Zor Günlerde Yaz(ama)mak
Adorno’nun ‘Auschwitz’ten sonra şiir yazmayı barbarlık’ olarak nitelemesi gibi, bu yaşananlardan, yaşanmakta olanlardan sonra yazma çabasını barbarlık değilse de, sıkıntılı, hatta abes olarak nitelemek var olan duruma önemli bir tepki ancak yeterli değil.
Hakan Karahasan
[email protected]
Ludwig Wittgenstein’ın Tractatus’un önsözünde söylediği, “Söylenebilir ne varsa, açık söylenebilir; üzerine konuşulamayan konusunda da susmalı” (s. 11) sözü üzerine çok tartışıldı ve tartışmalar hâlâ devam ediyor. Ondan çok önce İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme’de John Locke sözcüklerin ifade etmeye çalıştığı durumları, hisleri ne derece karşılayabileceklerini sorgulamakla, bizlere yaşamdünyamız ve dil arasındaki gerilimli ve zorunlu ilişkiyi hatırlatırken, bazen yaşadığımız anları nasıl ifade edeceğimizi bil(e)mediğimiz zamanlardan geçerken, bizlere avunma fırsatı veriyor sanki.
Sözü uzatmamdaki sebep yanıbaşımızda bir şekilde duyduğumuz, gördüğümüz, izlediğimiz, okuduğumuz, dinlediğimiz, kötünün ötesinde denilebilecek durumla ilgili. Hal böyle iken, yani söylenecek hiçbir sözün anlamı ol(a)mayan bir durumda, oku(n)mak, konuşmak, yazmak neye yarar? Thodor Adorno “Kültür Eleştirisi ve Toplum” adlı yazısında “Ausschwitz'ten sonra şiir yazmak barbarlıktır ve üstelik bu, şiir yazmanın bugün neden imkânsız hale geldiğine ilişkin bilgiyi de kemirmektedir. Eleştirel ruh kendinden memnun tefekkürle sınırlı kaldığı sürece, geçmişte tinin ilerleyişini kendi unsurlarından biri olarak varsaymış olan ve onu artık tümüyle yutmaya hazırlanan mutlak şeyleşme karşısında çaresizdir” dediğinden bu yana, insanlık olarak ne(ler) yaptık?
Yanı başımızda yaşanan durumu ifade etmek için olmasa da, üzerine düşünmek için, belki de tüm sorunların kaynağı olan dile döndükçe, onun ortaya koyduğu olasılıklar üzerinden düşünme, tartışma gibi önemli bir sorun ile karşı karşıya kalmak durumdayız. Günümüz insanının bilgi edinme kaynaklarına baktığımızda, medyanın ne derece önem teşkil ettiği anlaşılabilir. Bugünün ortalama insanı için herhangi bir konuyu haber almak, öğrenmek, değişik araçlar üzerinden haber almak, öğrenmek, bilgilenmek demek. Diğer bir deyişle, bildiğimizi sandığımız hemen hemen her şeyi farklı mecralardan farklı kaynakların süzgeçlerinden alıp fikir(ler) ediniyor, bun(lar)dan yola çıkıp, hararetli tartışmalar içinde buluyoruz kendimizi. Peki, konuşul(a)mayan konusunda ne yapmak gerek? Bir şey yapılacaksa bu ne olmalı? Bir şey yapmalı mı? “Ne yapmalı?”
Mc Combs ve Shaw’un “Kitle İletişim Araçlarının Gündem Belirleme İşlevi” adlı yazıda belirttikleri üzere medya düşüncemizi elbette tek başına oluşturmaz ancak bizlere sunduğu ortam ile ne hakkında düşünmemiz gerektiğini söyler. Böylece, bugün etrafımızda olan hemen hemen her şeyi gördüğümüz, dinlediğimiz, izlediğimiz aygıtlara ek olarak kurgulanan anlatılar olarak düşündüğümüzde, konuşul(a)mayan üzerine söyleyecek sözümüz olabillr mi?
İçinden geçmekte olduğumuz dönemi “zor” gibi bir sözcük ile karşılamaya çalışmak abes. Tam da bu yüzden Adorno’nun ‘Auschwitz’ten sonra şiir yazmayı barbarlık’ olarak nitelemesi gibi, bu yaşananlardan, yaşanmakta olanlardan sonra yazma çabasını barbarlık değilse de, sıkıntılı, hatta abes olarak nitelemek var olan duruma önemli bir tepki ancak yeterli değil. Belki de, bu zor ötesi günlerde Edward Said’in ‘entelektüel kimdir?’ sorusuna yanıt verirken söyledikleri üzerine (yeniden) düşünmek, salt düşünmekle kalmayıp, yine Said’in tabiriyle entelektüel sorumluluk sahibi olduğumuzu unutmadan, bıkmadan, usanmadan, yapılabilindiği kadarıyla mücadele etmek gerekiyor.
Kaynakça
Edward Said. Entelektüel: Sürgün, Marjinal, Yabancı. (Çev. Tuncay Birkan). İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 1995.
John Locke. İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme. (Çev. Vehbi Hacıkadiroğlu). İstanbul: Kabalcı, 2017.
Ludwig Wittgenstein. Tractatus Logico-Philosophicus. (Çev. Oruç Arıoba). İstanbul: Metis Yayınları, 2010.
Maxwell E McCombs & Donald L. Shaw. “The Agenda-Setting Function of Mass Media.” The Public Opinion Quarterly 36, no. 2 (1972): 176–87. http://www.jstor.org/stable/2747787.
Theodor Adorno. “Kültür Eleştirisi ve Toplum.” Edebiyat Yazıları. (Çev. Sabir Yücesoy & Orhan Koçak). İstanbul: Metis Yayınları, 2004.