1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Yüksel Buse… Uç hade!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Yüksel Buse… Uç hade!

A+A-

Gözyaşı, çığlık, heyecan…
Yüksel Buse…
Uç…
Hade!

Kafesin kapısı açıldı adeta ve bir kuş göğe havalandı.
İçimizden gökyüzü geçti.

***

Kıbrıs'ın bütünü değilse de en azından yarısı ortak bir heyecanı birlikte yaşadı.

Gözleri ıslandı, on binlerce insanın...

Uluslararası bir organizasyonda belki takımımız yoktu ama nefesimiz vardı.

Buse finale kaldı.

Biz kaldık, hepimiz...
Kafesin kapısı açıldı adeta ve bir kuş göğe havalandı.

***

"Devlet ilan ettik" dedikleri günden bugüne adanın bir yarısına kapatılmış, sıkıştırılmış, rehin alınmış, hapsedilmiş bir toplum olarak uçuşunu izledik Buse’nin…
Kanat çırpışını alkışladık.
Yükseldik birlikte…

O kanatlara yükledik ne kadar düşümüz, hasretimiz varsa...

O kanatlarda havalandık…
“Biz başarabiliriz” diyebildik...
“Yapabiliriz…”

***

"Ülkemizi finalde temsil edecek" derken spiker...
“Ülkemiz” diyemedik.
“Evladımız” dedik…

***

Dünyanın en iyi on sporcusundan biri bu topraklardan çıkmıştır ve içimiz titremiştir, evimize ışık girmiştir, yüzlerimiz gülmüştür, çığlıklarımız yükselmiştir.
Açız böylesi başarılara aç!

Keşke bir Buse yetse bu açlığı bastırmaya…
Ah!
Yetmiyor işte…

Almanya, Dünya Kupası’nı aldığında, Mesut Özil oynuyor diye Türkiye kazanmadı.

O kupa Almanya’nın müzesinde…

“Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nda milli atlet Buse Savaşkan, kadınlar yüksek atlamada finale kaldı” diye okurken Anadolu Ajansı’nı…
Kıbrıs’ı aradı gözüm…
Ne olurdu, Kıbrıslı sporcumuz dese…
Kıbrıslı Türk genç dese…
Dese…

***

Buse!

Ne kadar sevinsen, ne kadar gururlansan hakkındır ve hepimize yaşattığın mutluluk anlatılmazdır.

Başarı senindir.

Kıbrıslı Türklerin toplumsal yalnızlığının başarısızlığı ise çok daha derindir.

***

Kıbrıs’ın tümünde ortak sevinçleri hiç yaşamadık galiba…
Tarih ve coğrafya bu ortaklığı esirgedi bizlerden...
Hep birlikte ayağa kalkamadık.
Birbirimize sarılmadık, ortak bir gururla, hiçbir dönemde, Kıbrıslı Türk Kıbrıslı Rum…

Bunu yaşayabilir miyiz?

Sanmam!

En azından şimdiki kuşaklar milliyetçi zehirlenmenin etkisinden arınmaz kolay kolay...
Bırakmazlar!
O kafesin kapısını hepimiz uçabilecek kadar geniş açmazlar.

***

Bireysel başarıların hazzıyla gözlerimiz ıslanacak biraz daha…

Birileri “milli atletimiz” diyecek, biz “evladımız.”

Bizim çocuklarımız bir gün kendi ülkeleri için de yarışabilsinler diye hasret çekeceğiz.
Çıta çok hem de çok yüksek, bunu bileceğiz.
Epeyce yükseğe sıçramak gerekecek…
Uçmak, epeyce…

***

Ada’nın bir yarısı Kıbrıs, bir diğer yarısı Türkiye için heyecanlanırken…
Finalde Rus asıllı atlet Kıbrıs, Kıbrıslı genç Türkiye adına yarışırken…

Tarifsiz bir duygu yaşanıyor yarım hakikatler ülkesinde…

Kafesin kapısı açıldı adeta ve bir kuş göğe havalandı.
Biz yine kafesten baktık.

O kuş pırıl pırıl…
O kuşun kanatlarında umutlarımız…


Çığlık, gözyaşı, gurur, heyecan, isyan…

Yüksel Buse…
Uç…
Gökyüzü senin…

Bu yazı toplam 2676 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar