1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Yunan aileler Kıbrıs’ta duygusal anlar yaşadı…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Yunan aileler Kıbrıs’ta duygusal anlar yaşadı…

A+A-

1965, 1966 ve 1974’te Kıbrıs’ta “kayıp” edilen altı Yunanlı’dan geride kalanlar dün düzenlenen resmi bir törenle ailelerine teslim edildi… “Kayıplar”dan geride kalanlar Yunanistan’a götürülerek burada defnedilecek… Yedinci bir “kayıp” Yunanlı’nın da kimlik tespiti yapıldı ancak ailesi ondan geride kalanları almayı reddetti.

1965 ve 1966 yıllarında bazı Kıbrıslıtürkler tarafından öldürülerek Hamit Mandrez’de bir toplu mezar alanına gömülen üç Yunanlı’dan geride kalanlar, Kayıplar Komitesi’nin Hamit Mandrez’de yürüttüğü kazılarda toplu bir gömü yerinde bulunmuştu.

Dimitrios Çuka (Tsuka) 3 Şubat 1965’te bazı Kıbrıslıtürkler tarafından kaçırılarak “kayıp” edilmişti… Zaharia Kardora ise 2 Şubat 1966’da bazı Kıbrıslıtürkler tarafından kaçırılarak “kayıp” edilmişti.  Her ikisinden geride kalanlar da Hamit Mandrez’deki toplu gömü yerinde bulunmuştu.

Sotiris Stavros’a ait bir kalıntı, Kornokipos’ta (Görneç) boşaltılmış bir toplu mezardan çıkarıldı. Sotoris Stavros Ağustos 1974’te “kayıp” edilmişti… Nikolas Kavraçorianos’tan geride kalanlar  Lakadamya’daki askeri mezarlıkta yürütülen kazılarda bulundu. Teofanis Lukaki ve Nikolas Tsigkaropulu’dan geride kalanlar da Lakadamya’daki kazılarda bulunarak DNA testleriyle kimliklendirildi. SİGMA ve Kıbrıs Haber Ajansı’nın verdiği haberlerden derlediğimiz bilgilere göre, Yunan “kayıp” yakınlarına eşlik eden Yunan Kayıp Yakınları Komitesi lideri Maria Kalburcis, Kıbrıs’ta “kayıp” edilmiş Yunanlılar’dan geride kalanların henüz yarısının dahi bulunamadığına dikkati çekti.

Bazı “kayıp” yakınlarından edindiğimiz bilgilere göre, bir Yunan “kayıp” ailesi, yakınlarından geride kalanları almayı reddetti.

Yunan “kayıp” yakınları için düzenlenen resmi törende bir konuşma yapan Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İnsani Konular Komiseri Fotis Fotiu, henüz yüzlerce “kayıp”tan geride kalanın bulunmadığına dikkat çekti. “Onlardan geride kalanları bulup kimliklendirdiğimiz zaman da her zaman aynı trajedi yaşanıyor: Ailelerine küçük tabutlarda sevdiklerinden geride kalanları veriyoruz, kimi zaman onlardan geride kalan tek bir küçük kemik oluyor… Bu küçük kemik parçasını alıp tabutunun başında ağlamak, onun için dua etmek ve onu acının, üzüntünün olmadığı bir yere uğurlamak için yakınlarına veriyoruz…” diyen Fotiu “kayıplar” konusunun Kıbrıs sorununun en trajik yönü olduğunu anlattı.

Fotis Fotiu, son zamanlarda Türk ordusunun 30-35 askeri bölgede üç yıl süre içerisinde kazı yapılmasına izin verdiğini ifade ederek “Bu yerlerde kaç kayıptan geride kalanlar bulunacak? Bu sessizlik neden? Neden gerçekler gizlenmeye çalışılıyor? Neden orijinal gömü yerlerinden “kayıplar”ın kalıntıları alınarak bilinmeyen noktalara taşınmıştır? Bu sorular “kayıp” yakınlarının ruhlarını yaralıyor… Bu daha ne kadar sürecek? Biz elimizden gelen her tür çabayı gösteriyoruz ancak eğer Türk tarafı dürüstlükle çalışmaya karar verirse, belki o zaman onlarca yıldır “kayıp” yakınlarının yaşadığı trajedi ve dramı sona erdirmenin koşulları yaratılabilir…” dedi.

Fotiu, “Türkiye’den bu konuda somut adımlar ve eylemler bekliyoruz: Türk ordusunun arşivleri Kayıplar Komitesi araştırmalarına açılmalı, savaş alanından toplanmış olan “kayıplar”ın nerelere gömüldüğü, bilinçli olarak boşaltılmış mezarlardan alınan kalıntıların Türk ordusu tarafından nerelere götürüldüğü ortaya çıkarılmalıdır. Türkiye, uluslar arası hukuğa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına pratikte saygı göstermelidir…”

 

(SİGMA Live ve CNA’den derledik – 18.1.2016)

Bu yazı toplam 1802 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar