(Akademisyen)

Kendimi tek kelime ile tanımlayacak olsam… Enerjik bir dünya vatandaşı (tek kelime olmadı!)

Şu an yaptığım işi yapmasaydım… Bir uluslararası yardım kuruluşunda Orta Amerika’da ya da Güney Amerika’da bir yerlerde yardım amaçlı çalışıyor olurdum.

Benim gündemimi en fazla meşgul eden… Akademik çalışmalarımla da ilgili olduğu üzere Türkiye’deki ve dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmeler

Kayıtsız kalamadığım şey… İnsanların birbirine yaptığı işkence, haksızlık, sömürü; tabi doğaya ve hayvanlara yapılanlar da.

En büyük pişmanlığım… Lisans eğitimimi İktisat yerine İşletme üzerine yapmış olmam, bir de bisiklete binmeyi öğrenmemiş olmak

En büyük sevincim… Kızlarım Nikte ve İris

Hayatımın dönüm noktası… Hayatımda birkaç dönüm noktası var: Birincisi ilk yurtdışı deneyimim (Finlandiya), ikincisi akademisyen olmaya karar verip Amerika’ya gitmek ve üçüncüsü de anne olmak.

Beni en çok etkileyen yazar… Erich Fromm. İnsanların ve toplumların nasıl faşistleşebildiğini ondan daha iyi anlatan yok.

Başucumdaki kitap… Oscar Wilde’ın Hayvan Çiftliği

En keyif aldığım müzik… Pek çok farklı müzikten keyif alıyorum, birini seçmek zor, ama klasik müzikte kesinlikle Chopin. Klasik olmayan müzikte ise bana dans etme isteği veren tüm müzikleri seviyorum; yani Latin dans müzikleri ve sanırım etnik müzikle modern müziğin güzel karışımını yapabilen tüm hareketli şarkılar. Yavaş, romantik şarkılara gelemem.

En son izlediğim film…Geçen hafta uçakta izlediğim İstanbul Kırmızısı. Çok da beğendiğimi itiraf edeyim. Zaten Ferzan Özpetek favori yönetmenlerimden.

Kendim için son aldığım şey…Geçen hafta Berlin’de kendime kalın ceket ve kazak aldım, daha doğrusu almak zorunda kaldım. Kıbrıs’tan sonra kış gibiydi, felaket üşüdüm!!! Hatta sonrasında hastalanınca aldığım ilaçları da bu listeye ekleyebiliriz.

Dolabımdaki en gereksiz şey… Hangi dolap diye sorsam? J Elbise dolabımsa tabi ki artık giymediğim bazı kıyafetler olabilir. Ofis dolaplarımda gereksiz bir şey olduğunu sanmıyorum. Buzdolabına hiç girmeyelim! J

Benim için alınabilecek en güzel hediye… Kızlarımın benim için yaptığı resimler ve kartlar

Kendimle ilgili değiştirmek istediğim şey… Kendimden oldukça memnunum galiba, ama belki biraz daha zor demoralize olan biri olsam daha iyi olabilirdi.

Kendimde beğendiğim özellik… Cesaret, kararlılık ve altrüizm

Olmasa da olur… Hatta olmasın lütfen: savaşlar, işkence, yoksulluk, eşitsizlik ve kişisel hırslar

Olmazsa olmaz… Sevgi, anlayış ve tabi olumsuz şeyleri değiştirebilmek için sürekli mücadele ruhu

En iyi yaptığım yemek… Sebzeli tavuklu Çin yemekleri

Hayalimdeki dünya… Kavgasız, sömürüsüz ve eşitlikçi; ayrıca doğası bozulmamış

Aşk benim için… Bu en zor soru sanırım. Önce hoş sonra boş gelir, mi desem? J Çok kuvvetli bir güç diyeyim, ama ürkütücü şekilde kuvvetli. Ne var ki genellikle geçici.  Mutlu biten aşk azdır.

Onunla çok tanışmayı isterdim… Günümüzde yaşayan kimseyle tanışmayı çok istemiyorum sanırım. Ama Ernesto Che Guevara ile tanışmak isterdim.

Görmek istediğim yer… Görmek istediğim pek çok yeri gördüm. Göremediklerim arasında başta sanırım Uganda ve Kilimanjaro dağı geliyor.

Mutlaka yapmak istediğim… Kariyer açısından mutlaka ve bir an önce doçentliğimi almak istiyorum. Kariyer dışı hayat için de inandığım şeyler için sürekli mücadele etmek ve kızlarıma örnek bir insan olmayı isterim. Bir de dünyada daha çok yer görmek.

Son olarak söylemek istediklerim… Che’nin çok sevdiğim bir sözü vardır: “Belki hiçbir şey yolunda gitmedi, ama hiçbir şey de beni yolumdan etmedi!” Yani dünyayı değiştiremesek de ümitsizliğe kapılmadan mücadeleye devam… Sanırım ben bu felsefeyle yaşıyorum.