Yüreği güzel insan
Yüreği güzel insan kimdir?
Nasıl birisidir, yüreği güzel insan?
…
Samimidir.
Özü neyse, sözü de odur.
Yüzüne başka, ardında başka davranmaz.
İçtendir gülümsemesi…
Sevgisi “çünkü” tanımaz, “eğer” gözetmez...
“Her şeye rağmen”dir…
…
Kötülük üretmez yüreği güzel insan, kin büyütmez, nefret çoğaltmaz...
Yılların dostluğunu, dayanışmasını, duygusunu terk etmez bir anda...
İncinmez sevdiğine, kırılmaz...
Göz göze gelir yüreği güzel insan...
Kalbiyle bakar önce...
…
Kambur ve sağır zangoç Quasimodo’ya aşık olan çingene Esmeralda’dır yüreğidir güzel insan...
Yarım işlere, yarım konuşmalara, yarım sevdalara tahammülsüz Alexis Zorba’dır.
Maria’ya tutkun Raif Efendi’dir yüreği güzel insan, hep iyiyi arayan...
“Gülmek bir halk gülüyorsa gülmek” diyen Canseverdir...
“İyi olan şey unutulmaz” diyen Stefan Zweig.
* * *
Yüreği güzel insan bencil değildir.
Bir başkasının mutluluğundan mutlu olur...
Bir diğerinin sevinciyle sevinir...
Kimsenin hakkını yemez, rolünü çalmaz, kibirle yaşamaz.
Bir başkasının hüznüne, yoksulluğuna, sızısına ortaktır, yüreği güzel insan...
* * *
Yüreği güzel, samimi, içten insanlar azalıyor git gide...
Biliniz kıymetlerini, her kim varsa, kaç kişiyse…
Sarılınız, sımsıkı…
Sessiz sedasız ayrıldı
“Sevgili Gürşan, tekerlekli sandalyeyle dost olunca, uzun süredir “akülü sandalye” isteği vardı. Hastanede geçen tedavi süreçlerinde, söz versem de, yeterince ilgi gösteremedim.
Sonra birkaç dostla paylaştım konuyu… Gönyeli Belediye Başkanı Ahmet Benli en başta, ‘lafı dahi olmaz’ dedi... Orkun Bozkurt, K.T Ortopedik Özürlüler Derneği’nin imkânlarını açtı... Ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği yüreğini... Sözümüzü tuttuk...
Hafta içinde Gürşan’a armağan ettik, akülü sandalyesini... Bir tur attı, nasıl gülümsedi, nasıl mutlu oldu, anlatamam...
Bülent Ecevit Rehabilitasyon Merkezi de pırıl pırıl bir yer...
İyi insanlar, çalışıyor canla başla.
Söz verdik, yeniden gideceğiz, gezeceğiz diye...
Sizin de yolunuz düşerse, bu mutluluğu yaşamaya, yaşatmaya değer doğrusu..."
…
Bu satırları 19 Mayıs 2013’te yazmıştım.
Sonrasında imkan buldukça yanına gitmeye çalıştım.
Keşke çok daha fazla fırsat yaratabilseydim.
Basın emekçisiydi, zor insandı, askerde çalışmıştı yıllarca, yalnızdı, ağrılıydı, acılıydı.
Çok tatlı gülerdi.
İyi bir fotoğraf arşivi vardı, nerededir o fotoğraflar şimdi, ne oldu, bilmiyorum.
Hüseyin Gürşan, o tonton gülüşüyle aklımda kaldı, sessizce vedalaştı hayatla…
Çok da düşlediği gibi yaşayamadan…
Belki şimdi dinleniyordur gerçekten…
Umarım şimdi huzurla…
DVB-T
Dijital yayın teknolojisi var.
İsmine DVB-T diyorlar.
Televizyonlarımızda hem yüksek kaliteli hem de uyduya gerek kalmadan tüm yayınları izlemenize imkan veriyor.
Bizde de var!
Alfa, PIK, PIK 2, ANT 1, Mega, Sigma, Plus, Omega, Capital, Extra, Ert World, Euro News!
Hepsi güneyden...
Bir de BRT!
Bir tek BRT!
* * *
Niye gerisi yok?
Çünkü para pul istiyor, borç yazıyor, otorite taslıyorlar.
Yayın Yüksek Kurulu da BRT de Maliye’den alıyor bütçesini.
Bu toplum ödüyor aslında...
Biraz da 'sosyal' olsalar...
Hele de bu salgın süreci sonrasında, hele bu zor zamanlarda…
* * *
Antenleri sökünüz dediler, söktük.
Tüm kanallar da çıktı oradan…
Kim kaldı, TRT!
Dijital yayına geçilecek dendi, tüm kanallar dışarıda kaldı.
İyi ki 'televizyonculuktan' gelme bir Başbakan var!
Bırakınız da tüm kanallar DVB-T platformunda yer alsınlar.
Hem Diyalog TV'ye yönelik 'yayın durdurma' ayıbı az biraz ortadan kalkar belki.
Hem de uyduya bağımlılık azalır.
* * *
Bağımlılıkla bağımsızlık olmaz!
Olursa da bu kadar…
