir duruma düşmeyecek!
Ankara’ya “sığınma” bunun adı...
Ya da “gel, kendini de bizi de rezil etme” diyerek Ankara’ya çağrılma!
Kapasite acizliği ilanı ve iradeye müdahale...
Utanç verici...

***

TC-DAP geldi, telaşla ve Tatar’ı kaçırdı (!)
Başkanlık özel uçağı...
Aday öylesine “sıkıntılı.”

***

Peki ne olacak?
Tatar’ın her “yetmediği” durumda deniz ötesinden uçak mı gelecek, yoksa, bu toplum, kendine yeten adaylara mı yönelecek?
Yoksunluk, kapasitesizlik, çaresizlik ilanıdır bu!
Üzücü...

***

“Seçime Özel” basın toplantısı yapıldı, Ankara’da...
“Hesabınıza 117 milyon TL yatırıldı” dedi, TC Başkan Yardımcısı...
Seçim sadakası mı bu?
Bu toplumun iradesi satılık değildir.
Kıbrıs Türkleri ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkiyi kimsenin böylesine küçültmeye hakkı yoktur.
Yeter artık!

***

Yine de ekran karşısında oturduk.
Bir aday kendini “devre dışı” bırakırken, diğerlerinin topluma, seçime, demokrasiye saygısını izledik.
Bir toplumun kendini “devre dışı” bırakmayacağını umarak...

***

Tufan hocanın “Biz bu adada varız, kimse bizi görmezden gelemez” sözü kaldı aklımda, geceden...
Bu lafı ister Doğu Akdeniz krizine yorunuz, ister çözüme; ister Ankara’ya gönderiniz, ister AB’ye, BM’ye!
Ne olursa olsun, “Biz buradayız” deyiniz.

***

Bu seçim “müdahaleler” ile geçecek yine tarihe, öncekiler gibi!..
Umarım toplum “haysiyetini” sandığa hapsetmeyecek.
Uçanlara, kaçanlara verecek dersini...