“Zaman kaybına tahammülümüz yok”
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras bir araya geldi ardından basın toplantısı düzenledi…
Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Yunanistan'a 65 yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı düzeyinde yapılan ilk ziyaret çerçevesinde Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile bir araya geldi.
İki lider görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşuyor.
Kıbrıs konusunda aktif rol oynadığını ifade den Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın basın toplantısında Kıbrıs’la ilgili ifadeleri şöyle:
“Bir diğer konuda özellikle anavatan ve garantör Türkiye olarak Kıbrıs meselesi. Ben bu konuda aktif rol oynamış bir kişiyim. O zaman Davos'ta Kofi Annan benden rica etmiştir. Ben 3 kez teşebbüs ettim, bir daha denemek istemiyorum dedi. Dördüncüsünü yapalım dedim, tamam dedi. Çalışmalarımıza başladık. Final çalışmasını İsviçre'de yaptık. Karamanlis o zaman Yunanistan Başbakanı’ydı. Güney Kıbrıs masadan çekilmek istedi. Türkler yüzde 60'dan fazla evet dedi. Güney Kıbrıs hayır dedi. Oradan sonra Güney Kıbrıs AB'ye girdi. O süreci de ben yaşadım. Şimdi yine İsviçre'de Cenevre'de bir araya geldiler. Sonunda masadan kim çekildi, Güney Kıbrıs çekildi. Hep beraber o süreci yaşadılar. Biz adil ve kalıcı bir çözüm istiyoruz. Ama Güney Kıbrıs'ın böyle bir sorunu yok. Hep kaçamak yollara başvurup yine olmadı diyorlar.
Ege'deki meselelerde sürekli istikşafi görüşmeler yapıyoruz. Biz bundan kaçmıyoruz. Bu görüşmeleri her zaman yapabiliriz. Ama bütün mesele adil olalım. İşin üzerine gidelim. Bardağın boş tarafıyla uğraşmayalım. Bizim zaman kaybına tahammülümüz yok. Bu işi başarmamız lazım. Adanın gerçekleriyle ilgili adımları atmamız lazım”.
Çipras: “Yabancı askerlerin olmayacağı bir Kıbrıs Cumhuriyeti…”
Sözü ilk olarak Çipras aldı:
"Karşılıklı olarak saygı çerçevesinde kışkırtmalarda bulunmadan konuşabiliriz. Bizim ilişkilerimiz tabii ki modernleşecek. Bu ilişkiler halklarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye çıkacaklar mı? Bu modernleştirme sadece Lozan anlaşmasına kati saygı çerçevesinde gerçekleştirilebilir. Bu anlaşmanın yeniden yapılandırılması söz konusu olamaz. Bunu açık ve net söylüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı ile açık ve net bir şekilde konuştuk. Biz anlaşmazlıkların arkasına gizlenmiyoruz. Bölge ile ilgili Ege ile ilgili konuları konuştuk. Ege'deki gerginlikten bahsettik. Türkiye'nin bölgedeki ihlallerinin sona ermesini söyledim.
Mümkün olduğu düzeyde Ege'deki gerginliklerin azaltılması için bizim gözetimimizde güven artırıcı önlemlerin artırılamasında mutabık kaldık. Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte Kıbrıs sorununa adil bir çözüm bulunmasının önemini görüştük. Bu çerçevede yabancı askerlerin olmayacağı bir Kıbrıs Cumhuriyeti'nin olması gerektiğini söyledim. Göçmen krizi konusu da bizleri yakından ilgilendiriyor. Göçmen krizi anlaşmasıyla Ege'de ölümlerin önüne geçtik. Avrupa'ya yönelen demokratik bir Türkiye'yi Yunanistan'ın destekleyeceğini söyledim. Bizim ülkemizin darbecileri desteklemeyeceğini söyledim. Yunanistan yargısının kararları bağımsız bir şekilde alınır ve hepimiz tarafından saygıyla karşılanır. 2018 yılında Türk-Yunan ilişkileri arasında yeni bir dönem açılması için çağrı yapıyorum. Sizi yeni bir sayfa açmaya davet ediyorum. Bu yeni sayfa kışkırtmalara dayanmayacak, dostluk köprülerine dayanacak. Bunu başarabileceğimize inanıyoruz."
Ardından söz alan Erdoğan ise şunları söyledi:
"Atmamız gereken önemli adımlar var. İkili ticaret hacmimiz 2.6 milyar dolar. Hedefimiz 10 milyar dolardı. 2014'ten sonra bir geri gidiş oldu. Temennim odur ki bunu yeniden tamamlarız. Ulaştırma projelerine önem vermeyi hedefliyoruz. İstanbul-Selanik feribot hattı gibi ulaşım projelerine hız vermeyi planlıyoruz. Türkiye uzun yıllardır PKK, DEAŞ, FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadele ediyor. Bizimle en rahat empati kurabilecek ülkelerin başında Yunanistan geliyor. Yunan güvenlik ekiplerinin attığı adımları takdir ediyoruz. FETÖ militanlarının adaletle yüzleşmesi büyük önem taşıyor. Sayın Çipras ile olaydan sonra başlattığım görüşmede ve bugünkü görüşmede Yunanistan yargısına çağrım var, gecikmiş adalet adalet değildir. Bunların Türkiye'ye iadesi mümkündür.
Müslüman azınlığın durumunda iyileştirmeler yapılmasını talep ettim. Lozan Türkiye ile Yunanistan arasında bir anlaşma değildir. Lozan sadece Ege'yi mi kapsıyor. Batı Trakya'daki azınlıkların hukuku yok mu? Batı Trakya'daki Müslümanların hukukunu korumak Yunanistan hükümetinin sorumluluğundadır. Şu anda 15 bin euro kişi başına geliri var Yunanistan'ın ama Batı Trakya'da bu rakam 2 bin euro civarında. İnançlarını yaşama konusunda da sıkıntıları var. Başmüftüleri atama ile geliyor, Lozan seçim diyor. Türkiye'de patrik seçimle geliyor. Sen Sinod Meclis'i seçer. 15 yıldır bütün arkadaşlarımıza bunu söyledik ama hiçbir netice alamadık. Bu da Lozan.
Çok daha farklı konular da söz konusu. Bizim toprak bütünlüğüyle ilgili bir sorunumuz yok. İnanç hürriyeti deniliyor. Burada bir Fethiye Camii meselemiz var. Atina'da bir cami sorunumuz var. Ama Türkiye'de Hristiyanların kiliseleriyle ilgili bir sorun yaşamadık. Şu anda Sümela Manastırı'nı koşullar zor olsa da bitireceğiz. Tüm Hristiyanların hizmetine sunacağız. Biz inanç hürriyetinden korkmuyoruz. Ama Batı Trakya'da bu sorunu bir an önce aşalım. Artık bunlar bizim masamızda durmasın.
"ADİL VE KALICI BİR ÇÖZÜM İSTİYORUZ"
Bir diğer konuda özellikle ana vatan ve garantör Türkiye olarak Kıbrıs meselesi. Ben bu konuda aktif rol aynamış bir kişiyim. O zaman Davos'ta Kofi Annan benden rica etmiştir. Ben 3 kez teşebbüs ettim, bir daha denemek istemiyorum dedi. Dördüncüsünü yapalım dedim, tamam dedi. Çalışmalarımıza başladık. Final çalışmasını İsviçre'de yaptık. Karamanlis o zaman Yunanistan Başbakanıydı. Güney Kıbrıs masadan çekilmek istedi. Türkler yüzde 60'dan fazla evet dedi. Güney Kıbrıs hayır dedi. Oradan sonra Güney Kıbrıs AB'ye girdi. O süreci de ben yaşadım. Şimdi yine İsviçre'de Cenevre'de bir araya geldiler. Sonunda masadan kim çekildi, Güney Kıbrıs çekildi. Hep beraber o süreci yaşadılar. Biz adil ve kalıcı bir çözüm istiyoruz. Ama Güney Kıbrıs'ın böyle bir sorunu yok. Hep kaçamak yollara başvurup yine olmadı diyorlar.
Ege'deki meselelerde sürekli istikşafi görüşmeler yapıyoruz. Biz bundan kaçmıyoruz. Bu görüşmeleri her zaman yapabiliriz. Ama bütün mesele adil olalım. İşin üzerine gidelim. Bardağın boş tarafıyla uğraşmayalım. Bizim zaman kaybına tahammülümüz yok. Bu işi başarmamız lazım. Adanın geçekleriyle ilgili adımları atmamız lazım.
"AB SÖZÜNÜ TUTMADI"
3 milyonu aşkın mülteci şu anda ülkemizde. 30 milyar doları aşan harcamamız oldu. AB 6 milyar euro destek verecekti, gelmedi. Sözü veren AB, yerine getirmeyen AB. Bunları acımasızca görüyoruz.
TRUMP'IN KUDÜS AÇIKLAMASI
Dün ABD Başkanı Trump tarafından yapılan Kudüs açıklamasına değinmek istiyorum. Barış adına talihsiz bir açıklamadır. Yapılan açıklama uluslararası hukukun ayaklar altına alınmasıdır. Bu talihsiz adımla bölgeyi ciddi manada sıkıntıya sokacaklarına inanıyorum. 13 Aralık'ta İslam İşbirliği Teşkilatı olarak bir zirve yapacağız. Oradan bir sonuç bildirgesi çıkacak."
Kıbrıs açıklaması...
Erdoğan'ın sözlerinin ardından Aleksis Çipras açıklamalarda bulundu:
"Kıbrıs'la ilgili olarak ben 43 yaşındayım ve 43 yıldır bu mesele açık"
"Önceki zaman zarfında Lozan ile ilgili sözlerimin tam olarak anlaşılmadığını anladım. Kendisi yeniden görüşülmesini istemiyor. Yunanistan'ın toprak bütünlüğü ile ilgili olarak herhangi bir durum söz konusu değil. Bizim sınırlarımız Lozan ile belirlenmiştir. Lozan anlaşması ile ilgili bir güncellemeden bahsediliyor, bu anlaşmanın doğru şekilde uygunlanmasından bahsedildi.
Trakya'daki Müslüman azınlık ile Türkiye'deki Yunan azınlık bizi yakınlaştıran unsurlar olmalıdır. Yunanistan vatandaşı Müslümanlarla ilgili hükümetimiz hassas davranmakta ancak bu konularla ilgili daha fazla adımla atılması gerektiğine de inanıyorum. Ancak Yunanistan'daki vatandaşlarla ilgili konular başka ülkeleri ilgilendiren konular değil.
Erdoğan'ın Ege'deki, Kıbrıs'taki fikir ayrılıklarından bahsettiğini duydum, Kıbrıs'la ilgili olarak ben 43 yaşındayım ve 43 yıldır bu mesele açık. Burada haksız bir işgal söz konusu. Bu çerçevede kimin suçlu olduğuna dair tartışma söz konusu. Bu durum 43 yıldır devam ediyor. " (t24)