'YOLLARDA BİZİ GÖRÜN'
2016 Nisan ayında Taçam Gökbörü, 2016 Ekim ayında Seyhan Plaka, önceki gün de Seyhan Plaka bisikletleri ile kaza geçirdi… 3 bisikletçi YENİDÜZEN’e konuştu
Bisiklet kazazedeleri… Onların, dilinden dökülen her cümle, bisiklet sporuyla uğraşan, buna gönül veren her bisiklet kullanıcısının yaşadığı vahameti tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor
Fehime ALASYA
Bisiklet kültürü ülkemizde giderek yaygınlaşırken, ne yazık ki, sürücüler bisikletlileri korumuyor, devlet tedbirini almıyor, ülkedeki altyapı ihtiyaca yanıt vermiyor.
Gönül verdikleri, yıllarca sevgiyle sürdürdükleri bisiklet sporunu yaparken, kaza geçiren ve günlerce yataktan çıkamadan tedavi gören, bu uğurda işini, geçimini aksatan bisikletlilerden Taçam Gökbörü, Murat Pehlivanoğlu ve Seyhan Plaka içini YENİDÜZEN’e döktü.
Özelde kendi dertlerini anlatıp, genelde ülkenin sıkıntılarına değinen bisikletseverler, artık yargı yolu ile hakkını arayacağını dile getirdi.
Yaşanan kazaların maddiyattan öteye geçtiğine değinen bisiklet tutkunları, hiçbir suçları olmamasına rağmen mağdur olmaktan bıkmış durumda.
“Sigortalar nasıl olsa masrafları öder denilerek bisikletliler umursanıyor, yaşanalar görmezden geliyor, konu artık maddiyattan çıktı, bizler de varız, var olacağız, canımız parayla ölçülmüyor…” diyen kazazede bisikletliler, artık yaşananları duyarlılıktan öteye, farklı boyutlara taşımaya hazırlanıyor.
“Yaşamdan bezmiş seviyeye gelen bir travma yaşadım”
Kırk yılı aşkındır adada pedal çeviren, bunu pek çok kişiye aşılayan bisiklet tutkunu Taçam Gökbörü, birçok bisikletlinin başına gelen ve kendisinin de yaşadığı kazadan sonra bu tutkuyu başka bireylere yaymaktan korkar olmuş. Gökbörü, yaşanan her şeye rağmen yine de bisiklet sürmeye ve bunu çevresine yaymaya devam edeceğini dile getiriyor. Başına gelen kazadan önce pek çok sosyal sorumluluk projesi yürüten, gönüllü organizasyonlara destek veren, profesyonel olarak yarışlara hazırlanan ve birçok yarışçıya antrenörlük yapan Gökbörü, hizmet çapının yarı yarıya düştüğünü dile getirdi. Maddi manevi çıkmaza girdiğini kaydeden Gökbörü, “Yaşamdan bezecek seviyeye gelen bir travma yaşadım, hayatım elimden alınmış gibi hissettim” diyerek psikolojik çöküntüye uğradığını anlatıyor.
Gökbörü, kazanın kendisinden kaynaklanmayan bir ihmal sonucu ortaya çıktığını anlatı, olayı mahkemeye taşıyacağının altını çizdi.
Gökbörü, instagram ve facebook örneklerini vererek, günümüzde şoförlerin dikkatini dağıtan, en büyük etkenler olduğunu değindi.
“Bozuk olan yollar veya dikkatsiz sürücüler bize mal edilmemeli…”
Uzun yıllardır bisiklet süren Murat Pehlivanoğlu da arkadaşlarıyla birlikte kendi yolunda ve hatasız bisikletiyle seyrettiği sırada bir arabanın çarpması sonucu yaralanan bir bisikletsever.
Sürücüleri daha dikkatli olmaya ve empati yapmaya davet eden Pehlivanoğlu, “Keşke hiç bisiklet kullanmayanlar da empati kurabilse” diyor. Aylardır tedavi süreci devam eden Pehlivanoğlu, diğer kazazedeler gibi konuyu yargıya taşımaya hazır.
Pehlivanoğlu, “Biz artık hakkımızı arayacağız, artan yargı süreçleri de gösteriyor ki artık hakkımızı arayıp, kendimizi savunmaya gidiyoruz. Bozuk olan yollar veya dikkatsiz sürücüler bize mal edilmemeli…” diyor.
“Aynı noktada farklı bisiklet kazaları da oldu, ben ilk değilim”
Çarşamba günü bisiklet sürdüğü esnada bir arabanın çarpması sonucu yaralanan Seyhan Plaka, bel kemiğimin üzerinde üç yerde küçük kırıklar oluşmasından dolayı üç hafta acı çekecek olmasının yanında 60 gün de çalışamayacak oluşunu büyük bir öfkeyle anlatıyor. “Kendime ait restoranım var ve bütün gün ayaktayım, çalışamayacak durumdayım” diyen Plaka da Taçam Gökbörü gibi konuyu yargıya taşımaya hazırlanıyor.
Seyhan Plaka’nın dilinden dökülen cümleler ise yaşananların vahametini gözler önüne seriyor. Plaka;“Konuyu mahkemeye taşıyacağım. Maddi hasarı geçin, fiziksel hasar var, karşı taraf hastaneye gelip nasılsın diye sormadı... Beni laf ola telefonda aradı. İnsan hayvana çarpsa gidip bakar, tedavisiyle ilgilenir... Artık bu olayları farklı boyutlara taşıyacağız. Sigortalar masrafı öder diye bisikletlileri basıp geçemeyeceksiniz.
Kaza geçirdiğim noktada aynı sebepten dolayı farklı bisiklet kazaları da oldu, ben ilk değilim... Kavşakta düzeltilmesi gereken şeyler var” diyor.
Bisikletli kazazedeler ne dedi? Bisikletli kazazedeler ne dedi?
Seyhan Plaka:
Artık bu olayları farklı boyutlara taşıyacağız
Hemen hemen her sabah bisiklet sürmeye çıkıyoruz, spor amaçlı, sabah 6, 6 buçuk gibi çıkıp, günde 2 veya üç saat bisiklet sürüyoruz. Dün de böyle bir gün gibi sabaha başladık. Geniş olduğu için en güvenilir yol olarak bilinir ve en tercih edilen yoldur, Alayköy çemberindeydik, yol benim hakkımdı, karşıdan gelen arabayı da görmüştüm, araba yavaşlayacağına süratlenmişti. Beni görmedi diye tahmin ediyorum. Bana vurduğu anda beni fark etti. Geçip durdu, sağdan soldan insanlar durdu, birkaç dakika yerde yattıktan sonra emekleyerek refüjün içine girdim, ambulans çağrıldı, eşimi aradım, Taçam arkadaşımı arayıp söyledim. Hastaneye kaldırıldım. Gelen ambulansta ise bir kadın hemşire ve erkek şoför vardı, beni taşımakta zorlandılar, çevreden yardım alıp beni sedye ile ambulansa koyabildiler.
Bel kemiğimin üzerindeki üç yerde küçük kırıklar varmış. Doktor üç hafta kadar acı çekeceğimi ve dinlenmem gerektiğini söyledi, 60 gün çalışmayacağıma dair rapor verildi. Çalışamayacak durumdayım, kendime ait restoranım var ve bütün gün ayaktayım…
Ben hastaneye kaldırıldım, Polis neden sigortayı aramadım diye soruyor, ben can havliyle uğraşıyorum, sigortayı nasıl arayım... Konuyu mahkemeye taşıyacağım. Maddi hasarı geçin, fiziksel hasar var, karşı taraf hastaneye gelip nasılsın diye sormadı... Beni laf ola telefonda aradı. İnsan hayvana çarpsa gidip bakar... Artık bu olayları farklı boyutlara taşıyacağız. Sigortalar masrafı öder diye bisikletlileri basıp geçemeyeceksiniz.
Kaza geçirdiğim noktada aynı sebepten dolayı farklı bisiklet kazaları da oldu, ben ilk değilim... Kavşakta düzeltilmesi gereken şeyler var. Kavşakta biri bana vurmasın diye üç noktaya bakmam lazım. Böyle bir kavşak dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Kazadaki şoför yabancıydı da...
Bu özelde bir konu benim gibi görülebilir ama genele yayılacak olan bir konudur... Bisikletim ve telefonuma olan ve ödenebilecek hasar 4-5 bin Euro ama ya canıma bir şey olsaydı?
Taçam Gökbörü:
Her şeye rağmen sonuna kadar mücadele, sonuna kadar bisiklet...
Benim kazam geçen yıl, 10 Nisan’da olmuştu, tam bir yıl önce. Kazam Güzelyurt Fuar çemberinde olmuştu. Benim kazamdan önce olay yerinde, polis bir buçuk saat içinde, biri motosiklet diğeri ise bisiklet olmak üzere iki kaza olduğuna dair ihbar almış fakat ilgilenmemişti. Bu sayede kaza yapan üçüncü kişi de ben oldum.
Sağlığıma tamamen kavuşamadım. 15 gün yataktan kalkamadım, bir ay hiç basamadım, iki ay koltuk değneksiz yürüyemedim, iki aydan sonra biraz yürümeye başladım. On aydır bisiklet sürüyorum fakat sağ bacağım hiçbir şekilde eskisi gibi olmadı. Bacağıma plak ve vida takıldı, bu halde yaşıyorum. Yarışlara hazırlanırken düştüm, çok sosyal biriydim, bunların yarısını artık yapmıyorum. Hizmet çapım yarı yarıya düştü... Platini gördüğümde de intihar edebilecek seviyeye gelen bir travma yaşadım, hayatım elimden alınmış gibi hissettim. İki ay hiç iş yapamadım. Hiçbir yerden de ödenmedim!
Belediyenin aracından yola yoğun bir yağ dökülmüştü, benden önce de orada iki kaza olmuş. Ben de sabah on sıralarında kaza yaptım. Yere vurma hızım çok fazlaydı çünkü yağdan kaymıştım ve kalçamı bordür taşlarına çarpmıştım. Bu uğurda canla başla çalışırken başıma böyle bir olayın gelmesi bana çok koyuluyor.
Benim davamda hem polis hem de belediye bu olayı örtbas etmeye çalıştı çünkü kendi görev ve sorumluluklarını ihmal etmeleri ne ilk ne de sonudur... Ben yine de hakkımı arayacağım. Bana kimse ulaşıp özür de dilemedi.
O günkü nöbette olan ekipten kınama cezası aldı ve üç yıl terfi alamayacak. Kaza sonrası, çeşitli gazetelerde, yaşanan bu ihmal detaylı olarak gündeme gelmiş, soruşturma açılması sağlanmıştı. Bu ülkede soruşturma için illa ki bir gazetenin mi olayları sahiplenmesi gerekiyor. Bu olayın peşini bırakmayacağım.
Konuyu mahkemeye taşıyorum, yarın dava açıyorum, tedavi sürdüğü için hemen aynı aylarda dava açamayız çünkü stabil noktaya gelmesi lazım, bu da uzun bir süreç alır. Onu bekledik. Zaman aşımına uğramak gibi bir durum söz konusu olamaz. Polisin ve ambulansın arandığına dair en ufaktan en büyüğe her delilin kaydı var.
Kırk yıldır bisikletle uğraşırım, bisiklet her çocuğun en büyük, her büyüğün de en çocuk hayalidir. Birçok etkinliğe imza attım... Bu ülkede doğmamış olmayı istediğim günler de oldu, tüm güzel yanlarına rağmen... Bu işi yaptığım için pişman olduğum da oldu...
“İnsanlara bisikleti tavsiye etmekten korkar noktaya geldim”
Bisiklet sporuna gönül verenlerin yaşadığı sıkıntılara değinen Gökbörü, başımıza gelen tüm olayların toplumsal olarak yaratılan düzenden kaynaklı olduğunu anlatırken şu ifadeleri kullandı;
“Burasının bir ada olduğunu unuttuk, huzurun doğanın olmadığı bir ada düşünün... Bir adada yoğun trafik olmaz, huzur olur, cennet gibi bir adayı hiç umursamadan cehenneme çevirmek için uğraşıyoruz. Bireylerden kurumlara dek yaptığımız işe hakkını vererek yapmıyoruz, bu toprakları ve birbirimizi, kendimizi sevmiyoruz... Kimse yaptığı işi sevmiyor, özellikle de devlet kurumları... Hal böyleyken trafik eğitimi, altyapısı ve deneylemesi çökmüş durumdadır. Benim olayımdaki aksaklık da denetleme noktasıydı.
Başımıza gelen tüm sıkıntılar toplumsal olarak yarattığımız düzenden kaynaklanıyor. Ben bu ülkede on yıl önce Kimse bisiklete binmezken ben gezi organizasyonunu başlatan insandım. Bu alan benim profesyonel alanım olmasına rağmen insanlara bisikleti tavsiye etmekten korkar noktaya geldim... Ama her şeye rağmen sonuna kadar mücadele, sonuna kadar bisiklet...
Ne acıdır ki Kıbrıs’ın güneyindeki bu tehlike ve risk oranları çok büyük derecede düşüyor. Kıbrıs sorununda eşit ortaklık isterken kendimizi de sorgulamalıyız, acaba gerçekten eşit miyiz?
Biz bisikletlilerin pek çok sorunu var, bir nebze de olsa sesimizi duyurabilirsek ne mutlu…
Murat Pehlivanoğlu:
Keşke hiç bisiklet kullanmayanlar da empati kurabilse
Benim yaşadığım kaza 2016 ekim ayında gerçekleşmişti. Kendi yolumuzda düzgün bir şeklide ilerlerken karşı şeritten gelen araç hâkimiyetini kaybederek üzerimize geldi. Bana çarptı. Yılmazköy-Çamlıbel arasında gerçekleşen bir kazaydı. Bacağımdaki femur kemiğim kırıldı, halen daha bacağımda yüzde yüz iyileşme gerçekleşmedi. Ben şikâyetçi oldum. Durumdan şikayetçi olduğum için olay mahkemeye taşınacak.
Kendi adıma yurt dışında da uzun süre bisiklet kullandım. Kıbrıs’ta işime bisikletle 5 km gidip geliyordum. Uzun yıllardır bisiklet kullanıyorum.
Daha dikkatli ve özenli araba kullanmak gerekiyor. Sürücüler bisikletliler yönünde, ondan da öte daha fazla bilinçlendirilmeli.
Yollarla ilgili iyileştirilmeler de yapılmalı. Kaza yapan birçok arkadaşımız kavşaklarda kaza yaptı. Örneğin Alayköy Çemberi’nde kaza yapan Hüseyin Sayıl’ın ardından aynı noktada birçok bisikletli de kaza yaptı. Bu tarz yerler belirlenmeli ve düzenlenmeli.
Sürücüler, bisikletlileri görmezden geliyor, empati kuramıyorlar. Empati kurulsa çok şey değişecek aslında. Bisiklete yeni başlayanların bana geri dönüşü; “Ben bu kadar dikkatli değildim, şimdi daha farklı” diyorlar. Keşke hiç bisiklet kullanmayanlar da empati kurabilse.
Biz artık hakkımızı arayacağız, artan yargı süreçleri de gösteriyor ki artık hakkımızı arayıp, kendimizi savunmaya gidiyoruz. Bozuk olan yollar veya dikkatsiz sürücüler bize mal edilmemeli…