1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. Yolsuzluk ve toplumsal yozlaşma, çözülme tehlikesi
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

Yolsuzluk ve toplumsal yozlaşma, çözülme tehlikesi

A+A-

Geçtiğimiz hafta içinde, Prof. Dr. Sertaç Sonan ve Prof. Dr. Ömer Gökçekuş tarafından Uluslararası Şeffaflık Örgütü kriterlerine göre hazırlanan 2023 yılına ilişkin “Kuzey Kıbrıs Yolsuzluk Algısı Raporu” açıklandı.

Yazımda, Raporun temel tespit ve bulgularını paylaştıktan sonra, kendi değerlendirmelerimi ve yorumlarımı aktaracağım. Başından söyleyeyim, sonuçlar bu ülke için çok üzücüdür.Çünkü, bu rapora görüş verenler, sade vatandaşlar değil, bu ülkede faaliyette olan, çalışan iş insanlarıdır.Yani, sorunu, doğrudan yaşayanlardır.

324 iş insanı ile yapılan anketlerle elde edilen sonuçlar kamuoyu ile paylaşıldı. Rapora göre, iş insanlarının yüzde 73'ü Kuzey Kıbrıs’ta rüşvet ve yolsuzluğun çok yaygın olduğunu düşünüyor.

Katılımcıların 3’te 2’sinden fazlası yolsuzluk ve rüşvette,  bir önceki yıla göre artış olduğunu söylerken, Rüşvet verdiğini de kabul eden iş insanları, kamu kaynaklarının siyasetçiler ve üst düzey memurlar tarafından istismar edildiğini düşünüyor.

Kuzey Kıbrıs Yolsuzluk Algısı Raporu’na göre, Kuzey Kıbrıs, Yolsuzluk sıralamasında 180 ülke arasında son beş yılda 81’inci sıradan 140’ıncı sıraya gerileyerek dikkat çekici bir düşüş yaşadı. Demek ki, son 5 yılda ülke çok kötü yönetilmiştir.

Rapor, KKTC’de her geçen yıl yolsuzluk algısının daha da arttığını gösteriyor. KKTC; az gelişmiş  ülkelerle aynı sıraları paylaştı. Güney Kıbrıs listede 49’uncu; Türkiye 115’inci sırada gösterildi.Yolsuzlukta, Güney Kıbrıs ve Türkiye’ den de kötü durumdayız.

Son yıllarda ardı ardına yaşanan skandallar ülkede yolsuzluk algısını artırdı ve önemli bir gündem maddesi yaptı. Özellikle 2020’den sonra çok ciddi şekilde yolsuzluk algısı yükseldi.

Ülkemizde yolsuzluğun en çok kamu ihalelerinde yapıldığı ön plana çıkıyor. Ankete katılan iş insanlarının büyük çoğunluğu “Kamu ihaleleri ve izin/lisans işlerinde”, “Kamuya ait arazi ve binaların tahsisinde ve kiralamasında” rüşvet döndüğünü düşünüyor.

Ankete katılan iş insanlarının yüzde 25’i son bir yıl içerisinde rüşvet verdiğini ifade ediyor. Yani, her 4 iş insanından 1’i işini yapabilmek için rüşvet verdiğini belirtiyor.

Yolsuzluğa karşı hoşgörü de, önemli oranda  artmış bulunuyor. ‘İşleri hızlandırmak için, rüşveti kabul edilebilir’ bulanların oranı geçen yıl yüzde 5 iken, bu yıl yüzde 17’ye yükseldi.

Hazırlanan raporun anket sonuçlarına göre, iş insanlarının yüzde 58’i başbakan ve bakanların yaygın bir şekilde yolsuzluk yaptığı görüşünde. Ankete katılanların yüzde 52’si ise, milletvekilleri arasında yolsuzluğun yaygın olduğu yanıtını verdi.

Öte yandan, ankete katılanların yüzde 69’u hükümeti kara para ile mücadele konusunda da başarısız buluyor.

Raporda, seçmenlere belirli bir şekilde oy kullanmaları için para ödenmesi ya da özel bir menfaat vaat edilmesinin’ sıklıkla gerçekleştiğini düşünenlerin oranı yüzde 58’e ulaşmaktadır.

Rapora göre, büyük şirketlerin vergilerini ödemekten kaçınmasının sıklıkla karşılaşılan bir durum olduğunu ifade edenlerin oranı yüzde 55’dir. Benzer şekilde, KKTC Hükümetinin ‘büyük ölçüde, sadece kendi çıkarını düşünen, birkaç büyük çıkar grubu tarafından yönetildiğini’ söyleyenlerin oranı da yüzde 55’dir.

Raporda, Siyasetçiler ve üst düzey memurların kamu kaynaklarını  istismar ettiğini,yolsuzluğa karışan yetkililerden ise, ciddi anlamda hesap sorulmadığı algısı bulunuyor.

İş insanlarının yüzde 25’inin “rüşvet verdik” dediği bir ülkede, yolsuzluk elbette ki çok ciddi, üzücü ve tedbir alınması gereken bir sorundur.

Yolsuzlukla mücadelede, mal ve borç bildiriminin tamamen şeffaf hale getirilmesi de, önemli bir kilometre taşı olacaktır.Vatandaşlar da, ülkedeki yolsuzluklar karşısında tepkisini göstermeli, sesini yükseltmelidir.Kimse, sessiz kalmamalıdır.

Rapor bize, halk arasında rüşvet ve yolsuzlukla ilgili, iddia edilen, konuşulan  birçok hususun gerçekliğine dair, somut veriler sunuyor. Bu rapor, yolsuzlukla mücadele çalışmalarına güç vermeli ve önleyici  tedbirler alınmasını sağlamalıdır.

Son tahlilde, Ülkede yolsuzluk, rüşvet, kara para, vergi kaçırma, ihale ve  diploma usulsüzlükleri arttıkça, kamuya sınavsız, münhalsiz geçici personel alındıkça, halkın  da geleceğe dair umutları azalmakta, gençlerin ülkelerine güveni sarsılmakta ve onları göç yollarına düşürmektedir.

Bu ülkenin sorunlarını çözebilmesi için, bireysel ve zümresel çıkarlar yerine, toplumsal kazanımlar için uğraşan, yolsuzluklarla mücadele eden, halkın refahını düşünen, ülkeyi sadece hamasetle yönetmeye çalışmayan bir Hükümet’e ihtiyacı vardır.

Aksi halde, toplumsal yozlaşma, çözülme artacak ve düzelmesi de çok zor olacaktır. Bu durum da, toplumsal  varoluş mücadelesine büyük zarar verecektir.

Ülkemizde belirsizlik sürdükçe, kendi ayakları üzerinde durulmadıkça, halkın önemli bir bölümü bireysel, ailesel çıkarlar peşinde koştukça ve bu Hükümet anlayışından kurtulmadıkça, yolsuzluğun ve rüşvetin önleneceğini beklemek, ölü gözünden yaş beklemektir.

Bu yazı toplam 1280 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar