'Yurttaşlık talepleri, beyaz kimlikle çözülecek'
İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, YENiDÜZEN’e açıkladı: “Yurttaşlık Yasa Taslağı hazır”
Fayka Arseven KİŞİ
İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, Yurttaşlık Yasa Tasarısı’nı ve Daimi İkametgah İzinleri Yasa Tasarısı’nı tamamlayarak Bakanlar Kurulu’na sunduklarını açıkladı.
Baybars, “Onlar da kendi görüşlerini değerlendiriyorlar. Bütçe geçer geçmez tasarıların Bakanlar Kurulu’nun gündeminde ele alınıp, Meclis’e gitmesini umut ediyoruz” dedi.
Baybars, “Temel sebebi ekonomik ve çalışmaya dayalı olan yurttaşlık talepleri beyaz kimlikle çözülecek” açıklamasında bulunurken, “Temel sebebi devlet ile arasındaki aidiyet bağı, bağlılık, ortak kimlik, vatan bilinci olanlara da yurttaşlık kazanımı sağlanacak.” ifadesinde bulundu.
“Ülkemizdeki nüfus politikasına uygun bir yurttaşlık yasası olması gerekiyor” vurgusunda bulunan Baybars, “Yurttaşlık siyasi istismara açık olmamalıdır” şeklinde konuştu.
Bu hafta İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars ile Yurttaşlık Yasa Tasarısı’nı, nüfus politikalarını ve Belediyeler Değişiklik Yasa Tasarısı’nı konuştuk.
“Ülkemizde 20 yıldır yaşayan ve aslında herhangi bir çalışma izni olmadan kalanlar var. Ama bu ülkeyle aidiyet bağı var. Mesela bu kişiye bu sistem yurttaşlık vermezken, bu ülkeyle aidiyet bağı olmayan tamamen ekonomik sebeplerle ülkemize çalışmaya gelip yurttaşlık kazananlar var, bu uygulamanın doğru olmadığı sinyallerini veriyor.”
- YENiDÜZEN: Yurttaşlık Yasa Tasarısı çalışmaları sonlandı mı? Tasarı ne aşamada?
- Ayşegül BAYBARS: Ülkemizde Yurttaşlık Yasası’ndan önce bir nüfus politikasına ihtiyacımız var. Nüfus politikasının, ülke kaynakları ve ülke ekonomisi ile birlikte planlamaya ve kalkınmaya dayalı olarak oluşturulması için çalışıyoruz. Kalkınma hızımızın nüfustan artışından düşük olmaması için çalışmalı, nüfus politikamızı nüfusun nicelik ve niteliğini iyileştirmek maksadıyla kullanmalıyız. Ülkemizde ne kadar çok genç, orta ve yaşlı nüfusa sahip olduğumuzu, ekonomimizin sektörel dağılımını, kentsel planlamanın ne durumda olduğunu, yabancı işgücünün ihtiyaçlarını biliyoruz sosyoekonomik yapıyı oluşturacak verilere sahibiz. O zaman buna dayalı bir nüfus politikası ile hem yurttaşlık yasasında hem de beyaz kimlikte yapacağımız değişiklikler kalkınmamıza ve gelişimimize olumlu yansıyacağı gibi, ortak değerler ve kimliğin korunmasına da yardımcı olacaktır.
Ülkemizde bulunan yabancı nüfus, yüksek öğretim ve iş hayatında mevcut. Bu alanlardaki yabancıların ülkemizde kayıt altına alınarak denetlenmesi, bir yandan öğrencilerin ülkemizde iyi bir eğitim alarak memnun ayrılması yanında, çalışanların da önündeki bürokratik engellerin kaldırılarak işgücü ve iş piyasasına olumlu katkı yapmalarını sağlamamız gerekiyor. Şu anda öğrenci izinlerinin tekrar zorunlu olarak çıkarılması uygulamasını hayata geçirerek öğrencilerimizin kayıt altına alınmasını sağlıyoruz. Bununla birlikte öğrenci ve öğrenci olmayan kayıt dışı kalmış olan kişileri de bu sistemle ayırıyoruz. Bunu yapabilmek için elimizdeki tüm verileri topladık. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndaki yerli ve yabancı iş gücünün sektörlere göre dağılımını da listeledik. Tüm bunlar ihtiyaçları belirlemek için bize ışık tuttu. Devlet Planlama Örgütü’nün çağ nüfusunu, nüfus artış hızını ve bu bağlamda ülkemizdeki nüfusun gelişme ve kalkınmaya etkisini planlamak için çalışıyoruz. Bu çalışma sonlanacak bir çalışma olmayıp sürekli kendini yenileyecek bir çalışma olacak ama şu anki veriler ışığında hem Yurttaşlık Yasa Tasarısı’nı hem de Daimi İkamet İzinleri Yasa Tasarısı’nı birlikte çalışmayı ve birlikte yürürlüğe koymayı ve ikisini birlikte tartışmayı uygun bulduk. Bu çalışmaların meclisteki tüm partilerin katılımı ve geniş bir konsensüs ile geçmesi de bizim için ayrıca çok önemlidir.
Yurttaşlık çok fazla konuşulan bir konu ben bu konunun çok hassas olduğunu ve bu kadar çok gündemde, bu kadar çok siyasete malzeme edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü yurttaşlık devlet ve birey arasındaki aidiyet bağını ortaya koyar. Tamamen ekonomik sebeplerle verilmesi çok da makul değildir. Dolayısıyla biz Yurttaşlık Yasası’ndaki öngörülerimizi hayata geçirirken, Beyaz Kimlik dediğimiz aslında buradaki yabancı nüfusun temel ihtiyacına cevap verebilecek, buradaki iş gücü, iş kurma ve burada yurttaş olmamaktan kaynaklı ekonomik ve bürokratik zorluklarını minimize edecek bir formülü de geliştirdik. Daimi İkametgah İzinleri Yasa Tasarısı hazırladık. Bu belli sektörlerdeki yerli işgücü ile rekabet edebilirliği de sıkıntıya sokmadan bir açılım getirmeyi gerektiriyor. Şuan da belli sektörlere açıklık getirmek için bir tasarı hazırladık ama hangi sektörler bundan ne şekil etkilenir noktasında halen tüm bakanlıklar özellikle Eğitim, Çalışma ve Ekonomi Bakanlığı ile birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Beyaz kimlikle ilgili hakları bu anlamda ileriye koyarken, Yurttaşlık Yasası’nda da aslında bizim tamamen çalışmaya bağlı yani bu ülkedeki çalışma süresine bağlı yurttaşlığın çok da makul bir yurttaşlık verme prosedürü olmadığını ve istismar edildiğini gördük. Çünkü bu ülkede 20 yıldır yaşayan ve aslında herhangi bir çalışma izni olmadan kalanlar da var. Bu ülkede 20 yıldır çalışma izni olan ama arada 5 gün kaçırdı diye yurttaş olamayanlar var. Sistemi tamamen aralıksız çalışma üzerine oturtmak doğru değildir.
“Yatırımcıların önünü açacak bir takım kriterler koyduk. Bu ülkeye yapacağı yatırımın, sağlayacağı fayda ve istihdama göre yurttaşlık kazanabilecekleri ayırdık. Çalışma iznine bağlı yurttaşlık müessesini de o oranda değiştirdik.”
Yine bu ülkede doğup, büyüyen çocuklar var. Bu konuda bir rapor da çıktı. Bu ülkede doğup büyüyen çocukların bu ülke ile aidiyet bağını oluşturduğu, ortak kimliğe sahip olduğu halde anne baba vatandaş olmamasından dolayı vatandaşlık hakkı kazanamadığı ve dolayısıyla bir takım aidiyet problemi çektiği ama bu ülkenin kültürüyle, eğitim sistemiyle büyüdüğünü gördük. Dolayısıyla bununla ilgili de açılım getirmeyi de düşündük.
Yatırımcıların önünü açacak bir takım kriterler koyduk. Bu ülkeye yapacağı yatırımın, ekonomiye ve kalkınmaya sağlayacağı değerin yaratacağı istihdamın miktarına göre yurttaşlık kazanabilecekleri ayırdık.
“Hem Yurttaşlık Yasa Tasarısı’nı hem de Daimi İkametgah İzinleri Yasa Tasarısı’nı Bakanlar Kurulu’ndaki dört partiye görüşleri için sunduk. Onlar da kendi görüşlerini değerlendiriyorlar. Bütçe geçer geçmez tasarıların, Bakanlar Kurulu’nun gündeminde ele alınıp, Meclis’e gitmesini umut ediyoruz.”
Bu tabi ki İçişleri Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu taslaktır. Biz hem Yurttaşlık Yasa Tasarısı’nı hem de Daimi İkametgah İzinleri Yasa Tasarısı’nı Bakanlar Kurulu’ndaki dört partiye görüşleri için sunduk. Onlar da kendi görüşlerini değerlendiriyorlar. Şuan bütçe döneminde olduğumuz için bu nihayete ermedi ama bütçe geçer geçmez tasarıların Bakanlar Kurulu’nun gündeminde ele alınıp, Meclis’e gitmesini umut ediyoruz. Çünkü her kesimin söylediği gibi gerçekten bir Yurttaşlık Yasası’nın yenilenmesine ve Daimi İkametgah İzinleri Yasası’nın yenilenmesine ihtiyacımız var. Bizim vizyonumuzda da bu iki yasa birlikte yürümesi gerekir. Çünkü ülke gerçeklerini göz ardı edemeyiz. Birlikte yürürlerse her kesimin ihtiyacına cevap verecek.
- YENiDÜZEN: Bu çalışmalar yapılırken örneğin bu ülkede doğup, büyüyen ve vatandaş olamayanlarla ilgili bir veriye ulaşıldı mı?
- Ayşegül BAYBARS: Bugüne kadar gelen sistemde özellikle bu ülkede doğup, büyüyen çocuklar için 18 yaşına gelene kadar muhaceret işlemlerinin yapılması ve okul dışında herhangi bir kayıt yaptırması gerekmiyordu. 18 yaşından önce kayıtlarımızda yer alması hususunda da çalışmaları devam ettiriyoruz. Çocuklar, 18 yaşından önce anne babasına bağlı izin almadan bu ülkede yaşayabiliyor. 18 yaşından sonra oturum izni veya çalışma izni alarak ülkedeki statüsünü izinli hale getirmesi gerekiyor. Dolayısıyla İçişleri Bakanlığı bünyesinde böyle bir veri yok ama Eğitim Bakanlığı bünyesinde 18 yaşına kadar ki çocukların sayıları var.
“Temel sebebi ekonomik olan yurttaşlık talepleri, beyaz kimlikle çözülecek. Temel sebebi devlet ile arasındaki aidiyet bağı, vatan bilinci olanlara da yurttaşlık kazanımı sağlanacak. Böylelikle dünyadaki yurttaşlık sistemine biraz daha yakın hale geleceğiz.”
- YENiDÜZEN: Hazırladığınız yasa tasarılarının en önemli vurgusu nedir?
- Ayşegül BAYBARS: Bu yasanın iki temeli olduğunu düşünüyorum. Bir kere ülkemizdeki nüfus politikasına uygun bir yurttaşlık yasası olması gerekiyor ve siyasi istismara açık olmaması gerekiyor. Bu yasa tasarısı bakanın veya Bakanlar Kurulu’nun inisiyatifinde sadece kağıt üzerindeki çalışma izninin varlığını göstererek bir yurttaşlık sistemine geçilmesinin önüne geçecek ve yurttaşlık verilecek sistemde tamamen ortak kimlik ve bağlılık ilişkisine, devletle birey arasındaki aidiyet duygusunu ölçerek bir yurttaşlık sistemine geçilecek. Bu ülkede doğal yoldan elde edilen nüfusla, sonradan kazanılan nüfus arasında bir denge sağlayacak, bu da çok önemlidir.
İkincisi de bu ülkede yabancı olan nüfusun veya yurttaş olmayan nüfusun da bu ülkede uzun yıllar yaşayacağı veya yaşadığı gerçeğinden hareketle, bu ülkede yaşarken, karşılaşacakları ekonomik, sosyal zorlukların önüne geçecek bir Daimi İkametgah İzinleri Yasası ile Yurttaşlık Yasası’nı harmanlamış olacağız. Dolayısıyla temel sebebi ekonomik olan yurttaşlık talepleri beyaz kimlikle çözülecek, temel sebebi devlet ile arasındaki aidiyet bağı, vatan bilinci olanlarında yurttaşlık kazanımı sağlanacak. Böylelikle temel olarak bütün dünyadaki yurttaşlık sistemine biraz daha yakın hale geleceğiz.
- YENiDÜZEN: Nüfusumuzu biliyor muyuz? Yeni bir nüfus sayımı hükümetin gündeminde var mı?
- Ayşegül BAYBARS: DPÖ’nün 2011 nüfus sayımına göre yaptığı bir tespit vardı. Asker ve turistler dışında 372 bin olarak belirlendi. DPÖ’den ayrı, İçişleri Bakanlığı olarak aslında çok daha bilimsel hale getirdiğimiz bireylerin, devletin vatandaşa daha kolay hizmet etmesini sağlayacak nüfusun sayısallaştırılması modelidir. 1900 yılından bugüne kadar olan tüm doğum, ölüm kayıtları sisteme online olarak geçti. Dolayısıyla doğum, ölüm kayıtlarından aslında bu ülkede doğan ölen nüfustan arda kalan nüfusu, yurt içi ve yurt dışı doğum olmak üzere ayırt edebilecek duruma geldik. Yine bununla birlikte şu an da bizim yabancı çalışan işgücünü tespit edebilecek bir Çalışma Dairesi var. Öğrenci izinlerini de kayıt altına alınması noktasında yapmış olduğumuz hamle bizim bu öğrencileri de kayıt altına alıp o veri de tam olarak sağlanıyor. Bunların tümünü topladığımız zaman zaten hem vatandaş nüfusu, hem de bu ülkedeki turist ve askerler dışındaki nüfus ortaya çıkmış olur. Tabi bir miktar kayıt dışı çalışmayla bu ülkede bulunanlar var. Bunların tespitiyle ilgili Çalışma Bakanlığı’nın ve kolluk görevlilerinin çalışmaları var. Yine bizim tespitlerimizle bu ülkeye turist olarak gelip, bu ülkede kayıt dışı yaşamaya kalanların da bir dökümü yapılıyor. Dolayısıyla kayıt dışıyla da mücadele ve bu ülkeye turist olarak gelip kayıt dışına düşmüş kişilerin tespitiyle birlikte aslında nüfusumuzu bilmekten çok diğer alanlarda da asayiş güvenliği ve kayıt dışılığı önlemeyi düşünüyoruz.
YEREL YÖNETİMLER
“Belediyeler Yasası’nı Aralık ayı içerisinde sunma hedefi var”
- YENiDÜZEN: İçişleri Bakanlığı’nın bir diğer önemli adımı Belediyelerle ilgili… Belediyeler Yasası ne aşamada?
- Ayşegül BAYBARS: Belediyeler Yasası 51\95 sayılı yasa çok uzun zamandır yaklaşık 23 yıldır değişmedi. Özellikle belediyelerin ciddi anlamda tekrardan reforme edilip, yapılandırılması ve özerk kuruluş olan belediyelerin kendi gelirlerini artıracak yapıya kavuşmasını, yerel otorite olarak yetkilerinin genişletilmesini ve beldeye daha etkin hizmet eder hale gelmesi için çalışıyoruz. Meclis’te daha önce kadük olmuş, Belediyeler Yasa Tasarısı vardı. Biz o yasa tasarısı üzerinden yine yeni seçilmiş belediye başkanları ve Belediyeler Birliği ile oturup bir çalışma yaptık. Hem Belediyeler Birliği ve başkanlar hem de Bakanlığımıza bağlı Yönetimler Müdürlüğü, geçtiğimiz günlerde Ankara’ya giderek yerel yönetim uzmanlarıyla mevzuat çalışmaları ve belediyelerin yapısal dönüşümünün nasıl sağlanacağı konusunda bir çalışmaya katıldılar. Bu çalışmadan çıkacak sonuç ile birlikte hazırladığımız tasarı son halini alacak.
Yerel yönetimler vizyonunu, bunun ne olabileceği, belediyelerin hem iç denetimlerine sahip olabileceği hem merkezi hükümetin mali ve hukuki denetimi yapabileceği, hem de belediyelerin kendi gelirlerini artırarak, topluma daha faydalı hizmet yapabileceği bir model üzerinde Belediyeler Yasası’nı geliştiriyoruz. Yasaya yetki, görev, sorumluluk ve yaptırımın belli olmasını sağlayacak bazı tadilatlar yaptık. Elde edilecek gelirlerin kullanılacağı alanın belirlenmesi bazı noktalarda kaçınılmazdır. Tabi bu yasal değişiklik reformun en alt bacağıdır. Diğer bacağı da; belediye sayılarının azaltılarak farklı bir yapılanmaya geçilmesi ya da bazı hizmet ve yetkilerin belli belediyeler arasında paylaştırılması tarzında bir modellemeye geçilmesi tartışmalarını artık sonlandıracak bacaktır. Bakıldığı zaman bazı bölgelerde hem mekânsal olarak hem de nüfus olarak iç içe geçmiş ve birleştirilmesi ekonomik ve sosyal akla uygun bir yapılanması olabileceği görülür. Öte yandan bazı bölgelerde birleştirme sorunu çözmek veya reforma yapmaya yeterli olabilecek düzeyde değildir. Belli bazı büyük yatırım hizmetlerin daha güçlü belediyeler tarafından verilmesi dolayısıyla yatırımlarını ona göre yapması, belli başlı hizmetlerin de kırsal belediyeler tarafından verilmesi ve böylece hizmetlerin biraz da ayrıştırılması modelinden yana bir tutum içerisindeyiz. Ama bunu Belediyeler Birliği ve paydaşlarla görüşeceğiz. Bir de ortak havuz sistemi var. Sadece belli bir belediyenin hizmet vermediği ve belli bir bölgeye ait olmayan aslında tüm KKTC’nin malı yani kamunun menfaatine kullanılan yerler var. Bu yerlerden elde edilen gelirlerin belediyeler arasında paylaştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bununla ilgili modelleme çalışmamız da ikinci reform yasasında yürürlüğe girecek. Bununla ilgili olarak da umudumuz aslında Belediyeler Yasası’nı Aralık ayı içerisinde tamamlayıp sunabilirsek Mayıs 2019’a kadar da o reforma yönelik yasa tasarısını hazırlamak, tüm paydaşlarla ortak bir yol bulmaktır. Bir sonraki seçim 2022 yılındadır. 2022 yılında bir daha erteleme yapmamak için 2019 yılında bu reformu sağlayabilirsek bu yasanın yürürlüğünü bir sonraki seçim tarihine göre ayarlayabiliriz.
KENTSEL DÖNÜŞÜM…
“Sosyal konut projeleri geliyor”
- YENiDÜZEN: Bugüne kadar kırsal kesim arsaları da özellikle UBP’li hükümetle döneminde siyasi çıkarlar için kullanıldı. Sizin bu konudaki yaklaşımınız ne olacak?
- Ayşegül BAYBARS: Biz alt yapısı olmayan ve geçmişte tarla niyeti olarak verilen arazilerin alt yapı çalışmalarını tamamlamaya yoğunlaştık. Alt yapısı olmayan yerleri dağıtarak, yeni sorunlar ve yeni mağdurlar yaratmak niyetinde olmadığımızı söylemiştik. Dolayısıyla bununla ilgili herhangi bir adım atmadık. Alt yapı çalışmalarını hazırladık, hem belli köylerde hem ikinci etap ihale ile devam ettirmeyi düşünüyoruz. Özellikle Mağusa-Maraş Bölgesi’nde ilk yapmayı düşündüğümüz daha sonra Güzelyurt ve diğer bölgelere yayılacak bir sosyal konut projemiz var. Bir kentsel dönüşüm fikrini içeriyor aslında. Mağusa Maraş’ta bir arazi tespiti yaptık. Şu an uzman arkadaşlar projeyi çiziyor. Projenin bitimine yakın finansman modelleri üzerinde de çalışıp bunun kriterlerini belirleyip halkımızla paylaşacağız. Özellikle ekonomik anlamda dar gelirli vatandaşların kolay konut elde etmesine yol açacak. Tarla aldıktan sonra alt yapısını nasıl yaparım, evi nasıl yaparım düşünmeyip tamamen uzun vadede ne devlete yük olacak ne de kendilerine yük olmayacak şekilde tamamen bu insanların konut ihtiyacı karşılanacak bir yapı düşünüyoruz. Ama bunun sadece konutla ilgili değil o bölgede bulunan eczanesi, kuaförü, marketi, okulu, çocuk parkı, yeşil alanı ile komple bütün bir proje tasarlıyoruz. Onun da projesi 1 aya kadar bitecek. Sonrasında da finansman modeli ve hangi kriterlere göre vereceğimizi açıklayacağız.