1. YAZARLAR

  2. Neşe Yaşın

  3. ZOR ZAMANLARA YENİK DÜŞMEMEK
Neşe Yaşın

Neşe Yaşın

ZOR ZAMANLARA YENİK DÜŞMEMEK

A+A-

Yolda olma halini seviyorum. Geçip giden görüntüleri, eski dostları bulmayı, yeni dostlukları doğuran tanışmaları… Bir şehre ilk kez girerken yaşanan duygu örneğin; biraz ürkütücü ama heyecan dolu. Rutinin dışına çıkmış olmanın kaotik sürprizlere doğru açılma imkanını getirişi. Her günün farklı bir deneyime açılma olasılığının verdiği iç kıpırtısı… Bütün bunlar yolcunun sırt çantasında taşıdıkları…

Yaz aylarında bir çeşit sosyal, politik detoks yaşama şansı oluyor insanın. Dünyanın çoğu kez can acıtan gündemlerinden bir miktar uzak kalma hali bu… Günümüzde hayat pek fazla saklanma, dışarda kalma imkânı sağlamıyor gerçi. Çok yakınlarda yaşanan bir felaketin haberi birden derinden sarsabiliyor seni… Bir başkasından gelen kederli bir mesaj karşındaki güzel manzaranın önünü kesebiliyor. Bir dostun hastalığı, bir diğerinin zamansız vedası…  Bu hayatın bir yanı kuşkusuz. Diğer yandan da keyifli haberler kalbini kanatlandırıyor. Yeni doğan bir bebek, bir yakının başarısı örneğin…

Geçenlerde Yunanistan’dan bir arkadaşımla yazıştım. Önceden ayırtmış olduğu bir tatildeymiş hemen yangın sonrasında.” Tatil filan yapamıyorum. İçim suçluluk duygusuyla dolu” diyordu.

Beni hep düşündüren bir konu bu “Yan sokaktan ölüm geçer/ biz hayatı kutlarken” diye yazmıştım bir şiirimde. Sevincimizi buran, vicdanımızı sızlatan bir dünyayla nasıl baş edebiliriz? Bir arkadaşımın ölümünün ardından keyifli zamanları kendime yasakladığımda buna kızan bir başka arkadaşım: “Hayatta yasın da mutluluğun da yeri var demişti. Yası yaşayacaksın ama mutluluğu da ertelemeyeceksin”

Yaşamak ölüme karşı bir direniş aslında. Yaptığımız her şeyi ölüme yenik düşmemek için yapıyoruz. Kimi kez galip geliyor ölüm. Aramızdan birini alıp gidiyor. Karanlığını, kasvetini ve kederini bırakıyor geride kalanlara da. Buna takılıp kalırsak yenilmiş oluyoruz zaten. Vefasızlık değil önerdiğim. Aramızdan gidenleri sevgi ve sevinçle hatırlayıp onları alan karanlığa teslim olmamak anlatmaya çalıştığım.

Hayat sevinçlerin de kederlerin de gözyaşlarının da kahkahaların da alanı.

Her şeye rağmen keyifle yaşamalı, arkadaşlarla upuzun sofralar kurup hayatı paylaşmalı diye düşünüyorum.

Aramızdan ayrılıp gidenlerden de bize kalan bu sofraların hatıraları, birlikte yaşanmış keyifli anlar zaten.

Her giden yaşayanlara sımsıkı sarılmamız gerektiğinin işaretini veriyor bize.

Dünyanın başındaki bu zor zamanlar da bizi keyifli anlar yaşamaktan alıkoymamalı.

Hayat her şeye rağmen çok güzel! Her zaman yepyeni bir şehre girme yeni bir insanla tanışma şansımız, kötülüğe karşı direnme olanağımız var.

Bütün acılara rağmen daha güzel bir dünya hayali hep aydınlatsın derim yolumuzu. Birbirimize tutunalım hep.

 

 

 

Bu yazı toplam 2157 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar