‘Yolumuz’ ne? Lider olan lider, açıkça söyler!
Cumhurbaşkanı Sayın Dr Derviş Eroğlu’nun toprak ve harita konusunda söylediklerine dönük pek çok yerde eleştiriler yaptım. Sonucunda bizzat kendisi, masada, harita olmadığını ve söz konusu haritanın kendi söylemi ile “arkadaşlarınca” çizildiğini söyledi.
Hadi, halk dilinde kullanılan ifadelerle bir teşbih yapayım .. “Pennasında mürekkep olmadan çizdi ve yazısız kağıt okudu”.
Ancak iş bununla kalmıyor. Şimdi de halkı aydınlatma adı altında erken başlattığı seçim kampanyasında söylediklerine bakalım. İki nokta var. Bunlarda harita konusunda okuduğu yazısız kağıt gibi…
”Kıbrıslı Türklerin, sabırları taşmak üzere… Artık bizim de yolumuzu çizmemiz gerekiyor ”dedi. Peki sabır neden taşmak üzere imiş? Müzakere masasında oturmaktan! Vay !
Peki müzakere masası kimin yoludur? Kıbrıslı Türklerin yolu değil mi? Bu yolu kim çizdi? Yabancılar mı? Üstelikte, “ Artık bizim de yolumuzu çizmemiz gerekiyor” dedi. Peki, bugüne kadar yürüdüğümüz yol, kimin yolu ve bunu kim çizdi? Kıbrıslı Türkler değil mi?
1977’den itibaren süren ve en son 11 Şubat 2014’te kendi imzası ile belirlenen Ortak Belge’de ifade edilen geleceğin Federal Kıbrıs’ının çerçevesini çizen belge kimin yolu? Bu yol, Kıbrıs Türk halkının yolu değil mi? Eğer değilse, kendisi niye bu yola girdi ?
İşte, burada ortaya çıkmaktadır meselenin bam teli. Çünkü, Sayın Eroğlu geçtiğimiz günlerde verdiği demeçte, bu Ortak Belgeyi imzalamasını, kendisine yapılan emrivaki’ ye bağladı. Yani, emrivaki yapılmış kendisine. Bu söylemle, pek çok konu da tartışmaya hali ile girmeli..
Yeni dilde söylersek, bu dayatmayı kim yaptı kendisine? Türkiye mi? ABD mi? Kim? Peki, o zaman “UBP’nin ve KKTC’nin LİDERİ” olarak, nasıl olurda kabul etmediği hususlarda dayatmaları kabul eder? Bu nasıl liderlik? Bu nasıl bir kararlı duruş? Beğenmediği bir yola nasıl olurda çıkar?
YAZISIZ KAĞIT OKUMA DEVRİ BİTMELİ…
Peki, şu anda,”lider” olarak kendi tespitine göre, “müzakere masasında oturmaktan ötürü Kıbrıslı Türklerin sabırları taşmak üzere” ise ve yine kendi söylemine göre de “artık bizim de yolumuzu çizmemiz” gerekiyorsa, o zaman neden böyle davranıyor?
Yani, halkımızın müzakere masasında oturmaktan sabrı taşmak üzere ise, neden Anastasiadis’i dur otur görüşme masasına davet ediyor? Çek ipi gitsin!
Tespiti bu olan ve masayı yaratan Ortak Belgeyi oluşturan antlaşmayı da emrivaki ile onayladığını söyleyen “lider” böyle yapmaz mı?
Bilmem ne hotelin salonunda sert nutuklar atmak babayiğitliği bu davranışlarla bağdaşmaz. Bu söylemle bir başka hususa da kapı aşmaktan kurtulur. Çünkü, Ortak Belgeyi dayatmalarla kabul ettiğini söylemekle Eroğlu, imzaladığı belgeye inanmıyor söyleminin hedefi olmasından da kurtulur. Çünkü bu yaptığı söylem, Sayın Anastasiadis’in iddialarını doğrular.
İkinci olarak ta, “bizim de yolumuzu çizmemiz gerekiyor” dediğine göre,” Lider olan Lider” çıkar ve çizmemiz gereken yolun ne olduğunu açık açık söyler. Ama bunun da, harita işinde olduğu gibi olmaması gerekiyor. Yani “pennasına mürekkep doldurup yazmalı ve yazısız kağıt okumamalıdır.”
Açık açık bunu yapmalıdır. Evet, yolumuz ne olmalı Sayın Eroğlu? Size, emrivaki yapan kim veya kimler?
Artık, yazısız kağıt okuma devri kapanmalı. Ayrıca, seçim zamanı yaklaşınca efelenme ve o güne kadar sürdürdüğü zemine ters konuları, sözde seçim kampanyası adına ifade etmekten uzaklaşmalıyız. 11 Şubat 2014 Belgesi yolumuzun en esaslı kılavuzudur. Bu temelde sorunu çözmek için çaba harcamak, Saray Önüne odaklı sözde efelenme söylemlerinden daha toplumsal ve gerekli olandır..