Geçtiğimiz günlerde Girne’yi seller götürmüştü hatırlayacaksınız… Yollar dere olmuş, yağmur suları hotelleri basmış, iş yerleri sular altında kalmış, şehir içinde göller oluşmuştu.
“Derelerin içine yapılan beton binalar, apartmanlar, evler, suya gidecek yol bırakmayınca sular da taşmak zorunda kalmıştı” gibi lafları bilmem kaçıncı defa yine yazmak zorunda kalmıştık.
Bu olaydan sonra Girne Belediyesi “tedbirler alındığını” açıklamış ve bu tedbirlerden birinin de “Hirondelle kavşağı denen yerdeki çemberin etrafında suyun rahatça akıp gitmesi için çalışmalar yapılacağını” söylemişti.
Çalışmalar başladı, trafik dolayısıyla aksadı çünkü çift şerit yol tek şeride düşmek zorunda kaldı ve bozulan yol nedeniyle trafiğin sıkışıklığı daha da arttı. Elbette ki bu gibi çalışmalarda yazılar yazılır; “Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz” denir. Yazmak lazım, özür dilemek lazım da bu özrün geçerli olması için bu çalışmayı gerçekten en kısa zamanda bitirmek ve büyük gayret ortaya koymak gerekir. Özellikle trafiğin en yoğun olduğu yerlerdeki çalışmalar gün 24 saat sürmeli, ihaleyi alan şirket bunu planlamalı ve en kısa zamanda vatandaşın mağduriyeti ortadan kaldırılmalı...
Oysa baktık gördük ki hafta sonu olmuş, tatil başlamış, çemberdeki çalışma durmuş, vatandaş 100 metrelik yeri yarım saatte geçebiliyor. “Pazartesi tatil bitti herhalde” dedik ama çemberde çalışma yine yok. Şirket işçilerini başka yere mi kaydırdı, Belediye’nin parası mı bitti, denetleme mi yapmıyor anlamadım. Nedeni her ne olursa olsun o gibi yerlerdeki çalışmalar yazdığım gibi hiç duraksamadan yapılmalı ve en kısa zamanda bitirilmeli… Bunun hiçbir mazereti kabul edilir değildir.

---------------------------------------

Görgüsüzlük!

Geçitköy’de yeni temeller atıldı. Bizi daha da bağlayacak! Türkiye’den su taşıma projesinin bir adımı daha atıldı. İlk başta güzel görünen, “oh be bol suya kavuşacağız” dedirten proje yavaş yavaş ilerliyor.
Türkiye’den gelen üç bakan hem ekonomik konuları konuştular, paketi de denetlediler herhalde, sorunları dinlediler, bu arada da Geçitköy’de bir temel atma töreni daha yaptılar.
İyi, güzel de gündüz gündüz havai fişek atmanın ne gereği vardı anlamadım doğrusu… Bu havai fişek işini kim ayarladıysa biraz ‘görgüsüzlük’ etmiş galiba… Havai fişek patlatmanın anlamı ve güzelliği nedir? Gece atılır ki gecenin karanlığında patlayan fişeğin farklı renkler ve ışıklarla karanlık gökyüzünü aydınlatması heyecanla izlenir, güzel dakikalar yaşanır. (Gerçi yaz günlerinde Girne’de her gece saatin kaç olduğu umursanmadan fazlaca atılır ama…)
Gündüz vakti havai fişek atmak kimin fikriydi merak ettim doğrusu!..

-------------------------------------

Kültür karmaşası

Bir kültür karmaşası yaşıyoruz ki sormayın… Dün bir lokantaya uğradık ailece… Daha önce de gittiğim, hoşuma giden, Anadolu motifleriyle donanmış, Anadolu yemekleri veren bir yer… Daha önce gittiğimde müzikleri de dekoruyla uyumlu bir tarzda Anadolu ritimleriyle süslüyken, bu kez gittiğimde klasik müziğin popüler parçaları hoparlörden yükseliyordu. Klasik müzik güzel tabii ki ama büyük bir çelişkiydi doğrusu… Personeli de artık Anadolulu değil, şimdi birçok yerde olduğu gibi Pakistan ve onun gibi ülkelerden… Kültür karmaşasını sadece biz değil, buraya gelip yerleşen, iş kuran Türkiye kökenli insanlarımız da yaşamaya başladı maalesef…