Yüz metre arayla
“Yeni kuşaklara din unutturuldu, bayrak sevgisi unutturuldu, vatan aşkı unutturuldu.”
Böyle bir tekerleme içerisinde, olur olmaz her yere cami konduranlar...
Dağ taşı bayrakla donatanlar...
Hayatın dört bir yanını kuşatanlar...
Ne oluyor peki, üniversite bitirmiş gençler "askerden kaçmak" ya da “bedelli hakkı” kazanmak adına artık tüymüyor mu?
Ya da "ışıl ışıl" bayrağa bakınca, aynı parıltıda bir "gelecek" görüyorlar mı sizce?
İşçiler daha mı güvenli inşaatlarda, kadın cinayetleri daha mı gösterişli acaba...
***
Kıbrıs'ın kuzeyine "kumarhaneler"in taşınması hangi döneme denk gelir?
Nereden gelmiştir bunlar; müşterisi, işletmecisi, şarkıcısına kadar!
Sonra da yok namaz, yok niyaz...
***
Kerhanesine ve kumarhanesine laf etmeyeceksin de!
Camiyle örteceksin ayıbı... İlahiyatla falan...
Ve "rulet" artığı bir zenginlikle, bu ülkenin kıyılarını değerinin üçte birine iç edenler, dönecekler, topluma da "vatan millet" dersi verecekler...
***
Kıbrıslı Rumlar daha çok kumar oynasın diye imar yasalarının ırzına geçerek tepemize beton dikenler, üzerinden bir de "Rumla yaşanmaz" fetvasıyla korku salıyorlar ya!
İnsan çıldırıyor...
***
Senelerce bu halkı "casinosuz turizm olmaz" diye kandırdılar.
Tek bir rulet masasının dönmediği güneye nasıl turist aktığını görüyorlar, şimdi...
Ve oradan pay almak için de çırpınıyorlar.
“Ama şimdi onlar da açıyor” diyecekler.
Bir tane!
O da parayı kuzeye kaçırmasınlar diye!
***
En büyük kumarı oynadık, güzelim plajlarımızı lağıma terk ederek, alternatif turizm yatırımlarına destek vermeyerek, kentleri betonlaştırarak, kışlaya dönüştürerek, dere yataklarını ve doğal yaşamı kirleterek, plansız yapılaşmalarla güzelim kasabalarımızı çimento ormanına dönüştürerek...
***
Şimdi bolca camimiz var!
Siyasetimiz islam, soframız milli!
Ve üniversiteler ile kerhaneler, kumarhaneler ile yurtlar iç içe şimdi...
Bak ver gururlan ey bayrak!
Işıl ışıl parla, minareler ile rulet masaları arasında bir yerde...
“Beş vakit” günde, yüz metre arayla!
Hepsi burada...