1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. “Yüz kez mi, bir kez mi?”
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

“Yüz kez mi, bir kez mi?”

A+A-

 

“Bir toprağı yüz kez mi satmak istersiniz?  Yoksa bir kez mi?”
Tartışma böylesi bir tonda ilerliyor.
Açık artırma gibi...
Toprak insanın rantı!
Ve bir soru öksüz kalıyor:
“Nerede buldunuz siz bu toprağı?”

*  *  *

“Bir kez mi satmak isteriz toprağı.
Yüz kez mi...”

Yaşamak isteriz, insan gibi!
Bu toprağın üzerinde çok daha medeni, çağdaş, uluslararası hukukla uyumlu ve geleceğimizi görerek yaşamak isteriz.
Boğulmadan ve kaybolmadan!
Hiçleşmeden yaşamak...

*  *  *

Unutmadan yineleyelim:
“Sahi siz nerede buldunuz bu kadar toprağı?”

*  *  *

O kadar hoyratça “üleştirdik” ki...
Kıyılardan mezarlık diplerine, stadyumların park yerlerinden portakal bahçelerine, sanayi bölgelerinden tarımsal arazilere kadar...
“Nefessiz” kentlerimiz var!

*  *  *

Şimdi biz avanta toprağın kavgasını yapıyoruz ya...
Hem de “kat sınırı” için!
Niye yadırgıyoruz o halde, malın asıl sahibi “herkes evine dönmelidir” dediği zaman (!)

*  *  *

Girne’ye baktıkça midemiz bulanırken, hiç mi pişmanlık duymuyoruz peki?

*  *  *

“Şehir Planlama” dediğin de bir bilim değil mi?
Uzmanlar planlamalı o halde!
“Beyin cerrahisi” titizliğinde bakıyorum, kentlerin geleceğine!

*  *  *

Bir de unutmadan...
Kamu görevlisi ister müdür olsun ister memur, ister bakan ister işçi dikkat etmeli diline!
Yeni anlayış şu “hakları” alırken kamu görevlisiyiz, iş sorumluluklara gelince “sıradan” biri..
Olmuyor!

 

 

 

Bu yazı toplam 1759 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar