YÜZDE 30 FAKİRLEŞMEYE DOĞRU
Dünyayı esir alan Covid-19 virüsü, can almanın ve can yakmanın yanı sıra sosyal ve ekonomik bakımdan da geride büyük bir enkaz bırakacak.
Bugün için bunu iddia etmek belki kehanet olur ama belki de virüsün doğrudan yakacağı candan çok daha fazlası, sonraki süreçte yanacak.
İşsizlikten...
Açlıktan...
Susuzluktan...
Sosyal kesimler arasındaki çatışmalardan...
Sefaletten...
Ve bunun getireceği hastalıklardan, bakımsızlıktan, ilaçsızlıktan...
Korkunç bir kehanet bu ama ne yazık ki imkansız değil.
* * *
Kıbrıs'ın kuzeyinde kapalı hayat koşulları her Bakanlar Kurulu toplantısında biraz daha öteleniyor.
Kamunun çok büyük kısmı ay sonuna kadar kapalı durmaya devam edecek. Özeldeki kapalı bazı sektörler için bir hafta sonra değerlendirme yapılacağı söylendi ama bunun çok da kolay ve de mümkün olabileceğini sanmıyorum.
Çünkü virüs tehlikesi geçmedi. Seyir yatay ve bu iyi bir durum ama dünyadaki örneklere bakılırsa her an patlama olabilir.
Bu yüzden 'açma' kararı almak ve bunun getirebileceği risklerin sorumluluğunu üstlenmek kolay değil.
* * *
Bununla beraber sosyal ve ekonomik durumun seyir defterine de kayıtsız kalınamaz.
Kimi sektörler bir an önce açılmayı talep ediyor ve haksız değiller.
Kapatılan veya bizim basın sektörü gibi çalışan ama yarını dahi göremeyen özel sektör çalışanları ve de kendi nam ve hesabına çalışanlar da kapalılık durumunun uzamasından mustariptir.
Ancak sektörler kısmen, hatta tamamen açılsa bile ekonomik yaşam eskisi gibi olamayacak.
* * *
Ekonomi uzmanlarının öngörüleri ekonomide ciddi bir daralmanın kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.
Kimi hesaplamalara göre Kuzey Kıbrıs'ta ekonomideki küçülme yüzde 30'lara kadar varabilecek.
Yani nerdeyse üçte bir oranında küçülme yaşanması olası.
Bunun en basit ama çok acıtıcı sonucu şu: Her üç kişiden biri işini kaybedecek. İnsanların büyük kısmı gelirlerinin yüzde 30'unu kaybedecek.
Yani fakirleşeceğiz.
Doğal kaynaklardan yoksun, üretimi yetersiz ve siyaseten izole durumu nedeniyle dış kaynağa da erişimi güç, zaten kötü şartlarda yaşayan bir toplumun böylesi bir enkazın altından çıkabilmesi kolay olmayacak.
Bambaşka bir döneme doğru yol alıyoruz ve bu süreç çok ciddi bir sınav olacak.
Dayanışmayı ve birlik olmayı becerirsek hem virüsün kendisini, hem de yaratacağı sonuçları en az zararla atlatabilir ve gerçekten bir 'toplum' olduğumuzu yeniden kanıtlayabiliriz.
Yokluk ve acılar yakıcıdır ama
hem öğretir, hem de dayanma gücü kazandırır.
Zor zamanlar yeni başladı.
Yaşayacak, öğrenecek, direneceğiz.
Başka önerisi olan?