Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Zerrin

A+A-

 

Dünyadan öylesine soyutlandık ki, lise sıralarında her birimizin elinde gezinen ‘küre’ kadar şimdi ufkumuz!
İçe kapandıkça kabardı güvensizliğimiz!
Başarılı insanlara öfkelenir olduk…

***

Zerrin Akıncı’nın ismini duyardım…
Tek farkla, bilmiyordum siyasi lider Akıncı’nın kızı olduğunu.
İngiltere’ye, Amerika’ya gitmiş eğitime, ödüller almış, kırmış içimizdeki kabuğu, imzasını dünyaya atmak istiyor, inatla…
İnsan gururlanır!
Çünkü başarı öykülerine ihtiyacımız var bizim, denizleri aşan, kıtalar yüklü başarı öykülerine.

***

Güneyde bir dergiye kapak olmuş da, kimileri sevmemiş bunu!..
Yok size soracaktı, hangi dergiye kapak olacağını (!)
Öyle ya ezber belli.…
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na “danışman” girebilirdi (!)
Ya da Lefkoşa Belediyesi’ne uzman (!)
Olmadı tiyatroya alırlardı, kostüm falan dikerdi (!)
Ölene kadar maaşı garantiye alır,  çok meraklıysa yine New York’a defileye uçar, hatta Dışişleri’nden ödenekle yapardı tüm bunları (!)
Ne öyle ‘stilist’ falan hayalleri (!)

***

Annan Planı günlerinde, Kıbrıs dünya medyasının gündemine yerleşmişti hani, yurt dışından gazeteci dostlarım gelmişti, salaş bir bara gitmiştik, Mağusa’ya…
Genç bir adam şarkılar söylüyordu…
- Kim, dediler…
- Talat’ın oğlu, dedim…
Türkiye’den bir gazeteci arkadaşın şu sorusunu unutmadım hiç:
- Babasının haberi var mı?

***

2000’li senelerin ardından yaşanan onca ‘umutsuzluk’ içinde, insanın gözlerini gülümseten en önemli gelişme, dünyaya açılan gençlerimizdir…
Gün gele yurda dönecekler, ezberimizi bozacaklar diye umarım…
Hani şu makus talihimizi dağıtacak ve bir başka yerden bakacaklar yarına, köhneliğin ağlarını yırtacaklar gökkuşağı tonlarında bir ışıkla…

***

Hüseyin Çağlayan gibiler artsa, Hazar Ergüçlülerle yüreklensek, Hüseyin Köroğluların kıymetini bilsek, Zerrin Akıncıları gönülden alkışlayabilsek keşke…
Umarım bir gün, Mustafa Akıncı için “Zerrin Akıncı’nın babası” derler…
Çocuklar, ana babalarının siyasi rantını yemek ya da bu aptal sarmalın bir tortusu olmak yerine, elimizdeki küreyi alırlar, beyinlerimize işlerler...
İnsanlığı keşfederiz.
Okyanuslarla nefeslenen bir insanlığı…

Bu yazı toplam 3873 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar