Yurttaşlık siyasetinde atılacak sorumsuz bir adım “müzakere masası”nı bertaraf ettirmeye aday!.
Daha önce de yazmıştım.
“Toplu yurttaşlık dayatmaları”na ilk karşı çıkması gerekenler 1974 sonrasında adaya gelerek “KKTC yurttaşlığı” alanlar olmalıdır.
Niye?
Çünkü “müzakere masası”nda şu ana kadar verilen tüm yurttaşlıklar kabul gördü.
“Yeni yasa yapılıyor, kriter dışı toplu yurttaşlık yok” sözü verilerek...
Yani mesele ip üzerinde!
Üstelik Kıbrıs’ın güneyinde en tartışmalı “uzlaşı” noktalarından biri bu...
Ve yeni bir “toplu yurttaşlık” kararı ile birlikte, bu uzlaşının ortadan kalkma potansiyeli oldukça güçlü.
Yeniden sorumsuz bir adım, 1974 sonrasında verilen tüm yurttaşlıkların bir kez daha tartışmaya açılması anlamına gelecek.

***

“26 bin yeni yurttaşlık” talebi var.
Bu talep TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Başbakan Davutoğlu’na bakanlardan müsteşarlara kadar her kademede defalarca dile getirildi.
Reddedildi.
“Yeni Yasa çerçevesinde olacak” dendi...
Şimdi bu yasanın ve kriterlerin de “kadük” olması isteniyor, bir kez daha...
BEYAZ KİMLİK uygulamasına yönelik ilginin bu kadar az olmasının sebebi de aslında bir yerlerden gönderilen “bekleyiniz” mesajı!
Çünkü Türkiye’nin Kıbrıs siyaseti “beyaz kimlik” işini de ilk günden benimsemedi.
“Doğrudan yurttaşlık” isteniyor.
CTP-UBP Koalisyon Hükümeti’nin sonunu getiren unsurlardan biri de bu...

***

26 bin yeni ve toplu yurttaşlık!
Dün, “UBP-DP Koalisyonu”nu öne çıkaran, Kıbrıs sorununda “çözümsüzlük” yanlısı yayınları ile de bilinen, Türkiye’den adaya gelmiş büyük sermaye gazetelerinden biri “derhal 10 bin yurttaşlık” mesajı verdi.
UBP-DP hükümetinin öncelikli icraatı olarak bunu sundu!

***

“Kıbrıs Cumhuriyeti” kimliği ya da pasaportuna sahip Kıbrıslı Türklerin sayısı 100 bine yakın. Son veri, 98 bin 287.
Müzakere masasında, buna ek kabul edilen bir de 114 bin rakamı var...
En temelde, kuzeydeki tüm yurttaşlıkların çözümle birlikte “Birleşik Kıbrıs”a dönüşmesi ön görülüyor...
Eğer yeniden bir maceraya girişilmezse...
Yani atılacak “sorumsuz” bir adım hem müzakere sürecine ciddi zarar verecek, hem de özellikle Türkiye’den adaya gelerek yurttaşlık alan insanların gelecekteki statüsüne...

***

Bu tehlike çok ciddidir...
Kimse bunu “Türkiye-Kuzey Kıbrıs iyi ilişkileri” üzerinden sunmaya çalışmasın.
Tam tersine 1974 sonrası Türkiye’den adaya göç eden ailelere, onların burada doğan çocuklarına hatta torunlarına bundan daha büyük bir haksızlık olamaz....
Ve tüm Kıbrıs’a, Kıbrıs’ın geleceğine...