YOLSUZLUĞUN 3’ncü yıldönümü
15 Kasım 2010 tarihli UBP’nin ‘CUMHURİYET’ piyango biletinin ÇEKİLMEMESİNİN 3’ncü yıldönümü…
Ve UBP yönetimi ne de yetkililer bu konuda bir açıklama yapmış değil.
Bileti alan, yıllardır cebinde saklayan ey vatandaş, ‘dolandırıldın’!..
Bu bir kez de olmadı üstelik bir de 20 Temmuz 2013 tarihli çekilmeyen biletin var değil mi cebinde?
Büyük geçmiş olsun…
Ve ‘yolsuzluğun peşine düşmeyenlere’, ‘araştırmayanlara’, vatandaşı kandıranlara YAZIKLAR olsun…
------------------
Başbakanlık ‘denetleniyor’
İnternette yayın yapan Kıbrıs Manşet sitesinin haberine göre, Sayıştaylık denetçileri Başbakanlık’ta UBP dönemindeki hesapları incelemeye aldığını duyurdu.
Sitenin haberine göre, denetçiler 3 gündür Başbakanlık’ta hem hesapları inceliyor, hem de çalışanlardan bilgi alıyor.
Araştırmanın özellikle, ‘yeme-içme’ ve ‘akaryakıt’ harcamalarına ilişkin olduğu da iddia ediliyor.
Sibel Siber Hükümeti, UBP Hükümeti döneminde akaryakıt harcamalarına ve izaz ikram harcamalarına dikkat çekerek, yapılan yüksek meblağlı harcamaları kamuoyunun bilgisine getirmişti.
Bakalım Sayıştay denetçileri, UBP döneminde yapılan harcamalara ilişkin ne gibi bulgulara ulaşacak?
--------------------
OKURDAN GELEN
“ANLATSINLAR”
“Size bir durumdan bahsetmek isterim. Ben bir kuaförüm ve üniversitesini da okudum bu işin 2012 mezunuyum… ustalık belgesini de sınavsız alma hakkımız vardı bizim, üniversiteyi okuduğumuz için... ben ustalık belgesini alalı 2 yıl oluyor ve çok bilgili Eğitim Bakanlığımız yeni bir durum yaratıyor. 2007 yılından sonra belgeyi alanlar şimdi bir sınava girecekmiş ve o sınavı geçenlerin belgeleri alınmayacak, geçemeyenlerin geri alınacakmış... hangi yasa geriye dönük işleme girer diye merak etmekteyim? Eğer ki sınavla verecekselerdi bu belgeyi ki biz üniversitesini okumuşuz, almak için başvuru yaptığımızda neden böyle bir durumdan bahsetmezler veya daha da mühimi akılları nerdeydi? Yada varsa böyle bir şeylere hakkı, nasıl ve nerden var anlatabilirlerse eğer sevinirim.”
---------------------------
“HEPSİ İNCELENSİN”
“Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, UBP Kurultay döneminde işe alınanların sözleşmelerinin yenilemeyeceğini açıkladı ve ‘toplum vicdanı yararına’ dedi.
Ben kimsenin işine son verilsin istemiyorum, hele ki pırıl pırıl, gariban gençlerin. Bir furyada işe girmiş ihtiyaçlı kişilerin... Tümünün topyekün bir değerlendirmede olmaması gerekir.
Ben hükümetten, daha önce işe alınanlar ile ilgili de araştırma yapmasını isterim. Çünkü kamuya girecek olanların maaşları düşmeden, bir gece önce eski yasadan istihdam edilen bazı UBP’li belediye başkanlarının yakınlarının da nasıl işe girdiği, nasıl eski yasadan yararlandığı ve bugün 4 bin TL civarında maaş aldıkları da araştırılsın ve bununla ilgili gerekli çalışma yapılsın.
İşte bu yapılırsa toplum vicdanı rahatlar. Yoksa pırıl pırıl gariban gençlerin işine son vermek vicdanı rahatlatmaz.”
Ahmet (Mağusa’dan)
-----------------------------
YORUM
Bir Varmış, Bir Yokmuş
“Gelelim başbakanın konuşmasında zurnanın zırt dediği yere: “Kıbrıs diye bir ülke yok.”
Yine sorularla gidelim: Kıbrıs diye bir ülke yoksa, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini rehin alan ülkenin adı ne? Kıbrıs diye bir ülke yoksa Türkiye hangi ülkenin NATO üyeliğini engelliyor?
Kıbrıs diye bir ülke yoksa KKTC'yi 'dost ve kardeş' Azerbaycan dahil niye hiçbir dünya ülkesi tanımıyor? Bırakın tanımayı, Kıbrıs diye bir ülke yoksa KKTC'nin Avrupa'ya kibrit çöpü bile satamamasının sorumlusu ülke hangisi? Kıbrıs diye bir ülke yoksa, Türk takımlarının zaman zaman karşı karşıya geldiği Rum takımları hangi ülkeden?
Soruları çoğaltabiliriz. Ama yanıt değişmeyecek.
Erdoğan ne derse desin, Kıbrıs diye, daha doğrusu Kıbrıs Cumhuriyeti diye bir ülke var.
Marifet, Kıbrıslı Türkleri, o ülkenin eşit, dünyayla bütünleşmiş, saygın yurttaşları haline getirmek. Marifet, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini o ülkenin ipoteğinden kurtarmak.
Gerisi popülizmdir, hamasettir, Türk'ün Türk'e propagandasıdır.”
ERDAL GÜVEN (gazete360.com)
-----------------
FACEBOOK
Ulusal Birlik Partisi iktidara geldiğinde ilk icraatı Haziran 2009 Eski Eserler Dairesi’nden 141 kişinin işine son vermek olmuştu. Sözleşmelerinin bitmesine daha beş buçuk ay varken…Çavuşoğlu o zaman neredeydi?
Kazım Türkkan’ın profilinden