1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Zamana karşı telaşlı bir ruhla
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Zamana karşı telaşlı bir ruhla

A+A-

Çok fazla insanı mutlu etmenin basit bir yöntemi var: Çok daha fazla rol yapmak ve yalan söylemek.
Gülmek yüzüne herkesin...
Kimseye kendi hakikatini, kusurunu, fırsatçılığını, çelişkisini, ayıbını anımsatmamak.
Uyumlu ve uysal olmak, görmemek, duymamak, işitmemek ve söylemek her kim, ne duymak istiyorsa...
Hapsetmek duyuları, duyguları kelepçelemek, hayalleri çürütmek...
Gözetlemek başka hayatları, söğüşlemek hayalleri ve yarınlara barikatlar kurmak...
Her eve, her sokağa, her hayata bir başka ‘maske’yle dalmak.

*  *  *

İyilikle aptallığın, masumiyetle enayiliğin, merhametle kalleşliğin, sevgiyle nefretin arasındaki çizgi inceldikçe, hayatın kollarında büyüyor yorgunluğumuz...

*  *  *

İnsan ömrünün sınırları öylesine titrek ki...
“Yürek değil be, çarıkmış bu, manda gönünden” der ya Nazım usta, “teper ha babam teper, paralanmaz, teper taşlı yolları...”
O taşlı yollar yüzümüzün çizgisi oluyor zamanla, kalbimizin nasırları...
Gözlerimizin buğusu oluyor, o taşlı yollar...

*  *  *

Mário Raul de Morais Andrade “Olgunluğun Kıymetli Zamanı”nda koymuştu teşhisi...
“Kendimi, bir şekerleme paketi kazanmış küçük bir çocuk gibi hissediyordum: Önce büyük bir zevkle ve iştahla yedim, ama azalmaya başladıklarını bir kez hissedince, şimdi teker teker, tadını çıkararak yiyorum.”
...

“Öz'ü istiyorum, ruhumun acelesi var. Pakette şimdi daha da az şekerleme kaldı.”

*  *  *

Çok fazla insanı mutlu etmenin basit bir sonucu var. Kendinizi mutsuz ediyorsunuz.
Bir sahtelik kaplıyor dört bir yanınızı...
Uydurulmuş gülüşler, kurgulanmış ilişkiler, menfaatli dokunuşlar, rekabetçi sevişlerle...

*  *  *

Bir aşka kaçmak istiyorsunuz,
acemi bir sevgilinin koynunda esrimek; sıcak, samimi, köpük köpük...
Teperek taşlı yolları...
Zamana karşı telaşlı bir ruhla...


*( Esrimek, mest olmak demek, kendinden geçmek. Zweig’in ‘Karmaşık Duygular’ında rastladım, çok sevdim bu sözcüğü... )

Bu yazı toplam 1580 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar