1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Yolsuzluk dosyaları mahkemeye gelmeli”
“Yolsuzluk dosyaları mahkemeye gelmeli”

“Yolsuzluk dosyaları mahkemeye gelmeli”

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik’ten YENİDÜZEN’e özel açıklamalar

A+A-

Fayka Arseven Kişi

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Siyasete dokunan konularda dosyaların mahkemeye kadar geldiği görülmemiştir. Tartışmalar olur, komisyonlar kurulur, raporlar çıkar ama bunların gerekli süreçten geçip de mahkemede dava açılma aşamasına geldiğini görmedik” dedi.

Şefik, “Başbakan’ın sıraladığı dosyalar var. Bazılarının mahkemeye intikal edeceğini umarım. Çünkü ancak o şekilde caydırıcılık olur. Şu an konuştuğumuz normal bir vatandaşın yapacağından daha ciddi boyuttaki suçlardır. Bunların hepsinin mahkemeye intikal etmesi arzu edilen bir durumdur” açıklamasında bulundu.

“Hukuk davalarında düşüş var. 2015’e kıyasla yüzde 21.2, 2016’ya kıyasla yüzde 21. 87 azalma oldu” ifadesinde de bulunan Şefik,  “Ceza davalarında ise 2016’ya kıyasla yüzde 51.26 artış olmuştur. Bu çok büyük, korkunç bir rakamdır” vurgusunu yaptı.

İcra ve tebliğ konusunda acil adım atılması gerektiğine de dikkat çeken Şefik, “Tebliğ ile icrayı düzeltmediğimiz takdirde istediğiniz kadar dava duruşması yapın, karar verin, karar kağıt üzerinde kaldığı sürece bunun bir faydası yoktur” dedi.

Anayasa değişikliğinin çok zor olduğunu da kaydeden Şefik, “Belirli konularda anayasa değişikliğine gidilebileceğini düşünmekteyim” yorumunda bulundu.

Bu hafta Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik ile hem yargıdaki sorunları hem de ülke gündemini konuştuk. Başkan Şefik, YENİDÜZEN’e önemli açıklamalarda ve değerlendirmelerde bulundu.

  • YENİDÜZEN: 1 Temmuz yerel yönetim seçimleri için belirlendi. Bu konu öncesinde tartışıldı. Bu konuda açıklamalarınız oldu.
  • Narin Ferdi ŞEFİK: ‘Anayasaya aykırılık tartışmasına girilmesine gerek yoktur’ dedik. Örneğin 15 Temmuz, 22 Temmuz tarihlerine gidildiği takdirde anayasaya aykırılık tartışmaları gündeme gelebilirdi. Bizim ilk tarih saptamada yazdığımız yazıda, 24 Haziran’da üniversite sınavları olduğu için seçim yapılamayacağını ifade ettik. 17 Haziran da bayramın 3’ncü günü, o da hem vatandaş için hem görev alanlar açısından problemdi.  Yerel seçimlerin hafta içi olmasında engel yoktur. Ancak herkesin çalıştığı hafta içi olması pratik değildir. Cumartesi pratik gibi görülse de cumartesi de uygun değildir. Çünkü özel sektör çalışır. O yüzden hafta arası yapılmasını tavsiye etmedik.  10 Haziran tarihi için de seçilmişlerin 4 yıllık görev süresinin kısaltılmış olacağı düşüncesinin var olduğu bilgimize geldi. YSK tarafından yazılan yazıdan sonra  1 Temmuz üzerinde duruldu. 30 Haziran olmuş, 1 Temmuz olmuş bence burada tartışılacak bir nokta yoktur. Tabii ki seçimin Temmuz ayında yapılması için Seçim ve Halk Oylaması Yasası tadil edildi. Orda da Haziran, Temmuz olarak değiştirildi. 
     
  • YENİDÜZEN: Seçim süreciyle ilgili takvim nasıl işleyecek?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Seçim takvimini hazırladık.  Tabi şu anda ne kadar ciddi tartışma olduğunu bilmiyorum ama seçimlerin ertelenmesi de basında yer almıştır. O tartışmanın neticelenmesi gerekir. Zaten bize göre seçimin başlangıç tarihi 22 Mayıs’tır. 22 Mayıs’a kadar daha zaman vardır.
     
  • YENİDÜZEN: Seçimin ertelenmesi Anayasa değişikliği mi gerektiriyor? Yasal boyutu nedir?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Anayasa’da tabi ki değişiklik gerekir. Tam ne yapılmak istenildiğini ben de bilmiyorum.
     
  • YENİDÜZEN: Size herhangi bir bilgi geldi mi bu konuda?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Hayır. Sadece ben basında yer aldığını gördüm. İktidardaki partilerin ana muhalefet partisiyle bu konuyu görüşeceğini okudum.  Farklı bir karar üretilmediği sürece 22 Mayıs seçimin başlangıç tarihidir. 7 Mayıs’a kadar da belediye meclis üyeliği sayılarının nüfusa göre belirlenmesi gerekir.
    Seçim ertelenecekse anayasa değişikliği hazırlıklarına başlanacak. Ancak bu konuda düşünülenin ne olduğu konusunda  henüz bilgim yoktur.

“Belirli konularda Anayasa değişikliğine gidilebilir”

  • YENİDÜZEN: Anayasa değişikliği geçmişte denendi, olmadı.  Bu dönemde Anayasa değişikliği söz konusu olur mu? Öncelikli değişiklikler nelerdir? Toplu değişiklik mi olmalı yoksa parça parça da değişiklik olabilir mi?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Anayasa değişikliği bizde kolay değil. O nedenle bir mutabakata varılarak o değişikliğe gidilmesi mantıklıdır. Yani daha önce anayasa değişikliğinde dıştan görüldüğü kadarıyla tüm partiler anayasa değişikliğinin yapılmasını istiyordu. Ancak çok iyi biliyoruz ki bu dışa olan bir görüntüydü. Siyasi partilerin tümü de ‘anayasa değişikliğinin yapılması gerekir’ diye bir çalışma içerisine girmemişti. Nitekim sonuçta da değişiklik yapılmadı. Bu da çalışmaların dışa dönük ‘evet gerekir’ ama içten içe kabul görmemesi için çalışıldığını gösterir. Tabi halkın Anayasa değişikliğini kendi kendine reddettiğini de düşünmüyorum.  Yani ‘yeterince izah edilmedi o nedenle halk da siyasileri bu şekilde cezalandırdı’ görüşünde değilim. ‘Anayasa değişikliğine gidilmemesi’ yönündeki telkinin takip edilerek geçirilmediğini düşünürüm. Bu aşamada anayasa değişikliğine gidilirse tahmin ederim, sadece bu noktada gidilecektir. Çünkü daha geniş konularda kısa sürede anlaşma imkanı mümkün değil. Biz Yüksek Mahkeme olarak geçmişte Sayın Şafak Öneri’nin başkanlığında sadece mahkemeyi ilgilendiren konularda anayasa değişikliği yapılmasını talep etmiştik. Gerek mecliste ve gerek meclis dışındaki tüm siyasi partileri de ziyaret edip, bu istemimizi belirtip, taslağı vermiştik.  O dönemde bir parti haricinde bize cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte yapılabileceği söylense de, bu konu ondan sonra hiç gündeme gelmedi.  Demek ki tümü de uygun olmadığını düşünmüşlerdi.  Belirli bazı konular vardı. Sadece Mahkemeleri ilgilendiren konular… Belirli konularda anayasa değişikliğine gidilebileceğini düşünmekteyim. Eğer bu aşamada bir anayasa değişikliğine gidilecek olursa bu sadece çok basit, tartışma kaldırmayan konularda olabilir. Çok kısa zaman içerisinde tartışılmadan  derin konuların değiştirilmeye çalışılması mümkün değildir.  
     
  • YENİDÜZEN: Anayasa’da değişmesi gereken acil noktalar nelerdir?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Yüksek Mahkeme olarak bir çalışmamız yok bu konuda. Benim görebildiğim kadarıyla Anayasamız çok detaylıdır. Anayasanın bu kadar detaylı olmaması gerektiğini düşünürüm. Belirli birimlerin yetkilerinin artırılması, kontrol mekanizmalarının, denetim mekanizmalarının kuvvetlendirilmesi gerekir.
     
  • YENİDÜZEN: Adli Yılın açılış konuşmasında Mahkemeler Yasası’nda değişiklik istediniz, değişiklik yapıldı. Şu an yargıç sayısı konusunda eksiklik var mı?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Tabi ki daha fazla yargıç tayin etme yetkimiz var. Mahkemeler Yasası tadil edildi.  Fakat sadece yargıç almakla olmuyor. Binanın da buna uygun olması gerekir. Şu anda Lefkoşa’da eski polis binası tadilattadır. Onun bitmesini bekliyoruz. Ama süreç uzuyor. Mayıs’ta kısmen bitmiş olacak. Maalesef hazırlıklarda sıva noktasında bir yanlışlık yapıldı. Normal sıva için fiyat verildi. Ancak restorasyon yapılırken, o sıvanın binadaki rutubet göz önünde tutulduğunda yetersiz olacağı ve 1 yıl sonra binanın çok kötü duruma geleceği söylendi. Özel bir sıva yapılmalıydı. Bunu için de 490 bin TL gibi bir rakam gerekti. Tabii ki bütçeye göre hareket etmek gerekir. Sonrada çıkan bu rakamı ödemek durumundaydık, çünkü inşaat durmuştu.   O meblağ ödenince, havalandırma, ışıklandırma ve ısıtma işleri yapılamıyor.  Bahsettiğim hususlar eksik bırakılarak binanın Mayıs’a bitmesi gerekir. Şu an eksik kalan hususlarda Planlama dairesi teknik bir proje hazırlama aşamasında. Maalesef Planlama Dairesi’nden projelerin çıkması zaman alıyor. Orada da personel eksikliği var. Proje erken çıkarsa, sene sonuna inşallah inşaat bitecektir.
    O bina bittiğinde mukayyitlikler oraya taşınacak. Boşalan yerleri de önümüzdeki yılın bütçesine koyarak yargıç odası ve yargıç salonu yapmak istiyoruz. Sadece Kaza Mahkemesi’nde değil, Yüksek Mahkeme’de de salon eksikliği var. Eskiden Yüksek İdare Mahkemesi olarak bir oturum, Yargıtay olarak bir oturum yapacak şekilde 2 salon vardı. Bu yetersiz artık… Çünkü yargıçların tek başlarına dinledikleri, istidalar, ara emirler ve davalar var. Salon için sıraya girerler. O nedenle yapacağımız salonlardan en azından bir veya ikisinin Yüksek Mahkeme’ye ayrılması gerekir. Orada yerimiz olduğu takdirde yeni yargıç alabiliriz. Girne’de daha fazla yargıca ihtiyacımız vardır. Çünkü Girne’de inşaatlardan kaynaklanan çok ciddi davalar vardır. Bu davalar da konuşularak çözülecek davalar değildir. Muhakkak dinlenerek bitirilmesi gerekir. Bunlar için Girne’ye kıdemli yargıç gönderilmesi gerekir.  Bu da salon ihtiyacını yeniden gündeme getirir. Orda da mevcut binada yer yoktur. Bu da çözümlenmesi gerekli bir sorundur. Mağusa’da yeni bir salon istiyoruz. Maalesef bütçemizde bu kaleme izin verilmedi, başka şekilde yardımcı olunacağı söylendi.  Oradaki bir odayı mahkeme salonuna dönüştürmeyi istiyoruz. 
    Büyük projemiz de Yüksek Mahkeme’ye ayrı bir bina yapmaktır. Biz bu binadan çıktığımız takdirde burası sadece Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ne kalır, o zaman Lefkoşa Kaza Mahkemesine daha fazla yargıç alma imkanımız olur.
     
  • YENİDÜZEN: Yeni binayla ilgili bir tarih var mı?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Sadece arazi verildi. Bir yarışma düzenlenmesi gerekir. Önümüzdeki sorunlar hallolmayınca daha o konuya bakamadık. Esasen buradan  ayrılmak düşüncesi zor.  Yüksek Mahkeme buradan ayrılsa da, her zaman Lefkoşa Kaza Mahkemesi burada olacaktır. Ancak Yüksek Mahkeme’nin şu anki Lefkoşa’nın trafik durumu da göz önüne alındığında, Metehan civarına taşınması, orada görev alacak yargıçlar için sorun olmayacak ancak mahkemeye ulaşmak isteyen avukat, savcı ve vatandaş için sorun olacaktır.
    Zamana uygun, tam donanımlı ve güvenli bir Yüksek Mahkeme binası,  tabii çok istediğimiz bir şey ancak mesafenin de getireceği  sorunlar olacaktır.

 “Tebliğ ile icrayı düzeltmediğimiz takdirde, istediğiniz kadar dava duruşması yapın, karar verin, karar kağıt üzerinde kaldığı sürece bunun bir faydası yoktur.”

 

  • YENİDÜZEN: Daha önceki röportajlarımızda alacak-verecek davalarında vatandaşın borcuna sadık olmadığından bahsetmiştiniz. Şimdi durum nedir?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: 2017 faaliyet raporumuz yayınlandı ve hukuk davalarında düşüş olduğu görülür. 2015’e kıyasla yüzde 21.20, 2016’ya kıyasla yüzde 21. 87 azalma oldu. Ceza davalarında ise 2016’ya kıyasla yüzde 51.26 artış olmuştur.  Bu çok büyük bir rakamdır.
    Dava sayılarına bakıldığında Alacak-verecek davaları ilk sırada, banka-icar-satış davaları ikinci sırada yer alır.
    İnsanların borçlarına daha sadık olduklarını düşünmüyorum. Dava sayılarındaki azalmanın nereden kaynaklandığının incelemesini yapmadım. Ama belki mahkemeye gelmek için verilmesi gereken masrafı göze alamamıştır.  Dava sonuçlandıktan sonra icradan istediği şekilde netice alamadığı için belki de uğraşmamayı tercih etmektedir. Ama bunlar sadece benim yorumumdur. Çünkü bizde en büyük sorun, yargı da, avukatlar da bunu kabul ederler; icranın yetersizliğidir. O nedenle icra konusuna bir çözüm bulunması bizim şu anda en üst sıradaki görevimiz olmalıdır. Tabii geçen adli yıl tatili öncesinden bu konuda o dönemdeki Baro Konseyi Başkanı ile bir çalışma yapılması gerektiği konusunda mutabık kalmıştık. Çalışmalar başladı. Şubat’ta Baro Konseyi Başkanı değişti. Aynı şevkle onlar da bu konuda çalışmaya devam ediyorlar.  Yüksek Mahkeme olarak bu yasanın hazırlanmasında çok yer almak istemeyiz. Çünkü hazırlanan yasaların bir şekilde Anayasa Mahkemesi’ne gelmesi söz konusudur. O nedenle hazırlayıcı konumda olmak istemiyoruz. Hele icra ile ilgili konularda mülkiyet hakları söz konusu olabilir. Birinin o konuda Anayasa Mahkemesi’ne müracaatı olabilir. O nedenle yasanın hazırlanmasında taraf olmak istemedik. Umarım en erken bir zamanda yapılması tasarlanan değişiklikler bizim bilgimize gelir.  İcra düzeltilmediği takdirde istediğiniz kadar dava duruşması yapın, karar verin, karar kağıt üzerinde kaldığı sürece bunun hiçbirine faydası yoktur.

“Hukuk davalarında düşüş var. 2015’e kıyasla yüzde 21.2, 2016’ya kıyasla yüzde 21. 87 azalma oldu. Ceza davalarında ise 2016’ya kıyasla yüzde 51.26 artış olmuştur. Bu çok büyük, korkunç bir rakamdır.”

 

  • YENİDÜZEN: Ceza davalarındaki artışı nasıl yorumlarsınız?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Suç işlemeye meyilli olan insanların artışı... Yüzde 51 çok büyük, korkunç bir artıştır. Gazetelerin neredeyse 6 sayfası hep mahkemelerdeki olaylarla ilgilidir. Uyuşturucu davaları çok fazladır. Yolsuzluk dosyaları çok arttı. ‘O kooperatifte yolsuzluk, bankada yolsuzluk’ gibi olaylar eskisine nazaran daha yaygın hale gelmiştir. O nedenle suç işleme potansiyeli demek ki artmaktadır.
     
  • YENİDÜZEN: Yolsuzlukla ilgili cezalar caydırıcı mı? Yoksa her yapanın yanına kar kalır, o yüzden de insanlar daha rahat bu suçları işler?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Cezaların caydırıcı olmadığını düşünmüyorum. Konunun mahkemeye intikal etmesi halinde cezaların tatminkar olduğunu düşünmekteyim.  Çıkan yolsuzluk dosyalarında ispat edilebilecek suç unsuru bulunmasında sorun mu yaşanır bilmiyorum.  Soruşturma süreci gördüğüm kadarı ile uzun sürer. Bir olayın yer almasından sonra soruşturma ne kadar sürede tamamlanır ve ne kadar sonra mahkemeye intikal eder? Bunlara bakılması gerekir. Bu sürecin uzun sürmesi ve güncelliğin kalkması da caydırıcılık hususunu olumsuz etkiler. Bir şey olmayacak intibasını verir.

 “Başbakan’ın sıraladığı dosyalar var. Bazılarının mahkemeye intikal edeceğini umarım. Çünkü ancak o şekilde caydırıcılık olur. Ama henüz yolsuzluk dosyaları mahkemeye intikal etmedi.”

 

  • YENİDÜZEN: Şu an hükümet yolsuzluk dosyaları hazırladı, bunları da açıkladı. Mahkeme aşamasına gelen var mı?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Henüz bir dosya gelmedi. Daha ciddi boyuttaki yolsuzluklar, Mecliste tartışılan siyasi boyutu bulunan dosyaların mahkemeye kadar geldiği görülmemiştir. Tartışmalar olur, komisyonlar kurulur, raporlar çıkar ama bunların gerekli süreç geçerek mahkemeye dava açılma aşamasına gelindiğini görmedik. O nedenle yargıya intikal eden, hayır, yoktur. Sayın Başbakan’ın yolsuzluk konularında sıraladığı ve irdeleneceğini söylediği dosyalar vardır. Tabi ki Başbakanın bu sözlerinden sonra o dosyaların mahkemeye dava olarak dosyalanması için yeterli bir zaman geçmemiştir. Ama bunlarda suç unsuru bulunanların mahkemeye intikal edeceğini umarım. Çünkü ancak o şekilde caydırıcılık olur. Şu an konuştuğumuz normal bir vatandaşın yapacağından daha ciddi boyuttaki suçlardır. Bunların hepsinin mahkemeye intikal etmesi arzu edilen bir durumdur. Ama şu ana kadar Meclis’te tartışılan yolsuzluk dosyaları mahkemeye intikal etmemiştir.

 “Siyasete dokunan konularda dosyaların mahkemeye kadar geldiği görülmemiştir. Tartışmalar olur, komisyonlar kurulur, raporlar çıkar ama bunların gerekli süreçten geçip de mahkemede dava açılma aşamasına geldiğini görmedik.”

 

  • YENİDÜZEN: Neden bugüne kadar hiçbir dosya mahkemeye intikal etmedi?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Bazılarında suç unsuru bulunmadı. Bazıları halen tartışılıyor, soruşturuluyor. Benim basından gördüğüm kadarıyla Başbakan suç unsuru bulunmayan dosyalarla ilgili daha fazla izahat istedi. Çok bariz şekilde yolsuzluk olduğu görülmekteyse ve onun neticesinde ceza unsuru yok denildiğinde sadece tek cümle ile izahatı olmaz. Onun daha kapsamlı, tatminkar izahatı olmalıdır. Başbakan da onu talep etti.


 “Halkın denize girmesini hiçbir işletmenin engellemesi mümkün değildir. Yurttaşlar haklarına sahip çıksınlar, ısrarcı olsunlar.”



“Halkın denize girmesini hiçbir işletme engelleyemez”
 

  • YENİDÜZEN: Vatandaşların plajlara girişi noktasında dava sonuçlandı. Vatandaşa ne mesaj vermek istersiniz?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Haklarına sahip çıksınlar, ısrarcı olsunlar. Halkın denize girmesini hiçbir işletmenin engellemesi mümkün değildir. Tabi ki para ödenmediği takdirde işletmelerin imkanlarından yararlanma hakkı yoktur. Ancak sadece plajı kullanıp, denize girilecekse bunun engellenmesi mümkün değildir. Bu anayasal haktır. Her işletmenin vatandaşın herhangi bir ödeme yapmadan kıyı şeridine ulaşmasına olanak sağlaması gerekir. Geçen yaz Facebook üzerinden birkaç video gördüm. 10-15 gencin ısrarla girmek istediklerini, epey bir oyalandıklarını ve ondan sonra başarıp geçtiklerini izledim. Ama tabi ki bir hafta sonu insan kafasını dinlendirmek ister, kavga etmek istemez. O nedenle bunu herkesin yapmak isteyeceğini düşünmüyorum. Fakat yasal haktır. İşletmeler bunu kabul etmeli ve halka fırsat vermelidir. Belediyeler de bu noktada denetim yapmalıdır.  Halk da bu hakkını kullanırken bilinçli kullanmalıdır. Adabıyla usulüyle, uygun kıyafetle denize girilmelidir. Çevre kirliliğine neden olan davranışta bulunmamalıdır. Gaye işletmeye zorluk çıkarma değil, gaye vatandaşın anayasal hakkını kullanmasıdır.
     
  • YENİDÜZEN: Bir diğer tartışma konusu her yaz aylarında camilerde verilen kuran kursları… Yasal mı bu, düşünceleriniz nelerdir?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Din eğitimi eğitimin bir parçasıdır. Ben ilkokula gittiğimde din dersimiz vardı. Orada dinimizin gerektirdiği her şeyi bize öğrettiler. Benim şu anki dini bilgilerim o döneme aittir. Din eğitimi şarttır. Ama bunlar laik bir ortam içerisinde yapılmalıdır. Okulda yapılmalıdır. Okul dışında yapıldığı takdirde denetiminin Eğitim Bakanlığı ya da devlet tarafından yapılması mümkün değildir. Denetimin mümkün olmadığı yerlerde yapılan eğitimin de kabul edilebilecek boyutun dışına çıkacağı ve istismara açık duruma geleceğini düşünürüm. Hepsi öyle olmayabilir ama denetleme olanağı olmadığı için buna fırsat verilmemelidir. Okullarda Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlerinin vereceği din eğitiminin şart olduğuna inanırım. Çünkü insanın dilini öğrendiği gibi dinini de öğrenmesi gerekir. Tabi ki sadece kendi dinini değil diğer dinleri de öğrenmesi gerekir. Bütün dinlere karşı saygılı olmalıdır. Ancak bir başka dine saygılı olabilmek için o dinle ilgili bilgi sahibi olunması gerekir. Bütün bu eğitimin tabi ki bazı kısımları evde verilir ama okullarda verilmelidir. Sadece din konusunda değil her konudaki eğitim denetim altında, okullarda olmalıdır. Çünkü denetim yapılmayan yerler istismara açıktır, çocukların istismara uğraması da buna dahildir.  Din eğitimi şart ama denetim altında tutulması gerekir. Bizim devletimizce yetkilendirilmemiş kişilerin herhangi koşulda eğitim vermelerine müsaade edilmemelidir.

 

 

yeniduzen-satin-aliniz-264.jpg

 

 

Bu haber toplam 4306 defa okunmuştur