Yörüyün be o yanı!
Çok özür dilerim, “Serhat’ın ağzı ve kalemi çok pis” diyorsunuz ya; peki yaşadıklarımızı başka nasıl anlatabilirsiniz?
-*-*-
Şöyle bir örnek vereyim:
KKTC’de siyaset, siyasal mastrübasyondan başka bir şey değildir.
Bu yüzden eleştiriyorum…
Hatta Lefkoşa Maratonu’na, “31” göğüs numarası ile katılmak isteyişim bile bunun mesajını verme maksatlıydı!
-*-*-
Resmen siyasi 31’le uğraşıyoruz!
Mesela egemen ve eşit bir devletten söz ediyor siyasi mastürbatörlerimiz!
-*-*-
Nasıl egemen?
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nu başka sınır kapısı açılmasına karşıdır diye eleştiriyoruz…
Oysa Türkiye’den Cevdet Yılmaz hele hele de Tayyip Erdoğan “açınız” dese, yeni kapıların Türk tarafından açılma süresi 31 saniyeyi geçmeyecek!
Sanki Tahsin abimin yetkisi varmış havası yaratmanın bir anlamı yok!
-*-*-
Türkiye yöneticileri ile yapılan bütün ikili veya çoklu temaslarda, yıllardır aynı sözler veriliyor…
Ve bu sözlerin hiç bir tutulmuyor…
-*-*-
Dün çok kısa süreli araştırma yaptım, daha doğrusu Goggle’a sordum, örneğin Başbakan Ünal Üstel’in dünkü manşetlere de yansıyan “2025’te dev projelere başlıyoruz” ana temalı açıklaması, 2019’dan hatta öncesinden beridir sürekli tekrarlanıyor…
-*-*-
Hep aynı sözler veriliyor!
Hep aynı açıklamalar ve üstelik aynı ifadelerle tekrarlanıyor ama örneğin 2019’dan beri ne Lefkoşa’ya 500 yataklı hastane yapılıyor, ne Güzelyurt Hastanesi tamamlanıyor ne de Girne Hastanesi!
-*-*-
2019’dan beri bitirilemeyen Değirmenlik – Çatalköy ve Çatalköy – Girne yol projeleri var…
Şirket ortada değil…
-*-*-
2019’dan beri Mesarya’ya ve Güzelyurt’a sulama suyu götürüleceği projeleri tekrarlanıyor ama mevcut su artan nüfusun evlerde kullanımına bile yetmiyor!
-*-*-
2019’dan beri KKTC tanıtılıyor!
2019’dan beri Türk Devletleri Teşkilatı’na tam üyelik martavalı okunması bir yana hiç çekinmeden “KKTC tüm Dünya’da tanıtılacak” yalanı söyleniyor…
-*-*-
2019’dan beri elektrikte enterkonnekte oluyoruz!
Her defasında bu yalan tekrarlanıp duruyor ve 2019’dan beri kesintiler artarak devam ediyor; elektrik üretimi, kayıtsız, kuyutsuz nüfusa tıpkı su gibi yetmiyor!
-*-*-
Ama Serhat’ın ağzı pis!
Serhat’ın kalemi çok pis!
-*-*-
Neden?
31’cisiniz dediği için mi?
Peki nesiniz?
Tam beş senedir, Ersin Tatar’ın başbakanlığı ve akabinde cumhurbaşkanlığından beri; çözüm siyasetini değiştirdiniz ve siz de farkındasınız battınız, batırdınız!
-*-*-
Ve tam beş senedir, sadece dışta değil içte de sadece siyasi 31 çekiyorsunuz!
-*-*-
Siz bunu yaparken utanmıyorsunuz ve size 31’cisiniz dediğimde utanmamı mı bekliyorsunuz?
Yörüyün be o yanı!
Halil Falyalı’nın ölüsüne çökecekler!
E yok, bu kadarı da fazla!
-*-*-
Halil Falyalı’yı, yasadışı bet iddiaları ile senelerce tehdit ettiler…
Akabinde korkunç bir şekilde katledildi…
-*-*-
Kimin vurup öldürdüğü değil, kimin vurdurtup öldürttüğü önemli!
-*-*-
Bilmiyoruz!
-*-*-
Halil Falyalı’yı tehdit edenler ise gayet aleni, televizyon ekranlarında rahatça anlattılar ve biliniyor!
-*-*-
Efendim, şimdi bir iddianame hazırlanmış!
Şu kadar kişi sanık olacak ve neredeyse 52’şer sene hapisle cezalandırlabilecekmiş!
-*-*-
Neden?
Yasadışı bet oynattıkları için!
-*-*-
Yasadışı betle binlerce, onbinlerce TC vatandaşı kumar müptelası yapılmış!
Zarara uğrayan mı?
TC’nin spor toto mudur nedir o idaresi!
-*-*-
Bir tek devlet kumar oynatabilir; bir tek devlet insanları kumar müptelası yapabilir!
-*-*-
Halil Falyalı öldürüldü!
Mafya mıydı?
Kabadayı mıydı?
Vatansever bir iş insanı mıydı?
Arkadaşımız mıydı?
-*-*-
Öldü!
Hem de çok acı bir şekilde…
-*-*-
Vuranlar, ne EOKA’cıydı, ne de EOKA B’ci!
Silahlar da ne EOKA’nındı ne de EOKA B’nin!
-*-*-
Halil’i koruyamayan da ne RMMO’ydu, ne de ELDİK!
-*-*-
Şimdi ne mi olacak?
Birileri, Falyalı’nın ölüsüne bile çökmeye çalışıyor!
Olay çok basit!
Bu kadarı da fazla!
-*-*-
Tekrar ediyorum, Falyalı mafya mıydı?
Kabadayı mıydı?
Suçlu muydu?
Öyle veya böyle, “benim mafyamdı, benim kabadayımdı", mahkemede aleyhine her hangi bir suçluluk kararı da yoktu…
Velevki olsaydı bile, benim suçlumdu be gavollem!
Amma hale geldik ya hu!
-*-*-
Bir de şimdi Ersin bey kalkıp egemen ve eşit devletimizden bahsedecek ya…
Neyse!
Hepimiz Kişmir’iz ve yarın yine mahkemedeyiz
KKTC Anayasası’nın 24’üncü Maddesi diyor ki; …
“Herkes, düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahiptir; Kimse, düşünce ve kanaatlarını açıklamaya zorlanamaz. Düşünce suçu yoktur. Herkes, düşünce ve kanaatlarını, söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hak, herhangi bir resmi makamın müdahalesi ve Devlet sınırları sözkonusu olmaksızın, kanaatını anlatma, haber ve fikir alma ve verme özgürlüklerini kapsar.”
-*-*-
Biz de diyoruz ki hepimiz Ali Kişmir’iz…
Ve yarın sabah yine mahkeme salonundayız…