Yunanistan’ın umudu…
Syriza, yeni şeyler söyledi ve kazandı.
Yunanistan’da geçtiğimiz gün yapılan seçimleri kazanan Radikal Sol Koalisyon Syriza, seçim sürecinde kullandığı söylemlerle (uygulanabilir veya uygulanamaz) Yunan halkına umut verdi.
Neler söyledi Syriza;
Kamu borçları kısmen silinecek,
AB ile masaya oturacak, borçların yeniden yapılandırılmasını konuşacak, faiz oranlarını düşürecek, vadeyi uzatacak,
Ücretsiz sağlık hizmetlerini düzeltecek, emekli maaşlarını iyileştirecek,
Yoksulluk sınırı altındakiler için bedava elektrik sağlayacak,
İhtiyacı olanlara gıda ve kira yardımı sağlayacak,
Yine yoksulluk sınırı altındakiler ve işsizler için özel toplu taşıma kartı verecek,
Zenginlerden daha fazla vergi alacak,
Geniş bir istihdam olanağı yaratacak,
Bankalara ödenemeyen borçlar silinecek,
Asgari ücreti yükseltecek,
Demokrasiyi geliştirecek, katılımı güçlendirecek.
Somut şeyler söyledi Syriza’nın genç başkanı Aleksis Tsipras ve bu somut vaatlerin karşılığını sandıkta aldı.
Peki bu vaatler ne kadar gerçekçi? Örneğin kamu borçlarının silinmesi mümkün mü? AB, Tsipras’ın isteklerini karşılar mı? Bankalara ödenemeyen borçlar silinebilir mi?
Ödenemeyecek miktarda milyonlarca euro borcu olan, işsizliğin %25’e ulaştığı Yunanistan, sadece turizmden ve gemicilikten biraz gelir sağlarken, nasıl 300 bin kişilik istihdam yaratacak, nasıl emekli maaşlarını artıracak, nasıl bedava elektrik verecek çok mümkün görülmüyor.
Ancak ‘umut’ vaadi işe yaramış görünüyor.
Tsipras, seçimin hemen ertesi günü, dün merkez sağ ile kurduğu koalisyondan sonra masaya oturacağı AB ile sıkı pazarlık edebilirse, ekonomik anlamda biraz rahatlık sağlarsa ve vaatlerinden gerçekleşmesi mümkün olan birkaç tane hayata geçirebilirse sıkıntıda olan diğer AB üyesi ülkeler için örnek olabilir.
Ancak bu durumda da Tsipras’ın şimdi ‘görüşmeyeceğim’ dediği Troyka’nın masada AB ile rahat pazarlık yapılmasına engel olmaya çalışacağı aşikâr. Diğer AB ülkelerine böyle bir örnek yaratmak istemeyeceklerdir.
Bu duruma rağmen umarım yeni hükümet Yunan halkı için vaat ettiği ‘umut’un gereklerini yerine getirebilir.
--------------------------------------
Kıbrıs bölündüydü, şimdi alıştık!
Sosyolog Kudret Akay’ın yaptığı siyasal eğilimler çalışması bir kez daha göstermiştir ki çözümün gecikmesi, olası barışı daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor. 2004’te Annan Planı’na ‘evet’ diyen kesim, artık böyle bir plana ‘evet’ demeyeceğini açıklıyor.
KKTC seçmeni % 62.71 oranında BM’nin tanımladığı şekliyle iki toplumlu, iki bölgeli, federal çözüm istiyor ama % 60.1 oranında da bu modele ulaşılamayacağını düşünüyor. Yani bir şeyi istiyor ama ona ulaşamayacağının da farkında!
Kıbrıs’ın güneyinde hidrokarbon çalışmalarıyla ilgili kavgalar sürerken, “biz de kazacağız-siz de kazamazsınız” tartışmaları varken, “Barbaros bölgeye gittiydi, geri çekildiydi” gibi spekülasyonlar sürerken vatandaş bölünmüş Kıbrıs’a alışmaya başlamış bile!..