Zeki Müren de bizi görecek mi?
Elektronik etiket gelecekmiş.
Bu etiket gelince pahalılık önlenecekmiş, fiyatlar kontrol altına alınacakmış, vatandaş mutlu olacakmış!
Akaryakıta, elektriğe, seyrüsefere, ehliyete, cezalara, tüm harçlara gelen zamlar elektronik etiket gelince sıfırla çarpılacakmış!
Akaryakıta, elektriğe gelen zammın süte, ekmeğe yansımasını elektronik etiket önleyecek mi?
“Zeki Müren de bizi görecek mi?” gibi traji-komik bir durum yani…
***
Öte yandan bu elektronik etiketle ilgili market sahiplerinin geniş bir bilgisi olduğunu düşünmüyorum çünkü hükümet “marketçilere sorduk, görüş aldık” dese de, ne bu uygulamadan haberleri olduğunu, ne de görüş istendiğini söylüyor marketçiler…
Kanun hükmünde kararname resmi gazetede yayınlanınca bilgileri olmuş.
Hükümet şimdi 1 Şubat’ta uygulama başlayacak diyor ama market sahipleri bu sistemin nasıl işleyeceğini tam olarak bilmiyor.
Sisteme güvenip güvenemeyeceklerini de bilmiyorlar.
Marketçiler, daha şimdilerde görüş alışverişi yapıyorlar kendi aralarında hükümet 15 gün sonrası için tarih verse de…
***
Bildiğim kadarıyla sistem henüz hazır değil.
Üstelik de sistem için, yani yazılım için ihaleye de çıkılmıyor. Hükümet “aciliyet durumu açısından” istediği kişiye/şirkete işi vereceğini söylüyor.
Vay be, hükümetimiz halkımızı pahalılıktan kurtarmak için çok acil şekilde program geliştirmiş ama bunu uygulayacak olanların haberi yok.
Bu sistemde de binlerce market ürünü arasında 79 ürün kayıt altına alınacak.
Bu durumda nasıl pahalılık önlenecek? Ürünlerin Ada’ya gelişinden itibaren fiyatlar kontrol altına alınacak mı yoksa tüketiciye ulaşacağı anda hem de sadece 79 üründe vatandaşın memnun edilmesi mi planlanıyor!
Bu nasıl bir sistem olacak? Uygulanabilir mi, uygulanamaz mı? Tüketici için yararlı olur mu yoksa uygulama sonunda ürün çeşitliliği açısından kısıtlama gelmesi tüketicinin canını sıkar mı?
***
Market sahipleri veya işletmecilerinin kafası karışık… Daha çok ve ayrıntılı bilgiye ihtiyaçları var gibi…
Henüz var olmayan sistem ve kafası karışık marketçilerin durumu da göz önüne alındığında 1 Şubat başlangıç tarihi olabilir mi yoksa uygulamadan tamamen vaz mı geçilir göreceğiz.
Esnafla ortak bankalar…
Hükümet, göz boyamak amacıyla ürünün tüketiciye ulaşacağı son noktada uygulanabilirliği tartışmalı bir sistemi zorlarken, kayıt dışılığa nasıl bir çözüm aradığını açıklayabilir mi acaba?
Diğer kayıt dışı uygulamalar yanında örneğin bankaların pos cihazları üzerinden aldığı komisyon oranları uygulamasıyla ilgili ne düşünüyor?
Bu komisyonlar nedeniyle harcamaların nakit yapılması ve kayıt dışılığın artması özendiriliyor açıkçası…
Oysa ki kredi kartlarının amaçlarından biri de tüketiciye kolaylık sağlamak, nakit taşımanın riskini ortadan kaldırmak yanında kayıt dışılığı da azaltmaktı. Böyle olunca durum tersine dönmüş gibi…
Bahçeye bir şemsiye almak istedim, esnaf haklı olarak; “kredi kartıyla ödenecekse komisyon var” dedi. Arabanın lastiklerini değişecem; “kredi kartıyla ödenecekse bankanın alacağı komisyon da eklenir” dendi yine haklı olarak… Hırdavatçıdan alışveriş yapıyorum, “kredi kartına banka komisyonu var” deniyor.
Esnaf haklı, neden kazanacağı paraya bankayı ortak etsin ki!
Böyle bir durumda insan ne yapar? Nakidi varsa komisyon vermek istemez.
Evet, doğru bu zamanda alım gücü az, nakit de az, kredi kartına yüklenmek durumunda kalıyoruz ama esnaf, bankalar ortaklarıymış gibi çalışmaktan rahatsız, vatandaş da iki kuruşluk alacağına bir kuruş daha ödemek yerine elde olan nakidi kullanmak durumunda kalıyor.
***
‘Vatandaşlık kim verecek!’ kavgasına tutuşan muhteşem üçlü hükümetimiz, dijital etiketle 79 üründe pahalılığı önleyecek yanılgısını veya aldatmacasını bırakıp çok zamanlarını almayacaksa! bankaların vergi üzerinden bir daha vergi almaları ve buradaki gibi kredi kartları üzerinden esnafın ortağıymış gibi aldıkları fahiş komisyon ücretlerine de bakabilir ve ekonominin kayıt dışına çıkmasıyla ilgilenebilirler mi?
