Yolsuzluk Algısı 2018
kendi çıkarını koruduğunu sanan birey, toplumsal yaşam içerisine girdiği anda, bireysel kurtuluşun bir masal olduğunu idrak edebiliyor.
Hakan Karahasan
[email protected]
“Bir görevi, yetkiyi kötüye kullanma” olarak tanımlanan yolsuzluk, belki de insanlığın var olduğu günden bu yana var ola ve muhtemelen hiçbir zaman kolay kolay tam olarak ortadan kalkmayacak olan bir sorun. Yolsuzluğun toplumların gelişimi önünde büyük bir sorun olduğu bilinen bir gerçek. Tam da bu yüzden, yolsuzlukla mücadelenin, başka bir deyişle, yolsuzluğu minimize etme yönünde yapılmakta olan çabaların ortak yönüne bakıldığında, kamu kaynaklarının toplum içerisinde eşit bir şekilde nasıl paylaştırılabileceği düşüncesine odaklandığı görülebilmektedir. Böylece, yolsuzluk ya da diğer bir deyişle var olan ‘görevi veya yetkiyi kötüye kullanma’nın toplumun geneli için çok ciddi bir tehdit olduğu, bireysel açıdan bir kurtuluşa yol açıyor gibi görünse de toplumun geneline bakıldığında bundan toplumun tümünün zararlar gördüğü iddia edilmektedir. Yolsuzluğu karışıp bireysel refaha kavuştuğunu sanan birisi, kendi hayatında ekonomik açıdan birçok imkana sahipmiş gibi bir düşünceye sahip olsa da, bireysel kurtuluşun bir yanılsama olduğu pekala görülebilir. Bir örnek vermek gerekirse; en son model arabaya sahip olmak tek başına bir çözüm sunmamakta. Neticede, eğer yollar aracın gidebileceği uygunlukta değilse, yol güvenliği diye bir şey yok ise, bireyin sahip olduğu aracın ne olduğu, ne kadar ileri bir model olması sorunları çözmemektedir. Yol güvenliği sorunu ortadadır ve ‘gelişmiş’ bir modele sahip bir araca sahip olmak, bu realiteyi değiştirmemektedir. Örnekte görüldüğü üzere, kendi çıkarını koruduğunu sanan birey, toplumsal yaşam içerisine girdiği anda, bireysel kurtuluşun bir masal olduğunu idrak edebiliyor. Veya belediyenin hiçbir hizmet sunmadığı bir beldede en son teknoloji ile inşa edilen bir eve sahip oluyor olsanız ne olacak? Soruları ve örnekleri artırmak elbette mümkün…
Ömer Gökçekuş ve Sertaç Sonan tarafından 2019 Mayıs ayında yayımlanan “Kuzey Kıbrıs’ta Yolsuzluk Algısı: 2018 Raporu” bizlere son derece önemli veriler sunması yanısıra, Kıbrıs’ın kuzeyindeki genel durum ve yolsuzluğun önlenmesi için neler yapılması gerektiği sorularına ışık tutması açısından önemli. Hemen belirtmek gerekir ki, yolsuzluk algısı raporu dünya çapında yapılan bir çalışma lakin Kıbrıs’ın kuzeyi uluslararası olarak tanınmadığından, yapılan araştırma kapsamı dışında kalıyor. Dünya çapında yapılan ‘yolsuzluk algı endeksi’ çalışması Kıbrıs’ta sadece Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kapsadığı ve Kıbrıs’ın kuzeyinde bu konuda hiçbir bilgi bulunmadığı için, yapılan bu çalışmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamakta fayda var. Diğer bir deyişle, raporun önsözünde belirtildiği üzere Kıbrıs Cumhuriyeti her yıl gerçekleştirilen çalışmaya dahil iken, Kıbrıs’ın kuzeyi dahil değildir.
İlk olarak yine Ömer Gökçekuş ve Sertaç Sonan tarafından gerçekleştirilen “2017 Kuzey Kıbrıs Yolsuzluk Algısı Raporu” ve bu yılki rapor Friedrich Ebert Stiftung (FES) tarafından yayımlandı. Raporun arka kapağında da görülebileceği üzere, 2018 raporu ile bir önceki rapor arasındaki en önemli farklardan birisi, yolsuzluk algısının bir önceki yıla göre azalmak yerine arttığı olmuştur. İş insanları ile yapılan saha çalışmaları yanında, eski kamu görevlileri ile gerçekleştirilen atölye çalışmaları da göz önünde bulundurulduğunda, farklı kaynaklardan gelen veriler üzerinden dengeli bir sonuç çıkabilmesi mümkün olmuştur demek hiç de abartı sayılmaz. Raporun sunulduğu gün ‘dörtlü koalisyon’ olarak da bilinen bir önceki hükümete dâhil olan partilerden katılan bazı temsilcilerin ısrarla ekonomik kriz ve uygulanan politikaların doğruluğunun iş dünyasında yarattığı hoşnutsuzlukların, geçtiğimiz yıla göre kötüye gittiğimiz algısını artırdığı sonucu gibi ‘yanlış bir algı’ yaratmaya çalıştığı iddia edilse de, rapordaki verilere bakıldığında bunun pek de gerçekçi olmadığı görülebilecektir.
Geçtiğimiz yıla göre notta yaşanan üç puanlık değişimin genel sıralamada Kuzey Kıbrıs’ı sıralamada 93’e gerilettiği raporda belirtilen önemli noktalardan birisidir. Aynı nota sahip diğer ülkeler: Gambiya, Guyana, Kosova, Kuzey Makedonya, Moğolistan ve Panama’dır. Rapordan birkaç örnek vermek gerekirse, ülkede yolsuzluğun ne derece yaygın olduğu sorusuna iş insanlarının %89’u rüşvet ve yolsuzluk yaygındır diye cevap vermiş bulunmaktadır. En ilginç noktalardan birisi, yolsuzluğun en çok hangi alanlarda olduğu sorusudur. Dörtlü koalisyonun dağılmasının sebebi olarak gösterilen arazi tahsisi ve kiralanması, %49 ile ‘rüşvet ya da el altından fazladan ödeme yapmanın çok yaygın’ olduğu belirtilen alanların başında gelmektedir. Ayrıca, “Siyasetçiler (%58) ve siyasi partiler (%54) yolsuzluğun en 'çok yaygın' olduğu iki grup olarak görülmekte; bunları üst kademelerdeki memurlar (46%) takip etmektedir” (s. 10).
Yolsuzluğu önleyecek kurumsal altyapıya bakıldığında, yargıya olan güvenin gün geçtikçe azaldığını ve ilginç bir şekilde sosyal medyaya güvenin daha fazla olduğu görülmektedir.
Sonuç olarak, uluslararası camianın dışında olan Kıbrıs’ın kuzeyindeki yolsuzluk algısı araştırmaları bir yandan bugünün nasıl olduğunu aktarırken, bilimsel bir zemine sahip olması sayesinde bizlere ülkenin içinde bulunduğu durumu ve yarın için nelerin, nasıl yapılabileceğine dair bazı ipuçları sunması bakımından son derece büyük bir önem taşımakta. Umalım ki; politikacılar rapordaki verilere tepki koymak yerine, onların bilimsel bir çalışmaya ait olduklarını unutmayarak, kendi üzerlerine düşen sorumluluğu almaktan kaçınmadan, bir parçası oldukları toplumda ‘temiz siyaset’ gibi sözleri güzel bir slogan olarak kullanmaktan çok, bir yaşam pratiğine dönüştürmek için bir araç olarak kullanmak yönünde bir ilk adım olarak görmeyi tercih edeceklerdir. Belki de, raporun ileriki yıllarda devam etmesi ve böylece Kıbrıs’ın kuzeyindeki yolsuzluk algısının dünyadaki diğer ülkelerde olduğu gibi geçmişten bugüne ölçülebilmesiyle, politika yapanların politikanın iki temel tanımından birisi olan ortak iyiye ulaşmak fikrine giden yolun, yolsuzluğun önlenmesinden geçtiği algısı benimsenecektir.
Kaynakça
Ömer Gökçekuş & Sertaç Sonan (2019). Kuzey Kıbrıs’ta Yolsuzluk Algısı: 2018 Raporu. Lefkoşa: Friedrich Ebert Stiftung.