Yurttaşı Kim Savunacak?
Siyasette, STO’larda, gazetecilikte ve tüm toplum örgütlerinde, grupsal çıkarların öncelikle savunulması doğaldır. Bunun yanında, aynı oranda olmasa da, yurttaşın hakkını korumaya özen gösterilmesi gerekmektedir.
Başarılı bir mücadele, toplumu g
Siyasette, STO’larda, gazetecilikte ve tüm toplum örgütlerinde, grupsal çıkarların öncelikle savunulması doğaldır. Bunun yanında, aynı oranda olmasa da, yurttaşın hakkını korumaya özen gösterilmesi gerekmektedir.
Başarılı bir mücadele, toplumu gözetmeli, kucaklamalıdır.
Böylesi bir mücadele, halkın beyninde ve gönlünde iz bırakır ve günü gelince ödüllendirilir.
Halk çok savunmasızdır. Her 4-5 yılda bir oy vermekle, milletvekili, cumhurbaşkanı, yerel yöneticiler seçer ama korunacağını garanti edemez.
Yurttaşın sendikası, derneği yok ki hakkını savunsun! Sorunlarının dile getirilmesi sorunları çözmüyor.
Kuzey Kıbrıs’ta her taraf, Kıbrıslı’ca söyliyelim etraf “allem gallem”!
Bu nedenle muhalefeti ve muhalifi bol bir yer burası...
Medya’da, Meclis’te, sorunlar tartışılıyor..Yöneticilerin yurttaşlara yaptığı kötülükler, attığı kazıklar gündeme getiriliyor..Ancak, bu yöntem, sonuç alıcı bir mücadele şekline dönüştürülemiyor. Yurttaşı savunuyor görünmek yetmiyor. Hayatta bir karşılığı olmalıdır. Söylenip yazılanlarla çare bulunsaydı!!
Aylarca süren LTB grevinde, BES başarı sağladı..Gerçekten çok sıkıntı çektiler, aylarca ücret ve sosyal hak alamadılar.
Lefkoşa halkı da onlara destek verdi. Ufak tefek serzenişler oldu tabii. Örneğin, kaymakamlık tarafından toplatılan çöpleri caddelere döktükleri zaman, su vanalarını kapattıkları zaman...Sendika, en azından çöp dökme eylemi nedeniyle özür diledi. Bazı bölgelerde su vanalarını kapatmaları konusunda bir şey demediler.
İşin ilginç yanı, sendika ve çalışanları destekleyen ve topluma söz söyleyenler de “su vanalarını neden kapattınız?” diye soramadı..
Aynı konuya döndük, yurttaşın hakkını dile getiren yok..Bu tavır biraz da “seçim hesaplı” bir durumu çağrıştırıyor.
Yurttaşın hakkını koruyup almaya çalışan maalesef yok...
Hükümete ve yöneticilere uygulamaları nedeniyle kızanlara, eylem yapanlara, muhalif gruplar, partiler soru sual veya düşünce belirtmeden destek veriyor. Sendikalar desteklenirken halk da hesaba katılmalıdır.
Sendika çalışanlarına kucak açılırken, halkın dertleri de asgari düzeyde çözülebilmesi için girişimler, arabuluculuklar gerçekleştirilmelidir..
Onlara göre sorunun tek çözümü seçimdir. Yurttaş seçimlerde oy kullanıp sorunları çözebilir! Demokrasi, yurttaş hakkı sadece oy vermekle sınırlıdır!
LTB çalışanları iş başı yaptı ama ortada sağlığı tehdit eden çöp ve pisliklerin nasıl temizleneceği konusunda birşey söylenmiyor. Siyaset yapanlar da önermiyor. Büyük çöp bidonlarından çirkef kokuları tüm şehre yayılıyor. Temizleme, ilaçlama ne zaman yapılacak?
Belediye faturalarındaki gecikme faizleri, ve alınmayan hizmetler (çöp-kanalizasyon, ilaçlama, sağlık vs) fatura edilecek mi bilinmiyor. Toplum ve yurttaş adına konuşanlardan, sendikadan tıs çıkmıyor. Bu konuyu bir süre önce “toparlanıyoruz hareketi” “ödemeyin” diye dile getirmişti. Yurttaşların vekilleri ne diyor acaba?
Yurttaşa son bir kazık da, yol sokak aydınlatma parasının elektrik kurumuna aktarılmasıyla geliyor. Sami Özuslu dünkü makalesinde belirtti. Üstelik bu ücretler alel acele artırılmış..Peki ne olacak? Bu bilgiyi öğrenip kalacak mıyız?
Öyle görünüyor ki Lefkoşa belediyesi ve sakinlerinin problemleri seçim olsa dahi hiç bitmeyecek..Batmış bir kurumu kurtarma adı altında her hizmete fahiş ücretler gelecek. Çalışanlar ve sendika, maaşlarının ödenmeme tehlikesiyle bu zamlara ses çıkartamayacak..Muhalif partiler de sinip kalacak.
Yurttaşların kendi haklarına sahip çıkmaları için hareketlenmeleri gerekiyor..
Biraz zor ama başka çare görünmüyor...